Yolculuklara Dair...

Ranier Maria Rilke, yaşamını Avrupa’da 90’ın üzerinde kentte sürdürmüş; o kentlerin havasını koklayarak, suyunu içerek ve insanını tanıyarak yaşamını taçlandıran yapıtları dünya edebiyatına kazandırmıştır.

yazı resim

Yolculuklara dair...prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" /

Ömer Akşahan

“Hayatı anlamlı kılan sizce nedir?” diye sorarak başlasak söze; inanıyorum ki, bu soruyla karşılaşan herkesten farklı yanıtlar alırız. Bu ise, konunun ne çok renkli bir boyutu olduğunu da göstermez mi bize?

Evet, herkesin hayatını anlamlı kılan ya da onu hayata bağlayan -bize anlamsız gelebilen- öyle şeyler görürüz ki, doğrusu, şaşar kalırız.

Evliya Çelebi’nin yaşamı boyunca sürdürdüğü ve kitaplaştırdığı ünlü “Seyahatname”si, onun ömrünü anlamlı kılan en önemli yapıtı olmuştur.

Ranier Maria Rilke, yaşamını Avrupa’da 90’ın üzerinde kentte sürdürmüş; o kentlerin havasını koklayarak, suyunu içerek ve insanını tanıyarak yaşamını taçlandıran yapıtları dünya edebiyatına kazandırmıştır.

Marco Polo ise, Uzak Doğu’ya yaptığı zor yolculukla dünya ölümsüzleri arasındaki haklı yerini almıştır.

Sanırım verdiğim örneklerden anlaşılacağı gibi, benim hayatımı da anlamlı kılan en önemli iş; bugüne değin gerçekleştirdiğim yolculuklar olmuştur. Gittiğim her yeni yer bana büyük heyecan vermiştir. Her tanıştığım insanın bende bırakacağı izler hep önemli olmuştur.

Her başlayan yeni gün acaba bana ne gibi sürprizler hazırladı diye sorgular dururum. Elbette gezmek kadar önemli belki de daha önemli işleriniz vardır, olacaktır. Bugün artık tarihe karışan bazı meslekler aklıma geliyor: Benim ilk ustalarımdan birisi, körüklü çizme ustasıydı. Çocukluk yıllarımda Aydın’ın küçük bir kasabasında bu tür ustalara rastlayabilirdiniz. Ama şimdi bu ustalar nerdedir? Ustamın hayatını anlamlı kılan en önemli işi ise, sipariş veren müşterisinin beğenisine sunduğu bir çift körüklü çizmeydi!

Günümüzde değerler hızlı dönüşüm içinde. Bir şarkı birkaç ayda tüketiliyor, bir roman kısa zamanda yüz elli bin baskı yapılıp, unutulmaya yüz tutabiliyor. Şiir bunun neresinde derseniz, o da bu dönüşümden ne yazık ki payını alanlardan. Kişilerin hızlı iletişim çağına uygun davranış geliştirmesi artık olağan hatta bir zorunluluk oldu. Şirketler eskiden birkaç özellikli insan ararken, en az iki yabancı dili akıcı konuşabilen, bilgisayar programlarında her türlü atraksiyonu yapabilen, çalışma saatleriniz nedir diye sormayacak insan aramaktadır.

Tarih içinden günümüze kalan muhteşem yapıtları okurken aklıma, bunların ne kadar bir zaman sürecinde ortaya çıktığı sorusu takılmıştır. Zamanın değerinimükemmel bir yapıt için ne kadar gerekli olduğunu bilen insanlar ne gariptir ki, çoğunlukla batıdan çıkmaktadır. Bu nedenle, el işi ürünler halen batıda bize göre çok pahalıdır. Doğal olarak da Nobel ödüllü sanatçılar da oralardan çıkmaktadır.

Seksen yıllık cumhuriyet yaşamımızın kendi adıma elli yılını devirdim: Geriye dönüp baktığımda, mutlu olarak geçirdiğim yıllar maalesef çok az!

Her yeni kaleme aldığım şiirimin altına yazdığım kent adı, benim kendi adıma kazandığım en büyük zenginlik kaynağı, gerisi boş...

Siz siz olun, hayatınızı anlamlandıracak bir uğraş edinin... Ancak o zaman mutlu olma yolunda zevkli keşif yolculukları yapabilirsiniz.

18.01.2004 / Trabzon

Başa Dön