Türküler Söyler Sevdamızı

Günlerin hayin pusularında kalmışım, ay doğmaz, güneş gülmez pencerelerime, bilmesende bir derin karanlıktayım.Sayki ölümüm sayki yetimim, sayki ağlamaklıyım... Canıma kastı var saatlerin, akrebi zehirliyor, yelkovanı kurşunluyor. Bu nasıl derttir z

yazı resim

Gittim ya diyarından çeşm-i siyahım, daha bir
zifirdir geceler.Önümüze sıralanan dağlara
tırnaklarımla nakşettim adlarımızı.Sermayem
bitimsizdir, servetim derya.Diyor ya, Mahzuni Usta
"Bağladım canımı zülfün teline" tastamam resmetmiş ak
kağıtlara özlemimi benimde. Şiirler nasıl yakışıyorsa
sevdalara, türkülerde öyle yakışıyor benim sevdama...
Neşet Ustanın içli sesi ile içlenirim yağmurlu
günlerde.Gönül dağım yerle bir olmuş, boran bana,
yağmur bana, kar bana.Bilmeyişin sevdamızın akıbetini
sinemdeki en derin yara.Mısralardan mısralara savrulur
yüreğim, illede "Rızası bahçanın gülü derilmez derim."
....
Gönül bu söz dinlemez halden anlamaz inanmıyor
ayrıldığına.Türkelerde dillenir ahvalim kulak
ver.Zehirim ol geçtiysen benden, öldür beni sevdiğim
"Evvelim sen oldun ahirim sensin"...
Türkülerin uçlarını yakıp veriyorum yıldızların gümüş
kollarına.Takılır umudu ile bakir uykularına, bir
lahza duyarsan ah-u zarımı mısralarında budur benim
tek karım...
Günlerin hayin pusularında kalmışım, ay doğmaz, güneş
gülmez pencerelerime, bilmesende bir derin
karanlıktayım.Sayki ölümüm sayki yetimim, sayki
ağlamaklıyım...
Canıma kastı var saatlerin, akrebi zehirliyor,
yelkovanı kurşunluyor. Bu nasıl derttir zifir saçları
içimde savrulan yar?Zehirlere gark olsada bedenim ne
çıkar?Direnecek tek başınada kalsa gözlerin...Adın
adımdır, adın kimliksizliğim, adın çocuk ellerimdeki
sıcaklığı güneşin...
Gözlerinden ruhsat aldım el verdi sessizliğin. Unutmak
libasını çıkar at. Bende yalanım dünya kadar sevdiğim,
tek gerçeğimizdir bas ü badel mevt....
Dizelere vurdum kendimi, türkülere vurdum, başımı
taşlara, taşımı kibirli başlara vurdum, sana vurdum
yar birde sana vurdum, olmadı böldüm de ciğerlerimi
celeblerin kancalarına vurdum.
Efsunlu bir şiirin dizleri gibi ahenkli olsun isterdim
adımlarım.Acemiydi bacaklarım, nasıl dolaşıyorsa
kelimeler dilimde, öylece yalpalıyor adımlarım...
Ben mi yanlışım, yanılışım mı yanlışım?
Düze çıkarmı tıkandığım yokuşlarım?
Aralık ayında kabaran dalgalar gibi kabarıyor
acılarım.
Hangi mevsimde durulur benim ummanlarım...
İsyankar bir şiirin son mısrasındayım, anadan üryan
yolumuzun başındayım.Kirpiklerinle işliyorum beynimin
gergefine papatyaları, bekleme desen de inadına
buradayım, anadan üryan, yolumuzun başındayım, bir
başımayım, buradayım.......
Unut der aramıza diktiğin buz dağları, unut deme bana
bilmem ben unutmayı...
Oğlum gızım olsada, yitsede eskiler yenide, hatıralar
paslansa, bu deli gönlü uslansa, geçsede günler
değişsede herşeyin rengi, bana ne unutmuşsa Mihribanı
bile sevdiği.Kendimi unuturumda unutmam seni...
Bir mihriban bilir birde ben, unutmamayı yari hiçbir
dem...
Kalem elden düştü
Gözlerim görmez oldu aklım şaştı
Bitimsizlikte durdum, bitimleri astım
Üstadın vardığı noktada konakladım
8. renk ve 7. buhuddayım
Hudutsuz aşkın son hudut taşındayım

Bir Mihriban bilir birde ben,unutmamayı yari hiçbir
dem...

Abdurrahim KARAKOÇ,Neşet ERTAŞ,Necip FAZIL,Aşık
Mahzuni ŞERİF ustaların kalemlerinin ve o kalemlere
böylesine mısraları yazdıran sevdalarının izni ile...

Başa Dön