"Bir yazarın cenazesine gitmek mi? En azından biri sonunda planlarına sadık kaldı." - Dorothy Parker"

Yokluk

Ağlamak yakışırdı sana Hem de çok Ellerine / gözlerine / kirpiklerinin ucuna akardı damlalar Ve sen bakar / bakardın Kalbimi söküp atardın

yazı resim

Saat biri beş geçiyor
Demek / ki sen yoksun
Günlerden ne bilmiyorum
Giderken takvimleri yırtıpta gittin.

Ağlamak yakışırdı sana
Hem de çok
Ellerine / gözlerine / kirpiklerinin ucuna akardı damlalar
Ve sen bakar / bakardın
Kalbimi söküp atardın

O zamanlar
Bir başkasına daha yakışmayacağını sanırdım bu yaşların
Ve tabii ki yanılırdım.

Sonra yokolup gittin
Ve ben / bittim.
Öyle lafın gelişi falan değil
Harbi harbi bittim.
Son repliğimi söyledim
Ve anlaşılamadan
Sen / gittin.
Aklımın hastahanesinde çınladı adımların.

O zamanlar
Sevmek için geldiğimizi sanırdım dünyaya.
Ve tabii ki / yanılırdım.

Haz/Tem-04

KİTAP İZLERİ

Sırça Köşk

Sabahattin Ali

Sırça Köşk: Yıkılmaya Mahkûm Bir Düzenin Alegorisi Sabahattin Ali, son eseriyle sadece bir öykü kitabı değil, aynı zamanda cesur bir veda ve sarsılmaz bir ithamname
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön