..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
En güzel özgürlük düþü, hapishanede görülür. -Schiller
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Ömer Faruk Hüsmüllü




25 Kasým 2011
Coþkun Irmak - 4  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Kötü sonun baþlangýcý olan o gün, sýk sýk aklýna geliyordu. “Kanatlarým olsaydý, uçsaydým ve Münevverimi o arabanýn önünden alýp kaçýrsaydým. Ya da o araba onunla birlikte beni de çiðnesydi!” Dedi ve yumruðunu bütün gücüyle masaya indirdi. Eli çarpmýþ olmalý ki kül tablasý yere düþtü. Kýrýlmamýþtý, ama halýnýn üzeri sigara izmariti ve kül içerisindeydi. Aslýnda bu yumruk öfkesinden dolayý deðildi. Çaresizliðine atýlmýþtý…


:BBII:
Hayrettin dýþarýdan gelen araba kornalarýnýn ve insanlarýn seslerinden sokaktaki canlýlýðýn arttýðýný farketmiþti. Biraz sonra da üst kattaki komþularýnýn küçük çocuklarýnýn çýðlýðý duyulurdu. Çocuðun annesi çalýþýyordu ve her sabah bu yüzden aðlýyordu. Nitekim “Anne, anne!” diye aðlayan çocuðun sesi gelmeye baþlamýþtý. Bu aðlamalarý kapanan bir kapý sesi takip etti. Çünkü, anne iþe gitmek için evden çýkmýþtý.

Televizyonu açtý. Yarým saat kadar seyretti, kanallara baktý. Seyretmeye deðer bir þey olmadýðýna karar verip, kapattý. Kitaplýktan bir kitap aldý. Çekyatýn üzerine uzanýp okumaya baþladý. Dýþarýdan gelen gürültüler artýnca kitabýn okuduðu sayfasýný katlayýp çekyatýn üzerine býrakýp pencereden sokaða baktý. Her zamanki görüntüydü, deðiþen pek bir þey yoktu aslýnda. Öðrenci servisleri, özel arabalar, koþturarak iþe ya da okuluna yetiþmeye çalýþanlar. Ýlerilerden çakan bir þimþek dikkatini çekti. “Yaðmur yaðacak galiba!” diye düþündü. Yerlere baktýðýnda hafif ýslak olduðunu gördü. Demek ki daha önceden biraz yaðmur atýþtýrmýþtý.

Hayrettin, bazen “Evet, hayat bir oyun. Ama kendi kendine, yani tek baþýna oynamaya kalkarsan çok kötü bir oyun.” Diye düþünürken, bazen de yalnýzlýktan hoþlanýyordu. Belki de yalnýzlýktan hoþlandýðýný düþünerek kendini aldatmaya çalýþýyordu. Çünkü Münevver’in yanýnda olmasýný hiçbir þeye deðiþmezdi…

Þimdiki televizyonlarý da hâlâ o ilk televizyondu. Çok saðlam çýkmýþtý. Bir kere arýza vermiþti, o da basit bir þeydi. Münevver’in kenarlarýný týðla iþlediði o küçük örtü de, eve getirildiði ilk günden beri üzerindeydi. O örtüyü yaparken Münevver, ne kadar da sevinçliydi!

Televizyon taksidi aile bütçesini zorlayacaktý. Üstelik bu zorluk tam oniki ay sürecekti. Çünkü peþinatý verdikten sonra kalan borcu bir seneden önce ödeyemeyeceklerini hesapladýklarýndan, taksit sayýsýný satýcýya bu þekilde ayarlatmýþlardý. Harcamalardan kýsmalarý ve ucuz olan yerlerden alýþveriþ etmeleri gerekiyordu. O nedenle Münevver, aile bütçesini yönetme iþini üzerine aldý. Hayrettin maaþýnýn içinden yol parasýný ve küçük bir harçlýðý ayýrýp kalan parayý Münevver’in eline teslim ediyordu. Doðrusu bu yöntem Hayrettin’in çok iþine yaramýþtý. “Parayý nasýl denkleþtireceðim, ne nerede daha ucuza satýlýr?” diye düþünmek zorunda kalmayacaktý. Bu aðýr yükü Münevver gönüllü omuzlamýþtý. Omuzlamýþtý da her ay maaþ gününün gelmesini de adeta iple çekmiþti.

Bir yýl geçti, televizyonun taksidi de bittti. Bitti bitmesine de onlar taksitle de olsa 5-6 sene hiçbir yeni eþya alamadýlar. Olanla idare etmek zorundaydýlar. Ta ki Hayrettin Müdür Yardýmcýsý oluncaya kadar.

Çalýþtýðý kurumun açtýðý sýnavý baþarý ile geçen Hayrettin, o gün, marketten bir þeyler alarak eve her zamankinden bir saat erken geldi. Hayrettin’i gören Münevver þaþýrdý. Ýþten eve erken gelmesine de, elinde bir þeyler getirmesine de hiç alýþýk deðildi. Hayrettin müjdeyi verince ona sarýldý. Gözlerinden iki damla yaþ aktý, tabii mutluluktan. Hayrettin’e fark ettirmeden bu yaþlarý sildi. Hayrettin bu güne kadar onu aðlarken hiç görmemiþti, bundan sonra da görmemeliydi.

