Tarih Sayfalarında

Siirt seçimleri günü geldiğinde tarihimizin kara sayfalarında yer alacaktır. Önce şunu sormak gerekir. Sayın Recep Tayip Erdoğan seçilmiş olsaydı Siirt seçimi iptal edilecek miydi? Yanıtı kocaman bir hayır.

yazı resim

Tarih Sayfalarında
Hele hele üç yüz atmış üç milletvekiliyle değil de iki yüz elli milletvekiliyle gelseydi bin defa hayır.
Yasa gereği istifa ile sırası boşalan adayın yerine ikincisinin gelmesi ve yeni adayın üçüncü sırada olması gerekirdi. Bu seçimde bu yasaya uyulmadı. Oysa bu seçimde HADEP in katılmayacağı, katılsa bile oylarının geçerli sayılmayacağı nedeniyle AKP nin iktidar avantajlarıyla girdiği bu seçimde üç milletvekilliğini kazanmasının sürpriz olmayacağı belliydi. Bu durumda sayın Recep Tayip Erdoğan’ın üçüncü sırada aday olmasında hiçbir sakınca yoktu. Ben iktidarım, benim dediğim olur anlayışı bu yasal olmayan durumun ortaya çıkmasına neden oldu. Bu durum Cumhuriyet tarihimizde bir ilkti.
Bu seçimdeki ilkler bitmedi. Atmış sekiz yaşındayım. Bin dokuz yüz elli sekizden bu yana, yani tam kırk beş senedir siyasetin içindeyim. Bu güne kadar hiçbir seçimde seçim sonuçlarının vali tarafından açıklandığını duymadım. Bu da ilklerin ikincisi. Üçüncü ilki ise CHP lideri sayın Deniz Baykal sayesinde yaşadık. Ülke genelinde tek bir ilde yapılacak olan seçim çalışmalarına katılma gereği bile duymadı. Bakın bu acı gerçeği CHP nin milletvekili adayı nasıl değerlendiriyor. CHP bu seçimde havlu attı. Yani rakibi AKP ye teslim oldu.
Baykal yönetimindeki CHP ye akıl erdirmek olası değil. Ama şöyle ama böyle bir partinin bir milletvekili çıkardığı ildeki seçimde kendisini pasifize etmesi anlaşılabilir bir olgu değil. Zaten bu güne kadar nasıl bir muhalefet yapacağı bile belli olmadı. Kararsızlık deseniz değil. Bilgisizlik değil deseniz o da değil. Zira yıllardır muhalefette yoğruldu durdu. İyi muhalefet yapamadığı için de hep muhalif kalmaya abone oldu.
Silivri CHP de sular bir türlü durulmuyor. Atamaların ardı arkası kesilmiyor. Akılcı davranmak ise Silivrili partililerin aday göstermesi. Ama nedense partililerin gösterdiği aday il ve genel merkez yönetimi tarafından kabul edilmiyor. Şimdi de partililerin tanımadığı bir ilçe başkanı atanmış bulunuyor. Üstelik atanan başkanın partiye kaydının olmadığı söyleniyor. Genel merkez başkan atamasında iyi bir kılıf uydurmuş. Meğer atanan başkan CHP ye genel merkezce kaydedilmiş.
CHP bazı toplantılarına gazeteci kimliği ile değil de partili kimliğimle katıldım. Zira kırk beş yıldır Menemen CHP ilçe örgütünün üyesiyim. Üstelik üç yıl gençlik kolu, beş yıl da ilçe yöneticiliği yapmıştım. Sekiz yıl yöneticilik yaptığım ve kırk beş yıldan beri üyesi olduğum CHP her zaman ilgi alanımın içindedir.
Geçmişte Halkçı Parti Menemen ilçe başkanıyken, Halkçı Parti Genel Başkanı, yakın bir arkadaşının Menemen Belediye Başkanlığına aday olmasını önermişti. Bu durum karşısında genel başkana aynen şunları söylemiştim. Ben tepeme paraşütle adam indirilmesine kesinlikle izin vermem. Belediye başkan adayımızı ben ve benim yönetimimde olan kurul seçer. Tamam dedi genel başkan. Ve sonunda kurulumuzun beni seçmesi üzerine belediye başkanlığına aday olmuştum.
Bence Silivri CHP üyeleri kendi başkanlarını kendilerinin seçmesi gerekir. Hepsi siyaseti ve ilçelerinin sorunlarını iyi bilen insanlar. O halde niye genel merkez? Bir çekişmedir gidiyor. Genel merkez şu olsun diyor. Partililer haklı olarak hayır diyor. Partililerin gösterdikleri adaya ise genel merkez hayır diyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi üç dönemdir belediye başkanlığını kazanan sayın Selami Değirmenci’nin partiden ihracı gündemde. Bu ihraç gerçekleşirse partinin kazançlı çıkmasını olası görmüyorum. Geçmişte Muğla’da barajlar kralı olarak tanımladıkları CHP li Latif Sepil belediye başkanıydı. Çok geniş iş alanı olduğu için oturumlara her defasında katılamamasını bahane eden CHP li meclis üyeleri Latif Sepil’ çok büyük hizmetler vermesine rağmen başkanlıktan düşürmüşlerdi. Yenilenen seçimi AP büyük bir zaferle kazanmıştı. Bu olay üzerine CHP yıllarca Muğla’da yerel seçim kazanamamıştı. CHP nin Erman Şahin’in kazanmasıyla başlayan süreci halen devam etmektedir. Halen Muğla belediyesi CHP nin yönetimindedir.
İhraç isteminin bu nedenle iyi değerlendirilmesi gerekir. Aksi halde üç dönemdir süregelen kazanım yiter gider ve dönüş için uzun yıllar gerekebilir.
Özcan Nevres 9 Mart 2003

Yorumlar

Başa Dön