Temiz bir aşk vardı aramızda. Yaşadığımız kültür çatışmasıyla farklı bır dunya kurmuştuk.Biz kayıp şehrin masum sevgısını yasıyorduk..
Sen kültürlü insanların zengin kelimeleriyle konuşur , zengın ınsanların dunyasından bahseder gözlerin parıldardı. Ben fakir insanların fakir kelimelerı ve şive bozukluğunu sana yansıtmadan konuşurdum. Bu kültür çatışmasının enkazından cıkmanın kolay olmayacagını bilerek başlamıştı aşkımız. aykırı bır sevdaydı , tükenmez bir sevda bırakmıştın yüreğime benı sende seni bende bulmuştum...
Sevgi çığlıkları atarak içimi neşe ile doldurmuştun. guneşim olmuştun doğupta sevdiğim sevipte ağladığım severken sevdiğimdin. özgürlügüm sana tutsaklığımdı. senınle sevinip senınle ağlamıştım ölüm bile ölüm değildı sensız! salı verme beni sensizliğe bırakma beni tek başıma sensiz karanlıklara sensiz olümlere bırakma bırakma...
Sen bir sevmek hiç sevmekten azdır derdın , umut sevmekten ötedir derdin yinede severdin... Biz farklı dünyaların farklı iki insanıydık bizde bu kültür çatışmasının enkazında kaybolup gittık...
Karanlık sokaklarda ürpererek dinlediğim bir sesti sesınle içime karanlıkları doldurarak gittin. güneşimi toprağa gömerek gittin. artık tek basımayım. aşk besleyen güneşe nefes aldığım bu hayata küsüyorum.. sevdayla ve umutla actım bağrımı yağmur tanelerine bırakıp sevgimi , sevincimi , hüznümü , yüreğimi bilmediğim uzaklara götürsün diye..
artık güneş gürünmez oldu. gök bulutlarla kaplandı rahatca dalmak için ölüme. ölmek kaderde var belkı ürkütmüyor ama senden ayrılış ızdırabını çekemek çok daha zor SENİ ÖZLÜYORUM....