Yetti artık amma
Sen varsın ya,
Ah be güzelim.
Bu ne vurdumduymazlık,
Bu ne insafsızlık böyle.
Sen,
Hiç yanmadın mı sevdiğine.
Tatlı uykularını,
Kovalamadın mı tan yerine kadar.
Yüreğin okşanmak istemedi mi.
Sorarım güzelim,
Susuz kalan,
Çatlamış, o kiraz dudakların.
Hala sıcacık bir buseye,
İç geçirmez mi, delicesine.
İstemez mi,
O bedeninde gezip dursun,
Sevdiğinin eli.
Orasında, burasında.
Kulağına tatlı fısıltılarla.
Aşk nağmelerine,
Hala mı hayır dersin!
Senin niyetin yok mu yaşamaya!
Her şeye küstün mü,
Yoksa,
Yoksa alındın mı sevdiğine.
Boşver be güzelim.
Şu üç günlük dünyada,
Üzülüp durma.
Tat hayatın sana sunduğu nimetlerden.
Gün gelecek,
İç geçireceksin inan.
Bir türkü tutturacaksın,
O zaman,
Benim de bir zaman
Baharım vardı diye!
Ama güzelim o bahar,
O bahar kime kalmış ki.
Şöyle bir bakın bakalım,
Aynaya bir merhaba de.
Neler kalmış o bahardan yüzünde.
Durma vücudunun diğer taraflarını da,
Şöyle alıcı gözle bir yoklasana.
Neler kalmış geride sana!
Etme etme be güzelim.
Aşka davete,
Artık hele bir evet de! ! !
Fikret Dündar
Erenköy – İstanbul
16.1.2007