"Hemen yüzüne gül suyu seperek Leyla'yı ayılttılar." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Gökyüzü soğuk ve gri Beyaz ay, donmuş ölü bir parça gibi Bulanık solgun şafakta Hırsız ve Fahişe, Kral ve Asker Savaşçı, Büyücü, Sahtekar ve Ozan Bu yolda benimle geldiler Rüzgar, bilenmiş bir bıçak kadar keskindi Islak, tuzlu denizlerden eserken Kuru, siyah iskelet gibi ağaçlar Fırtınada, hayalete benzerdi Yaşam; Yağma, Şehvet ve Savaştan Oluşan bir köpüklü şarap benim için Ve ben bu şarabı en keskin tortusuna dek içtim! Ben vahşi kuzey topraklarından Görkem ve büyü ülkelerine gelen savaşçıyım Çelik, kan ve ateşle kazandım İnsanoğlunun kazanabileceği her şeyi Oynadığım kumarda Şeytan'ı kendi oyunuda yendim Görkem, Onur pırıltılı ün Ve ölümün gülen kafatasıyla alay ettim, Dövüşüp, öldürülecek düşmanlar vardı Sevilip, güvenilecek arkadaşlar Ele geçirilip fırlatılacak zenginlikler Şehvetle öpülecek dudaklar Karanlık geceleri şenlendirecek şarkılar Sabahlara dek içilecek şarap Sonunda geçmişe gömülüp yitirilecekse ne çıkar? Ben tüm zenginliklerden payımı aldım Kazanmak gibi yitirmeyide tattım Yaşamda varolanların en iyilerine alıştım Mezar derin ve soğuk Dünya kokuşmuş küflü beyinle dolu Ve ben tüm değerlerinize başkaldırırken Boş inançlarınıza gülüyorum. Dünya'nın karanlık, kavrulmuş yüzeyine Eğri yolumuz zorlu topraklardan geçiyor Fakat biz mutlu, neşeli savaşçılarız Daha kolay yolları istemeyiz Düzenbaz ne nefret verici yaşamın yazgısı Sağ elimdeki kılıcımla çizilir Ve ölüm benim arkamdan gelir Ben bu tozlu, sert, uzun yollarda kurudum Ben artık yaşlı ve güçsüzüm Oysa ölüm tüm zamanlar boyunca güçlü Fakat, bedenler ölümü tatmak üzere doğdu Selam Tanrılar ! Bomboş bir gökyüzünü altında Yanınızda neşeyle yürüyeceğim Günahkar ruhların nasıl kıvranıp inlediğini Şişko, kurnaz papazlardan dinledim Yalnızca altın için alıp sattıkları o cennette Benim gibi acımasız bir barbarın yeri var mı? Rahipler ve kutsal kitaplarıyla birlikte Alevlere dalacağım Cehennemin kızıl boğazından aşağıya yürüyecek Ve Şeytan'ın tahtına oynayacağım Yaşamı korkmadan ve cesaretle karşıladım Ölüm yaklaşırken kaçmalımıyım? Yaşam, ölümle benim, yorucu yıllar boyunca Oynadığımız bir oyundu Selam savaşçı yiğit dostlarım Köleler, Silahşörler ve oynak genç kızlar Ayrıldığım bu yolda gözüm kalmadı Burada son bulur o yol Azrail'in kucağında... Şiir: Lin Carter (Çeviri: Ali RECAN)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Levent Ölçer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |