Bir gün ve bir yıl...
Nasıl birbirine benzer? İnsan, içlerini o aynı sürede - nasıl keşfeder hatta siler süpürür? Peki bu neleri götürür? Nereye ve de?
Ben -blog-un kaybolmasından bahsediyorum. Şu birkaç gün. Ama o kadar tanıdık bir deneyim ki bu...
Daha önce, ilk kitap "denemem"de hangi bilgisayarları, hangi yazıcıları bozmadım ki ben! Sonrasında gelen kitap atıştırmalarında da aynılarını yaşadım. Herkes, yazın (genelde bu zamana tekabül ediyordu), elimde bir disketle ya da cd ile beni gördüklerinde kaçıyordu. Şaka değil, çünkü muhtemelen kendi bilgisayarlarım dahil, bozmuş, sinirden içim delinmiş yürüyorumdur o sırada...
Bu ve bunun gibi yaşantılar, insanın hayatında "paranoyak" olma hissini de kavuruyor istemeden. Hukuki mücadeleler yaşıyor rüyalarında, gerçek-i sabah gibi bir akşamda -bugün mesela-kendine gülüp çikolatayı bırakıp herkese daha iyi davranıyor.
O zamanlar için de, şu sıralar başıma gelen bu tip olaylar için de benimle çöken herkese teşekkür ediyor ve incelikler hep onlar ile olsun istiyorum.
Son olarak eklemek ve ayıklamak istediğim husus: Yazılarınızı ve fotoğraflarınızı sadece internet ortamında (sitelerde) ve ya bilgisayaranızda tutmayın. Mutlaka cd'lere + (flashdisc) taşınabilir belleklere hiç üşenmeden depolayın, mümkünse de gruplayın.
Herkese gönüllü çalışmalar
Muna Genç T.