..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > İronik > Emine Pişiren




24 Ağustos 2011
İki Şey Götüreceğiz Giderken…  
Emine Pişiren
Tören başlamak üzereydi. Bayrak göndere çekilmişti. İstiklal Marşı okumaya başladık. İşte ne olduysa o anda olmuştu. Bacaklarımın kasığa yakın kısmında bir kaşıntı, bir karıncalanma başlamıştı, o anda ani bir içtepiyle hazırol halimden vazgeçip, iki baladırımı birbirine sürttüm.


:BAEE:
http://t1.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQQtIyLH3RBdF8Yfu4Zc6s2voCwOdHwL1_D744fe1eC5UCs_OFR

Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben;
Şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken.
Kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi,
Niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden.
***
Bin sene önce Hayyam düşüncelerini, duygularını cesurca ince ince işlemiş dörtlüklerine. Onun her rubaisine değince gözlerim, uzunca bir süre düşünürüm. Felsefeye olan ilgim çok küçük yaşlarda başlamıştı. Özellikle kalabalığın içinde “yalnız bir çocuk” rolü düşerse yaşam sahnesinde size, duygusal sığınağınıza, mantıksal limanınıza ister istemez “kişiliğinize” renk verecek düşün adamlarını seçiyor ve konuk ediyorsunuz. Böylece su terazisinde olduğu gibi dengede tutuyorsunuz ruhunuzu.
Çocukluğum duygusal travmalı geçmişti.Babam ben dört yaşındayken gözlerini bu yalan dünyaya kapamıştı.Gittiğinden beri dolmadı yeri. Annem köyde yetişmiş, şehir kültürüne alışmaya çalışan çok genç bir hanımdı.İstanbul gibi bir büyük şehirde yaşam mücadelesi vermekteydi. Ne yapmış, etmiş bana ve iki kardeşime Milli Eğitim Bursu almış, okutmayı başarmıştı. Düşünen ve aklını vitese takan bir kadındı.Kısacası bir yarısı eksik bir çocuktum. Eksik sevgiyi her zaman da yüreğimde hissettim. Özellikle de her “babalar günü” kutlamalarında…

Hiç unutmam, bir sabah öğretmen bizi sıraya dizmişti, bir milim hizadan ve sıradan çıkarsak, kartal keskinliğindeki bakışlarını üzerimize yapıştırırdı. O bakışlar, benim ve arkadaşlarımın üzerimizde çok etkiliydi. Korkardık. Hemde ne korkma!..Hata yapma korkularını büyütürdük körpe yüreklerimizde. Bende 9 yaşlarında bir çocuktum ve o bakışlar iliklerime kadar tesir eder, üşürdüm.

Tören başlamak üzereydi. Bayrak göndere çekilmişti. İstiklal Marşı okumaya başladık. İşte ne olduysa o anda olmuştu. Bacaklarımın kasığa yakın kısmında bir kaşıntı, bir karıncalanma başlamıştı, o anda ani bir içtepiyle hazırol halimden vazgeçip, iki baladırımı birbirine sürttüm. Böylece hem kaşıntı, hemde o yabancı nesneden kurtulmuş olacaktım. Ah, o da ne!..Eteklerimin arasından sarı bir böcek uçmuştu!..
Bu hareketim sonrası sağ baldırımda dayanılmaz bir acı duyumsayıp, bastım çığlığı. İşte ne olduysa o anda oldu. Bir anda hem zıplıyor hemde ağlıyordum. Bu bir eşek arısıydı. Ve canım fena halde yanmaya başlamıştı.Korkudan ne yapacağımı bilemiyor, acının etkisiyle avaz avaz bağırıyordum.
Bayrak törenini yarıda kesmiştim. Okunmakta olan marşımız da susmuştu. Artık tüm okul arkadaşlarımın ve öğretmenlerimin şaşkın/meraklı bakışları üzerime odaklanmıştı. Onlar ne olduğunu anlamaya çalışsınlar, kimin umurundaydı ki. Canım çok şiddetli yanıyor ve eşek arısının zehirli iğnesinden kanıma karışan zehirin etkisi gözle görülecek derecedeydi. Sağ baldırım avucum büyüklüğünde şişmiş ve kırmızılık daha da büyümekteydi.
İşte o anda ne olduysa oldu. Yıldızlar mı yandı, yoksa dünyam mı karardı, anlamış değilim ki. Yüzümde patlayan bir şamarla gözlerimde şimşekler çakıldı ve büyük bir siyah boşluğa yuvarlandığımı hissettim.

