..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir dünya yurttaşıyım. -Sokrates
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Anadolu Kültürü > Cafer ŞAHİN




27 Aralık 2011
Kadınlar Dediniz De... (Dünya'nın En Ulvi Kadınları)  
Cafer ŞAHİN
Köylü kadınları yazdım işte, çocukken ahdetmiştim. Bir gün büyürsem ve ellerim kalem tutarsa onları yazacağım anlatacağım diye… Kadınlar dediniz de...


:BGJF:


.Geçtiğimiz yaz Temmuzun haşin ve boğucu sıcağında akşam işten eve dönüp Televizyon ekranlarının eğlence programlarında konuk olarak arz-ı endam eden, giyim, makyaj ve takılarından, çok iyi yaşam şartlarına haiz oldukları hemencecik anlaşılan aslında son derece serin ve ferah stüdyolarda o serinliğe rağmen habire yelpazelenen ve zaman zaman sahneye fırlayıp dansözlere taş çıkarırcasına göbek kıvıran birtakım kadınları görünce hemen köylerimizde çok ağır hayat şartlarında ayakta kalma mücadelesi veren o asil, munis, mütevekkil, sabır abidesi kutlu kadınlar aklıma geldi...


O köylü kadınlar ki, çoğu tek odalı evlerde isli tavanların sıvasız yıkık duvarların, yılanların, akreplerin, kenelerin arasında yaşam savaşı veren, kızgın güneşin alnında temmuz, ağustos sıcaklarında çapa vuran, ot, nohut, arpa, buğday, yulaf biçen, anız toplayan, koyun otlayan, keçi ve inek sağan, peynir kaynatan, dağ bayır kilometrelerce yürüdükten sonra bir de yokuş tırmanan, sırtlarındaki ağır ot yığınlarının, buğday şeleklerinin, Karadenizde ise küfelerin, sepetlerin altında belleri iki büklüm olan, soluk benizli, gözleri göz çukurlarına batmış, ağızlarına diş kalmamış, elleri ayakları nasırlardan yara berelerden paramparça olmuş o çilekeş kadınlar ne hikmetse, en sulu magazinlerle bile yakinen ilgilenen debdebe içinde yüzen köşe yazarlarını, bürokratları, vekilleri ve toplum mühendislerini hiç mi hiç alakadar etmez.


Ben yıllardır onca mağduriyetlerine ve inanılmaz çilelerine rağmen o garip ve çilekeş kadınları adam gibi gündeme taşıyan onların dertleriyle hemhal olan onları layıkıyla himaye edip kollayan Merhum Turgut Özal hariç hiçbir yazara, çizere siyasiye devletliye rastlamadım…

O kadınlar o güngörmemiş analar şehirlere okumaya gönderdikleri mütevazı, çoğunlukla da eskide olduğu gibi kimi zaman hala öyle farelerle ve böceklerle dolu evlerde ve yurtlarda kalan çocuklarının yanlarına onların tahsil hayatı süresince bir kez olsun gidemediler “ben okuyup doktor, mühendis, avukat olacağım aney”diyen o çocuklara bir gün kapı zillerini çalıp apansız, bir hoş sürpriz yapamadılar, yoksulluğa ve yoksunluğa mahkûm o kadınlar…

Ve o kadınlar askere saldıkları vatana kurban diye adadıkları kuzucuklarının yanlarına da bir gün olsun gidemediler… Bir çay bahçesinde oturup hasret giderme duygusunu da yaşayamadılar, aynı köylü kadınlar…

Onlar, asker çocuklarına birer yeşil kazak, kahverengi hırka, gıcır gıcır bir kundura ve üniverste okuyan kızlarına başarılarına ödül olsun diye bir çift küpe en incesinden olsun bir bilezik alamadıkları için gizli gizli hep ağladılar ve gözyaşlarını özenle hep sakladılar…

Onlar bir gün olsun Ankara"larda, İstanbullarda, tramvaylara, vapurlara sandallara binip şöyle gönüllerince gezemediler ailecek oturup lokanta yemekleri yiyemediler ve gönüllerince alışveriş yapamadılar…

Sinema tiyatro sirk gösterilerinin hele yakınından bile geçemediler…


Onlar evden tarlaya tarladan eve mütemadiyen gece gündüz- yaz kış demeden hep çalıştılar çalıştılar… İzinleri, tatilleri, bayramları seyranları sosyal güvenceleri ve emeklilikleri hiç olmadı onların…

Gün oldu ahırda, samanlıkta, tarlada derede tepede yalnız başlarına doğum yaptılar… Çocuklarını çer çaput olmadığı için topraklara belediler… O çocukları evden çıkarmanın bir hayli sakıncalı olduğu çok küçük yaşlarda sırtlarına sarıp cehennem sıcaklarında kimi zaman bir ağaç gölgesinin dahi bulunmadığı tarlalara taşıdılar ve onları öylece bırakıp işlerine devam ettiler… Onları tarladan dönüşlerinde yığılmış ev işleri bekliyordu. Ev işlerini de bitirinceye dek gecenin 02"si üçü oluyordu. O saatlerde yatıp gene sabah namazı vakti kalkmak zorundydı Köylü Kadınlar...

