Beni hiç sevmeyeceksin...
Günbatımı gözlerimin bebeğinde
Çıldırmış şairler
Rüzgar sesleriyle
Şiirler söylerken yine
O eski hikayelere dalıp gideceksin...
Bir martı kanadı,
Bir avuç yağmur
Seni alıp götürecek benden...
Ve aramızda yiten
Bir şeylerden
Geride savrulmuş
Birkaç mektup kalacak
Kirpiğimin ucundan süzülen
Bir damla göz yaşına bak...
Orda kendi hayatını göreceksin...
Bin bir gece masalları tükenince,
Şafakla birlikte
Ah biliyorum,
Beni öldüreceksin...
Karanlık kütüphanelerde unutulan
Eski kitapların arasına umarsızca
Bir de benim gülüşümü ekleyeceksin...
Sesim yorgun akşamüstlerinde
Sokaklarında gezindiğin tüm şehirleri
Kuşatacak...
İsyan var artık! İhtilal var!
Sense hâlâ sevdadan kaçak...
Elimi tutarken
Aylin’in ellerini düşleyecek,
Beni öperken aslında Ülkü’yü özleyeceksin....
Ya kurtar sevgimi bu hayaletlerden,
Ya da beni burada bırak
Burada,
Kimselerce bilinmez şehrinde yitirilmişliklerin...
Şiirlerin,
Geceler boyu tutuşup yandığı
Ve sevdanın hep
Ayrılık halinde yaşandığı
Bu harabede bırak beni...
Gideceksen,
Bana artık fazla gelen kalbimi de al...
Kalacaksan sevdiğim,
Eski masallarda değil,
Ellerimizde titreşen bir yarının
Parıltısında
Güçle inançla
Yanımda kal...
16/02/02