Bir başkaydı Selahattin Abi her sabah erkenden bakkalını açardı.Bir de dilenci Nurettin Abiyi unutmamak lazım. Her sabah Selahattin abinin vermiş olduğu ekmekle peyniri yiyerek kahvaltısını yapar ondan sonra dilenmeye giderdi. Birde işçi emeklisi Kadri abi her sabah erkenden kalkar Selahattin Abinin bakkalının önünde gazetesini okurdu. Selahattin Abi ile Kadri Abinin tavla oyunları bir başka olurdu o zamanlar.
Birde Naciye teyze vardı. Duldu, kocasını Kıbrıs Harbinde kaybetmişti. Devlet maaş vermeyince iki çocukla ortada kalıvermiş Hayatını iki satırla anlatırdı Naciye Teyze; “Vatan için kocamızı verdik Bir Ah! Çekmedik! Ama vatan bize bir maaşı çok gördü der.” Kocasının resimlerine bakıp ağlardı. Bizim mahalle böyleydi ozamanlar.
Selahattin Abi Naciye Teyzeyi görünce onları kendi apartmanına kapıcı yapmış bir daire birde maaş yardımında bulunmuş. Her günde yiyecek bir şeyler verirdi kendinden. Selahattin Abi hep o vatana kocasını vermiş biz ona insanlık vazifemizi yapıyoruz çok mu derdi. İşte bizim Mahalle böyleydi ne biz ondan alışveriş edenlerden para aldığını gördük, Nede yüzündeki gülümsemenin kaybolduğunu.
Gerçeği söylemek gerekirse bizim böyle hiç Selahattin Abilerimiz olmadı ama biz hep birgün onlarında bizim mahallemize uğrama hayalleri ile yaşadık.
Ne dostu gördük hayatımızda
Nede yardım gördük kapımızda
Bir sevgiye hasreti gördük ailemizde
Bir tek acı gördük güzel gençliğimizde
Kelimeleri gördük beyaz sayfalarda
Mutluluğu gördük onu okuyanlarda
Hapishane demirleri gördük beyaz sayfalarda
Ondört yaşındaki çocuğun bedeninde gördük dayağı
Onu ölümüyle gördük nasıl olurmuş çoçuk mezarlığı
Belki de ilk defa o zaman farkına vardık katılaşan kalbimizin
Belki de ilk defa o zaman gözyaşı döktük
Giden gençliğimize ve milletimizin istikballerine
Ağlayan gözlerle söyledi gençler :
“Neler görmedik ki hayatımızda neler
Birde görmek istediklerimizi yazsaydı bu kelimeler.”