Büyüyüp okul çağına gelen o talihsiz çocuklarına bu kez giysi, çanta, önlük, kırtasiye alamadıkları için ağladılar köylü kadınlar…

Gün oldu ağır hayat şartlarında vitaminsizlikten, kalorisizlikten, gencecik yaşlarda hastalandılar ve yokluktan ancak tehlike çanları çaldığında doktora gidebildiler borç-harç ancak denkleştirdikleri paralarla ama artık doktorların tabiriyle yapılabilecek bir şey kalmadığından öldüler, zamansız… Hazin ve sade törenlerle gömüldüler çocuklarının garip ve şaşkın bakışları altında… Birer mezar taşları bile olmadı kimilerinin gene yokluktan ve parasızlıktan…


Daha yazılacak neler neler dağarcıkta kaldı ama içime akıttığım gözyaşlarımla boğulmaya yüz tutan yüreğim ancak bu kadarını kaldırıp taşıyabildi...


İnşallah günün birinde devamını getirmek kavl-u kararıyla Şimdilik bu kadarını bilin kafi.


Köylü kadınları yazdım işte, çocukken ahdetmiştim. Bir gün büyürsem ve ellerim kalem tutarsa onları yazacağım anlatacağım diye…

Kadınlar dediniz de…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Fatma Girik
Barış Manço'yu Anarken
Turgut Özal'ı Anlamak
Cahit Külebi
Sarı Kız Dur Far Söndür!
O Mucize Çocuğu Arıyorum

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kafa Kağıdı [Şiir]
Aşk Serenadı [Şiir]
Benimle [Şiir]
Ayasofya Açılacak [Şiir]
Cunta Dede [Şiir]
Gandi Kemal [Şiir]
Deli Kıza Serenat [Şiir]
Gurbet Biter [Şiir]
Ağır Aşklar [Şiir]
Geri Dönmek [Şiir]


Cafer ŞAHİN kimdir?

Dünyaya edebi ışıltılar saçmak için gelen biri olmak harikulade bir duygu,söz saltanatının sultanı olmak,mülk saltanatının sultanı olmaktan daha üstün ve muteberdir ŞAİR-YAZAR CAFER ŞAHİN Malatya'nın yetiştirdiği en önemli Şair ve Yazarlardan biri olarak kabul edilen Cafer ŞAHİN, Hekimhan ilçesinin Kurşunlu Beldesine bağlı Güçlü(Eski adı Zahmettn)Köyünde doğdu. . . İlköğrenimini köyünde tamamlayan Şahin, daha sonra Malatya İmam-Hatip Lisesine devam etti ve bu okuldan mezun oldu. Kazandığı Açıköğretim Fakültesi İktisat Bölümüne devam etmek yerine, kendisini tez zamanda büsbütün sanata adamak yolunu seçti. . . Genellikle serbest vezin tarzında şiirler yazan ve şiirleri usta işi eserler olarak nitelenen Cafer ŞAHİN, az olmakla beraber kafiyeli şiirler de kaleme almış ve bu tarz şiirlerde de başarısını kanıtlamıştır. . . Şiirlerini GÖLGEMLE SÖYLEŞİ ve NE BİLİYORSAN ANLAT adlı şiir kitaplarında toplayan Şair, bunun yanısıra Deneme, Hikaye ve senaryo çalışmalarında da bulunmuş ve bu çalışmalarını şimdilik sanal ortamda pek çok sanat ve edebiyat sitelerinde yayımlamıştır. . . 2001 yılında ilk defa katıldığı bir Makale Yarışmasında Türkiye İkinciliği derecesiyle çok önemli bir başarıya imza atmıştır. Edebiyat dünyasına "YÜREĞİMİ İYİ SAKLA" adlı şiiri gibi, sevilmenin de ötesinde bütün Türkiye'de adeta birer marka olmuş şiirler kazandıran Yazarın iki adet yayımlanmış, biri Şiir, biri de deneme olmak üzere basıma hazır iki kitabı bulunmaktadır. . . çeviri Cafer Sahin MALATYA CURRENT AUTHOR POET POET-WRITER CAFER ŞAHİN Malatya is known as one of the authors raised the most important poet and Cafer Sahin, Hekimhan spot in the town of Lead Strong (Zahmettn old name) was born in the village of . . . Falcon completed primary education in the village, then continued in Malatya Imam-Preacher High School and graduated from this school was. Rather than to continue winning the Open Education Faculty of Economics Department, chose to devote himself to art . . . Generally, the thesis also entirely free-verse poems written in the style and ingenious works of poetry known as Cafer Sahin, at least, although had written poems and rhyme in poetry of this kind of success has proved . . . NARRATIVE INTERVIEW and what I know my shadow's poems by the poet gathers books of poetry, as well as the trial, the story and screenplay, and this work is found in the studies of art and literature of many sites published in a virtual environment . . . Article Competition for the first time in 2001 with the participation of Turkey has achieved a significant degree of second place. Letters to the world "GOOD SAVE my heart" as his poem, almost a brand in Turkey was to be loved beyond all winning author of two published poems, one poem, one of which has two books ready for printing, including the trial . . .

Etkilendiği Yazarlar:
Divan Edebiyatı şairleri,Cumhuriyet dönemi şairlerinden,Necip Fazıl,Cahit Külebi,Attila İlhan vs.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Cafer ŞAHİN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.