Münevver’le Hayrettin’in kavga sayýsý bütün evlilik süresi içinde onu bulmazdý. Her kavgadan sonra Hayrettin, bir köþeye çekilir, somurturdu. Yarým saati geçmeyen bu tatsýz manzarayý deðiþtiren hep Münevver olurdu. Gider kocasýndan özür diler ve ona sarýlýrdý. Hayrettin de bu davranýþ karþýsýnda kendini naza çekmez, Münevver’e sarýlarak cevap verirdi. Çünkü o, barýþmaya dünden razýydý.

Münevver, Hayrettin’in bu somurtmalarýna bazen “Ýyi ki bir çocuðum daha yok. Olsaydý ben ikisine birden nasýl bakacaktým?” diyerek yarý þaka, yarý ciddi söylenirdi.

Çocuklarý olmamýþtý. Doktorlar, tahliller derken çocuklarýnýn olmama nedeninin Hayrettin’den kaynaklandýðýný öðrenmiþler; ama bunu hiç sorun etmemiþlerdi. Çocuklarý olmasa da onlar birbirlerine yetiyorlardý.

Yeni görevi ile birlikte maaþý da artan Hayrettin, evlerine bir çamaþýr makinesi alma düþüncesini Münevver’e açtý. Münevver, çamaþýrlarý þimdilik elle yýkayabileceðini, buzdolabýna daha fazla ihtiyaçlarý olduðunu söyledi.

Buzdolabý alýnmasýna karar verilmiþti, ama peþinatý ödemek için aybaþýný beklemek gerekecekti. Bu bekleme süresini Münevver buzdolabýnýn da örtüsünü hazýrlayarak geçirmiþti. Buzdolabýnýn eve getirildiði gün, adeta bayram yapmýþlardý.

Hayrettin Münevver’in resmine bakarak “Ne günlerdi, deðil mi karýcýðým?” dedi ve yatak odasýna gitmek için yerinden kalktý. Gitti yataðýný düzeltti. Mutfaða geldi birkaç parça bulaþýk yýkadý. Bu iþleri pek beceremezdi, ama yapmak zorundaydý. Arkadaþlarý Hayrettin’in ev iþleri ile ilgili beceriksizliðinden haberdar olduklarý için, Münevver öldükten kýsa bir müddet sonra, onu bulduklarý adaylarla evlendirmeye kalktýlar. Hayrettin gelen bütün teklifleri geri çevirdi. Münevver’den sonra böyle bir þey yapmasý asla mümkün deðildi. Bunu Münevver’e ihanet olarak kabul ediyordu.

Evlenme tekliflerini kabul etmeyen Hayrettin, ailece görüþtükleri arkadaþlarýný bir bir kaybetti. Sayýlarý azdý evliyken de görüþtüklerinin; fakat þimdi tam bir yalnýzlýða gömülmüþtü. Yeni arkadaþ arama-bulma gibi bir niyeti de yoktu. Evde Münevver’in resimleriyle konuþuyordu caný sýkýldýkça. Bazen dýþarýya çýkýyor, biraz dolaþýp tekra evine geliyordu. Bir süre sonra evdeki konuþmalarýný dýþarýdayken de yapmaya baþlamýþtý. Onun bu kendi kendine konuþmalarýný gören mahalledeki insanlar “Vah, vah! Zavallý karýsýný kaybettikten sonra her geçen gün biraz daha aklýný kaçýrýyor.” Diyorlardý. Bu tür konuþmalarýn bazýlarýný duymuþ olmasýna raðmen Hayrettin, bunlarý pek umursamýyordu. Kime ne? Caný istediði zaman, istediði yerde Münevver’le konuþmasýna kimse karýþamazdý!

Kötü sonun baþlangýcý olan o gün, sýk sýk aklýna geliyordu. “Kanatlarým olsaydý, uçsaydým ve Münevverimi o arabanýn önünden alýp kaçýrsaydým. Ya da o araba onunla birlikte beni de çiðnesydi!” Dedi ve yumruðunu bütün gücüyle masaya indirdi. Eli çarpmýþ olmalý ki kül tablasý yere düþtü. Kýrýlmamýþtý, ama halýnýn üzeri sigara izmariti ve kül içerisindeydi. Aslýnda bu yumruk öfkesinden dolayý deðildi. Çaresizliðine atýlmýþtý…

(Devam edecek)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Acayip Bir Hikaye
Coþkun Irmak - 11 (Son Bölüm)
Resimle Gelen Ölüm
Coþkun Irmak - 8
Coþkun Irmak - 9
Coþkun Irmak - 10
Gülün Sonu
Coþkun Irmak - 6
Coþkun Irmak - 5
Coþkun Irmak - 7

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçücük Hikâyeler - 2
Deliden Mektup Var
Bir Murat Dört Surat
Korona Hikayeleri - 8
Küçük Hikâyeler - 1
Senin Hikayen
Prostat
Bir Ölünün Günlüðü - 8 Son Bölüm
Bir Ölünün Günlüðü - 7
Dilsiz Fahiþe - 8 (Son)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.