Kötü bir barış, iyi bir savaştan daha iyidir. -Puşkin |
|
||||||||||
|
Bu yorumlar konusunda yapılan son düzenlemeden önce de yorum sistemi hakkında eleştirilerim vardı. Şimdi Facebook entegrasyonundan sonra iyice konuşma vakti geldi. Yorum yazabilmek için önceden izedebiyat üyesi olmak gerekiyordu. Hatta bir dönem yanlış hatırlıyor olabilirim ama sanki yorumcu olmak için ayrı bir üyelik gibi bir şey de gerekiyodu.. Ya da hafızam beni yanıltıyor. Neyse... Yorum işine neden kafayı taktım? Çünkü biz yazar tayfasının Türkiye'de en büyük dertlerinden bir tanesi destek bulamamak. Açık konuşalım. Yaptığımız işin maddi olarak zerre kadar tatmini yok. Bu uğraşının maddi bir yanı varsa o da zaten hep cebimizden çıkıyor ve geri dönüşü yok. Bunu zaten yazı sevdalıları olarak kabul etmişiz. Nalet olsun ülkemdeki bu kıyma makinesi düzenine. Eyvallah. Maddi tatmini konuşmuyoruz. Manevi yanından konuşalım mı? Haydi konuşalım... “Mezarlığın kenarından geçiyordum; bir fatihanın sevabını paylaşmak için ölülerin kavga ettiğini gördüm,” sözünü hatırlarım. Arif Nihad Asya'dan... Zaten karanlığa şarkılar söylüyoruz, yalnız bir yolda yürüyoruz. Bu yolda tek tesellimiz bi fatiha misali yapılan bir çift eleştiri ve yorum. Ve o yorumlar da zaten gelmiyor. Niye gelmiyor? Yabancı dildeki edebiyat sitelerinde gezerken daha dün eklenmiş ve daha 20 kez tıklanmış bir yazıda 3-4 yorum görünce, ya da 5 üzerinden işte 3-2-5 yıldız diye 15 tane oy görünce "niye, neden biz böyle değiliz, adamlar niye böyle," diyorum? Cevap biraz okurların yorum kültürüyle alakalıysa biraz da sitenin fiziki şartlarıyla alakalı. Anonim olarak oy verebilmek ve yorum yapabilmek, bazı okuyucuların isim ve kimlik bildirmeden özgürce eser hakkında fikir bildirmesine imkan veriyor. Siteye üye olmak yok, siteye giriş yapmak yok, facebooka giriş yapmak yok. Hiç iz yok. Anonim ve isimsiz biçimde yorum yapabilmek... İstersen üye olursun ve rumuz ya da gerçek isminle yorum bırakırsın o ayrı... Ama istersen kim olduğun bilinmeden "beğendim" ya da "beğenmedim" diyebilirsin... Eksikliğimiz budur diye düşünüyorum, böyle olmalı diye düşünüyorum. Sitenin bakım ve inşaatıyla ilgilenen arkadaşların bu biçimde çalışmaya uygun düzenlemeleri site altyapısına çok uğraşmadan ekleyebilecekleri kanaatindeyim ama web programcısı da değilim, onu söyleyeyim; Biraz çabayla böyle bir fiziki şekillenme yine de mümkündür ve olmalıdır diyorum. Şimdi facebooka gir işin yoksa da yorum yap... Salla yavv.. Olmaz o yazıya ismimle yorum bırakırsam sitedeki arkadaşlarıma facebook a rezil olurum, sen bu aşk öyküleri hakkında bunu mu düşünüyon derler... Patronum facebooktan bu siyasi-dini-felsefi görüşümü görürse ayvayı yerim, erkek-kız arkadaşım bu yorumu okursa hiç yere kavga çıkar, yazar bu yorumu yapanın kim olduğunu bilmesin sadece beğenmek istiyorum, iyi yazmış sadece uzaktan oy vereyim yeter, vaktim yok yazı yazmaya hem ne yazcam ben anlamam yorumdan sadece okurum.... vesaire vesaire. Umarım kırmadan dökmeden derdimi anlatabildim ve başka bir bakış açısı oluşturabildim. Sevgi ve saygılarımla.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Levent Ölçer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |