Bir insan bir kaplanı öldürmek istediğinde buna spor diyor, kaplan onu öldürmek istediğinde buna vahşet diyor. -Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
yıldızsız kapkaranlık bir gece sadece belli belirsiz bir ay gökyüzünde elimde sigara içime çekiyorum, her nefeste yıldız doluyor içime. karanlık gök yavaş yavaş ışıldamaya başlıyor bir deniz feneri görüyorum burası neresi? kravatı koltuğa atılmış takım elbiseli adama bakıyorm dikiz aynasından. terkedilmiş bir köpek kadar yalnız ama çaktırmıyor. bir ben anlıyorum gözbebeklerindeki derin yalnızlığı. gündüzleri çevresine hırlayan vahşi köpek geceleri bir nefes sigara ile uysallaşıyor. kontağı kapat in aşağıya denize yürü diyor uzaktaki fener. emir telakki edip uysal bir köpek misali iniyorum. iniyorum tüm hırslarımdan, tüm kıskançlıklarımdan. yürüyorum ağır ağır. Geceleri acelem yok tüm telaşımı gündüze ve istanbul'a bırakmışım. sahil bomboş bu saatte, bu mevsimde. sahil de yapayalnız... ona doğru attığım her adımla ikimiz de yalnızlığımızdan sıyrılıyoruz. hava soğuk ama beni üşütmüyor atıyorum laci ceketi. tüy gibi hafifim artık. bir berduş kapıyor ceketi, aldırmıyorum. bana yaklaşıyor sigaran var mı ahbap? diyor evet diyorum hiçbir şeyim olmasa da sigaram hep olur sol gömlek cebimden çıkarıyorum hayatımda olmadığım kadar bonkör bir tavırla paketi uzatıyorum yabancı içinden iki tane alıp eyvallah diyor ve bana içmekte olduğu şarap şişesini uzatıyorum 'çekinme iç evladım' diyor. ben de ona 'eyvallah' diyorum oturuyoruz, tüm makbul insanların yalnız bıraktığı sahile. 'sen de benim gibi dertlisin' diyor adam ama çok gençsin, anlat bakalım: 'dünyayı kurtarmak için çıkktığın yolda kendini mi kaybettin?' 'yok' diyorum 'vefasız bir kadın mı oldu katilin?' 'yok' diyorum 'o zaman' diyor 'anladım en zor ve en kolay dert seninki' merakla 'nedir' diyorum? 'Kendinden umudu kesmişsin.' İçime çektiğim duman ciğerimi dağlıyor, muhtemel sigaranın dumanından gözüm yaşarıyor, boş bulunup; 'nasıl, nerden bildin?' diyorum. Ağzımdan fırlayan itirafa bin pişman sesim istemsiz titriyor. 'Gözlerime bak 'diyor, 'dikkatlice en derine bak ne göreceksin?' ucuz şarap tütün ve deniz kokan elleriyle başımı kavrıyor gözlerimi gözlerine odaklıyor. etraf değişiyor birden gecenin karanlığındaki florya sahili çocukluğumun güneşli akdenizine dönüşüyor. yabancının gözlerinde uzun zamandır varlığını unuttuğum o mutlu çocuğu görüyorum. çocuk deniz kıyısında dalgalarla yarış halinde yüzüyor yunuslar gibi, üstünden uçan martıya bakıp; 'ben de bir gün senin gibi uçucam' diyor 'uzaktaki tekneye gözlerini dikip balıkçıya sesleniyor 'ben de büyüyünce okyanuslara açılıcam' 'babamın doğum günümde aldığı o çok sevdiğim kitaptaki gibi korkusuz kaptan olucam' diyor şaşırıyorum. birden üşümeye başlıyorum. tüylerim diken diken oluyor, dengem bozuluyor, tam düşmek üzereyken son bir sahne görüyorum o göz bebeklerinde: mutlu deniz çocuğu kumların üstünde bir deniz yıldızı buluyor heyecanla elindeki hazineye bakıyor güneşe tuttuğu ışıldayan deniz yıldızını sevgiyle okşayıp sessizce ona bir şeyler fısıldıyor. hiç mecalim kalmamasına rağmen son bir gayret gözlerimi, kulaklarımı o çocuğa yaklaştırıyorum ve duyuyorum sihirli cümleyi: sen benim şans meleğim olacaksın seni hep yanımda taşıyacağım ne zaman yardımına ihtiyacım olursa alaaddin cini gibi senden yardım isteyeceğim diyor... acıyla gülümsüyor ve düşüyorum... düşerken önümden annem geçiyor sonra çocukluk arkadaşım sonra kadınlar esmer, sarışın, güzel, çirkin, isterik,şehvetli,kaprisli sonra koca koca adamlar okul müdürleri patronlar sahtekar iş arkadaşları şehirler kalabalık yalnız karanlık metropoller... ve en sonunda fırtınalı denizin ortasından büyülü ışıltısıyla gözlerimi kamaştırıyor, pupa yelken bana doğru gelen bir gemi. güvertesinde uzun yolların kaptanı, dürbünü megafon olmuş bağırıyor artı sonsuz... ... ... yıllar geçti bu anının üstünden şimdi ben bir sahil kasabasında uzanmışım kumlara, üstümde parıldayan yıldızlar boynumda muskam deniz yıldızım, koynumda başımın tacı aysel, dolunayda içiyorum, aşkın kan kırmızı şarabını hayatın sonsuz coşkusunu yeniden doğuşum şerefine.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © DESPİNA YILDIZ ÇAĞRI, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |