Hiçbirini bile isteye kategorize etmedim. Onlar kendi yerlerini belirlediler.
Biriyle karşılaştığımda iyi kötü anlıyorum yerini. Kısa sürede belli ediyor zaten. Eğer belli etmiyorsa da zamanla kendi yerini seçiyor zaten. Önyargıyla belli yerlere koymuyorum. Hiçbir yer bulmuyorum ona. Zamanla kendisi oluşturuyor gideceği yeri.
Sağlıksız birşey aslında. Çünkü her iki tarafın bunu oluşturması lazım. Biraz siz itersiniz biraz o zorlar, hayatınızda bir yer açılır ona ve onun hayatında da size. Ama artık öyle olmuyor. Aslında uzun zamandır öyle olmuyor. Bir kadından çok beklenmeyecek birşey nötr kalıp sadece izlemek sanırım. Sonunda "adam" yerini bulduğunda sürekli tedirginlik yaşıyormuş gibi geliyor. Asında çok saçma, seni rahat bıraktım ve sen oraya yerleştin , demek istiyorum. Namümkün. Kendi başına yerleşmiş olmayı kabullenemiyor. Sorumluluk duygusuyla bir ilgisi olabilir belki. Yerinin getirdiği sorumlulukların sadece kendisinden kaynaklanması, sonrasında beni suçlayamaması demek aslında. Buna mı alışkın değillerdir nedir anlayamadım. rahat bırakılmaya dayanamıyorlar sanırım.
Birliekte bir yer belirlemek bana zor geliyor. İsteklerin uyuşmuyor, anlatmak zorunda kalıyorsun vs. En zor kısmı anlatmak zorunda kalmak. Açıklama yapmak kadar zor bir şey yok bazen. Hele ben onu anlıyorsam ve ona birşeyler anlatmam gerekiyorsa. Çok zor , çok. Uğraşamıyorum. İzliyorum ben de. Bazen çok farketmiyor nereyi seçeceği. Farkettiği durumda ise, seçtiği yer benim aklımdaki ile uyuşmuyorsa "yanlış oldu" diyip tamamn ilişiği kesebiliyorum. Dedim ya sağlıksız birşey. Daha iyi olması için çabalamak ise zor. Sağlıksızlığı tercih ettim sanırım bu noktada.
Birisi gelirken tüm kapılar aralık aslında. Ne ardına kadar açık ne tamamen kapalı. Kapıyı o seçiyor o açıyor, sonucunu o yaşıyor. Sonra niye şikayet ediyor , orayı anlayamıyorum işte...