Ýnsanýn samimiyeti zorluk zamanlarýnda açýða çýkar. O zor zamanlarda yaptýðý dine aykýrý davranýþlar, kendince ne kadar mazeret sayýp dökse de, kiþinin samimiyetini þüpheli kýlar. Kalbindekiyle söylediði birbirini tutmayan kiþiler imana deðil, küfre yakýn olanlardýr. Bu kiþiler, Allah’ýn “gizlinin gizlisini bilen” olduðunu unutur ve insanlarý aldattýklarýný zannederler. Allah Kuran’da bu insanlarýn içinde bulunduklarý ruh halini ve insanlara “þahdamarýndan daha yakýn” olduðunu haber verir:

Andolsun, insaný biz yarattýk ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduðunu biliriz. Biz ona þahdamarýndan daha yakýnýz. (Kaf Suresi, 16)

Ýnanan insan ise, Allah’ýn kendisini çepeçevre kuþatmýþ olduðunun bilincindedir ve her durum ve þartta dinin ve müminlerin çýkarlarýný gözeten davranýþlarýyla samimiyetini kanýtlar. Allah Katýnda geçerli olanýn, yalnýzca O’nun rýzasýný hedefleyerek yaptýðý salih amelleri olduðunu kavramýþtýr. Samimi mümin kötülüklerden arýnmýþtýr; saflýðý ve masumiyeti davranýþlarýna yansýr:

Bir de (savaþa katýlabilecekleri bir bineðe) bindirmen için sana her geliþlerinde "Sizi bindirecek bir þey bulamýyorum" dediðin ve infak edecek bir þey bulamayýp hüzünlerinden dolayý gözlerinden yaþlar boþana boþana geri dönenler üzerinde de (sorumluluk) yoktur. (Tevbe Suresi, 92)

Gerçek samimiyet konusunda Kuran’da peygamberlerin hayatlarýný anlatan kýssalarda pek çok örnek verilir. Bütün peygamberler, oldukça zorlu imtihan ortamlarýnda yaþamýþlardýr. Samimi davranýþlarýyla Allah'ýn hoþnutluðunu kazanmýþ olan Allah’ýn elçileri, tüm müminlere de örnek olmuþlardýr.

Hz. Musa’nýn kardeþi Hz. Harun ile birlikte, Firavun’a giderek, halkýna zulmeden bu zorba yöneticiye hak dini teblið etmesi, onun Allah'a duyduðu samimi teslimiyetin en önemli kanýtýdýr. Hz. Musa'nýn kendi yaþamýný hiçe sayarak, sapkýnca ilahlýk iddisýnda bulunan Firavun'a gidip, "Eðer aklýnýzý kullanabiliyorsanýz, O, doðunun da, batýnýn da ve bunlar arasýnda olan her þeyin de Rabbidir…" (Þuara Suresi, 28) sözleriyle onu dine davet etmesi, samimi iman konusunda en güzel örneklerden biridir.

Rabbimiz tüm insanlara "samimi kullarýnýn kurtuluþa ereceði" müjdesini verir. Bu nedenle müminlere düþen, Allah'a baðlýlýðýný ve samimiyetini artýrmak olmalýdýr.

Kiþinin, Allah’ýn herþeyi gören ve iþiten olduðunu ve ahirette yapayalnýz hesap vereceði gerçeðini unutmasý ve yalnýzca insanlarýn hoþnutluðunu hedefleyerek hareket etmesi samimiyetini zedeler. Tüm nimetleri, Allah bir rahmet olarak kendisine sunmaktadýr ve sahip olduðu bu nimetleri de yine O’nun yolunda kullanmalýdýr. Mümin zaman zaman gaflete kapýlýp hata yapabilir. Ancak böyle bir gaflet anýnda Allah’a sýðýnmalý ve mutlaka Kuran’a uygun davranýþlarda bulunmalýdýr.

Samimi olan insan, Allah’ýn korumasý altýndadýr. Bu nedenle yaptýðý hatalar onu küçük düþürmez. Toplumdaki küçük düþme, haksýzlýða uðrama gibi kavramlar, þeytanýn insanlara verdiði vesveselerdir. Mümin için önemli olan, insanlarýn gözündeki deðil, Allah Katýndaki deðeri ve yalnýzca O’nun baðýþlamasý ve hoþnutluðudur. Mümin yaptýðý her hatadan sonra Allah’a yönelir, baðýþlanma diler ve tevbe eder. Çünkü, samimi mümin dünyada da, ahirette de ceza ve ödülün yalnýzca Allah’tan olduðunu bilmektedir. Hatasýný farkettiði an telafi edip, Allah’ý razý etmeye çalýþmasý, kiþinin samimiyetin kanýtýdýr.

Bir insan bilgisiz olabilir, deneyimsiz hatta saf olabilir. Ancak kiþinin Allah’a samimiyetle baðlý olmasý çok önemlidir. Allah, Kendisi’ne yönelmek isteyen kullarýna mutlaka doðru yolu gösterecek, onlarý hidayete ulaþtýracaktýr. Rabbimiz insanlardan samimi olmalarýný istemektedir; samimi olan kullarýna bütün yollarýný açacaktýr. Allah Katýnda üstünlük özelliði olan ‘takva’ya sahip olmak için çaba gösterip, din ahlakýný iyi yaþamaya çalýþmak, Allah'ýn hoþnutluðunu amaçlamak… Geçici olan bu dünyada en güzel þey iþte budur.

Kim ihsanda bulunan (biri) olarak yüzünü (kendini) Allah'a teslim ederse, artýk gerçekten o kopmayan bir kulpa yapýþmýþtýr. Bütün iþlerin sonu Allah'a varýr. (Lokman Suresi, 22)



Fuat Türker