Uzun Sürmüş Bir Aşk Hikayesi

Aşık bir kadın ve aşkı tanıyamayan bir adam üzerine...

yazı resim

Aslında uzun olan süresi değildi bu aşkın belki çoğu büyük aşklara göre çok kısa denebilecek bir zaman diliminde yaşandı, yaşanabildi.Uzun olan her acıdan, her hayal kırıklığı ve malesef ruh incinmesinden sonra bile sığınılan Pandoranın Kutusu'ndaki tek, en son kalan duygunun,umudun yaşatılması çabasıydı uzun olan.Çünkü görülmek istenmese de o zaten ilk darbede ağır yaralanmış ve bakımsızlıktan can vermişti. Kadın yaralananın,örselenip, acımasızca hırpalananın aşkı, biricik sevgisi olduğunu düşünüyordu.Umudu, bu aşka inancı olduğu sürece yaralar da sarılabilirdi, hatta bütün bu savaşlar, darbeler sonunda eskisinden daha güzel,daha güçlü, daha bilgece bir aşk doğabilirdi. Belki de bütün acılar,kalp sızıları,göz yaşlarıydı besleyen bu aşkı, belki de bunlar aşklarının daha da güzelleşmesi, derinleşmesi için bir fırsattı. Yeter ki umudu olsundu bu ilişki için, varsın kavgalar,yanlış anlamalar, kırıcı sözler,tavırlar olsun.Hayatta da yok muydu bunların hepsi. olsun varsın, her zifiri karanlık geceden sonra güneş doğmaz mıydı, onların da güneşi doğardı elbet.Aşkları yansa kül olsa bile dostluk olarak tekrar doğardı.Değil miydi ki bu iki insan birbirlerinin hayatlarına dokunan, bu dokunuşun verdiği acı,haz,hüzün,mutluluk,onları aşık,sevgili yapamasa da dost yapardı.Yeter ki o biricik, bütün kötü duygular dünyaya dağıldıktan sonra Pandoranın Kutusu'nda kalan tek duygu var olsun.Umut, olduğu sürece gelecek de vardı.Öyleydi, umut var olduğu sürece...
Ama bu aşkta hiç umut yoktu.Malesef var olamamıştı, çünkü bu savaşçı yılmayan şövalyenin, umudun önünde aşılmaz,kalın bir duvar örmüştü erkeğin geçmiş,geçememiş acıları; ders alınamamış sadece yaşanmış kalp kırıklıkları, hayata kendine,insanlara dair güvensizlik ve sevgisizliği.Belki sadece duvar olsaydı ne kadar yüksek,kalın aşılamaz olsa da şövalye,savaşçı umut geçebilirdi,aşabilirdi onu. Ama bu duvarın açıldığı kalbe varamadan ölen sevgilerin katili tanımlanmamış, belirisiz bir boşluk vardı ki burada bir canavar yaratmıştı kendine.
Bu canavar kördü,sağırdı bütün güzelliklere, en küçük bir sevilme ihtimali belirse başlardı alevini beslemeye ve bir solukta öldürürdü tüm umutları.
Kadının elinde kalan ise bu aşkı tek başına başka umutlarla yaşamaktı o da sadece erkeğin zihninde hoş bir hatıra, kalbinde hissedemediği bir DUYGU olarak...

Başa Dön