Tilcikler ve Filcikler

Kimisi tümce diyor, kimisi imge. Düşün ve yazın iki ayrı ucube. Sokak kadınları kadar haysiyetleri yok! Cümle ne zaman öldü, niçin öldü, yerine ikame edilen neseb-i gayr-i sahih veled TDK’daki medikal doktorlarımızın sezeryanla ortaya çıkardıkları şaheserleri mi? Hayal edemeyen nesiller hayali katledip artık olmayan istikballerini mi imgeliyorlar! Muhayyilenin emzirdigi şaheserler yaratan nesiller gidip de yerlerine lügatten korktukları için kendi kelimelerini uyduran yeni yetmeler mi geldi?

yazı resim

Kimisi tümce diyor, kimisi imge. Düşün ve yazın iki ayrı ucube. Sokak kadınları kadar haysiyetleri yok. Cümle ne zaman öldü, niçin öldü, yerine ikame edilen neseb-i gayr-i sahih veled TDK’daki medikal doktorlarımızın sezeryanla ortaya çıkardıkları şaheserleri mi? Hayal edemeyen nesiller hayali katledip artık olmayan istikballerini mi imgeliyorlar! Muhayyilenin emzirdigi şaheserler yaratan nesiller gidip de yerlerine lügatten korktukları için kendi kelimelerini uyduran yeni yetmeler mi geldi? Hakiki tarihinden ve edebiyatından bîhaber profesör kürsüden ‘düşün’ diye haykırırken Sokrat’ları, Aristo’ları, Farabi’leri, İbn Sina’ları, Hegel’leri ve daha nicelerini münbit göğsünde emziren ve felsefe tabir edilen hazineden mi bahsediyor; yoksa tembel talebelerine düşünmelerini mi öğütlüyor.Böyle bir eziyet dünya yüzünde hiçbir lisana yapılmadı, ne duyuldu ne görüldü. Yabancı diye bütün haysiyet sahibi kelimeleri idam ettikten sonra yerlerine olabileceklerin en kötülerini koymayı başardık. Öte yandan İngilizce önüne gelen dilden kelime aldı. Ve nihayet karşımıza dünyanın en izbe köşesindeki 5 yaşında çocuğun bile bildiği, yabancı dil olmaktan çıkmış,bünyesinde bir kelimenin on tane müradifini barındıran , ele avuca sığmaz bir lisan çıktı. Bir İngiliz, Bir Amerikalı 15. Yüzyılda yazılmış bir eseri rahatlıkla olmasa da okuyup anlayabiliyor. Shakespeare bir ingiliz çocuğu için sadeleştirilip de okunması lazım gelen şifreli bir tuğralar silsilesi değil. Bize gelince nesillerin hafızası her 10 yılda bir yenileniyor. Bir müddet yurt dışında kalıp da memleketine dönen adamın yazılan kitapları, konuşulan dili anlamakta müşkil durumlara düşeceği zamanlar yakındır. Bırakın bir asrı kütüphanelerimizdeki 10 sene evvel yazılmış bütün kitaplar toplanıp yakılsa yeridir. Okunup anlaşılabilmeyen yazılı kağıdın o rafta durmakla bir fayda sağlayacağını iddia edecek akl-ı selim sahibi bulmak kabil olur mu kim bilr!
Yaşadığımız trajedi Cemil Meriç’in yaman üslubunda ifadesini tam bulmuştu bir zamanlar: “Genç hafızalara yerleştirilen “tilcik”ler üredikçe üremiş, nesillerin zevk selâmetini bozmuş, onları tarihlerinden ve mukaddeslerinden koparmıştır. Bu ülkenin aydınları yıllarca tek hürriyet tanımışlar: Dillerini tahrip hürriyeti. Tefekkür yasaklanmış, irfana sadakat, vatan ihaneti sayılmıştır. Zekâları felce uğratan bir devrimdir bu. Zaman zaman halkçılık, milliyetçilik, ilericilik ve benzeri mefhumların arkasına saklanmıştır.”
O günden bu güne değişen tek şey “tilcikler”in “filcik” olup üzerimize düşen gölgelerinin biraz daha büyümüş olmasından başka bir şey değil!

Başa Dön