Allah’tan bir başka sınıfı okutan Hüseyin Öğretmen, durumumu anlamış, bir koşu yanımıza ulaştı, ayaklarım yerden kesildiği gibi ikinci şamardan kurtulmamı sağladı.
“Yapmayın Hoca Hanım, bakın çocuğu zehirli bir arı sokmuş, acil hastaneye gitmemiz gerekir”.
Dedim ya az önce, çocukluğum duygusal taravmalı geçti.
O öğretmenle dayaklarıyla birlikte tam yedi senemi geçirdim. Neden yedi sene, diye akla gelirse, iki sene de sınıfta kalmış ve ilkokul senelerimi uzatmıştım. Tembel bir çocuk da değildim. Ama bir çocuğa sürekli “sen adam olmazsın, boşuna okuyorsun, sana masraf edilmesi boşuna, vb” gibi sözlerle canınız yanarsa, iki değil beş yıl da okusanız, sınıf geçmeniz mümkün olabilir miydi ki?
Ne yapardım bende?
Soluğu okulumuzun kütüphanesinde alırdım. Uzakdoğu masalları, Kemalettin Tuğcu’nun hikayeleri ile duygu limanıma yazarları konuk ederdim. Teselli bulurdum o kütüphanede.
Hala anımsayınca o çocukluk yıllarımı, içime zemheri bir ayazlar doluyor ve hüzün sarıyor her yanımı. Anımsayınca o günlerimi yüreğim sızlıyor, acı konuk oluyor. Buz kesiyor sanki ruhum.
Şimdi yetişkiniz.Okuduk. Meslek sahibi olduk. Çalıştık. Evlendik. Çoluk çocuğa, hatta toruna karıştık. Peki, unutabilir mi insan yaşadıklarını. Hayır…Hayır…Kesinlikle hayır!..
O çocukluk yıllarımdaki öğretmenimin, körpe yüreğimde açtığı yara ve şiddetli tokatının ardından “biber acısı” gibi sözlerinin, ruhumdaki derin izi, hala durur anılarımın çekmecesinde…
“Seni piç kurusu seni, ben size demedim mi, düzgün durun, diye!..Babasız veletler sizi!..”
Hep şu soruyla karşılaştım ve aynı soruyu sordum kendime:
“Dünyaya neden geldik?”
“Neden gidiyoruz?”
Sanırım yanıtını bulamadığım, veremediğim iki soruydu.
Ama bildiğim bir şey var ki o da; giderken iki şey götüreceğimizdir.
“…İyilik ve Kötülük”.

Sevgi yüreklerimizden eksik olmasın.

Emine PİŞİREN
20.08.2011



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İronik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Anne Cennette Yemek Var mı?
Bu Çocuk Benim Değil
Yine Düşlerimde Sabahlar Mısın Yavrum?
Anne Ben Gidiyorum/bir Dakikalık Acı Hüzün
Yatağımız Cennetimizdi
İçimizdeki Hayvan
Senin Ayakların Var, Oysa Benim Tekerlekli Bir Sandalyem Bile Yok

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yumurtanı Nasıl İstersin Canım, Rafadan mı Kafadan mı?
Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? - 1 -
Gel Mezarıma İşe Oğlum
Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? - 2
Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? - 2 -
Aşık Olmak İstiyor Musunuz?
Biz Önce Beş Kişiydik
O Annene Söyle, Çocuğun Aklına Bunları Sokmasın (Son Bölüm)
Seni Seviyorum Işıl
Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? (Son Bölüm)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Adamdan Saymışız [Şiir]
Ah Ulan Istanbul! [Şiir]
7. Didim Şiir ve Şairler Buluşması [Şiir]
Çekinme Söyle [Şiir]
Yağmur Kuşu Suskunluğu [Şiir]
Hangi Dua İle Sana Gelelim? [Şiir]
İsterdim [Şiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Şiir]
Madem ki... [Şiir]
Git Demene Gerek Yok [Şiir]


Emine Pişiren kimdir?

Yazmayı, okumayı ve birikimlerimi paylaşmayı seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köşe yazarıyım. Bazı web sayfalarında da edebiyat adına paylaşımlarım yayınlanmaktadır. Sevgi ve ışık sizle olsun.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvın Yalom, Dale Carneige, Doğan Cüceloğlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.