..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir insan bir kaplaný öldürmek istediðinde buna spor diyor, kaplan onu öldürmek istediðinde buna vahþet diyor. -Bernard Shaw
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Levent Ölçer




11 Eylül 2012
Güneþ ve Ölüm (2. Bölüm)  
Ölülerin Ýntikamý Öyküsüyle Ayný Anda Ýlerliyor

Levent Ölçer


Kaan bir koca yudum bira çekti. Bir sigara yaktý. Ýçici deðildi ama bu ikiliye bazen ihtiyaç duyuyordu. Bu da hayatýndaki bir iki lanetten biriydi. Ýçki neyse de bu b...k sigarayý býrakmalýydý. Ama olsundu. Derin bir nefes çekti.


:AHII:
Derya haným otelin halkla iliþkiler bölümünde iþe yeni girmiþ bir hanfendiydi ve çalýnan çantasýný bulup teslim ederken tanýþmýþtý Kaan ile. Aralarýnda yavaþtan bir selamlaþma ve merhabalaþma baþlamýþtý. Derya hanýmýn Kaan'ýn yanýndayken yüzünde utangaç ve tatlý gülücüklerin açmasý sadece Kaan'ýn hayalgücü deðildi. Kaan da için için ona doðru sürüklendiðini görüyordu, adýmlarý onun olduðu taraflara daha sýk gidiyor, gözleri onun olabileceði yerlerde onu arýyordu. Ve bu durum içinde tatlý bir heyecan da yaratýyordu... Ama...

"Derya haným biraz havai. Yani çocuksu manada, çok tatlý. Çok konuþuyor. Bülbül gibi bir þey," diyerek güldü Kaan. Özge de güldü. Gerçekten de Kaan'ýn aksine Derya tam bir makineli tüfek gibi konuþup duruyordu. "Biraz da havalý ama aslýnda çok saf ve temiz birisi olduðu belli," diye acý bir gülümseme ile güldü genç adam.

Özge yine kýzýyordu ama.
"Daha ne olsun lan. Fýstýk gibi hatun. Tatlý, güzel, çýtý pýtý bir þey. Bir yazýlsana, bir iki selam, günaydýn, hafiften bir iki havadan sudan sohbet denemesi. Derken bir çay filan içersiniz? Yemek? Sinema? Söz? Niþan? Düðün?"

Kaan gülerek ve patlayarak araya girdi.
"Çoçuk? Al iþte a...na koyim, kýz milleti deðil mi. Hemen evlendirdin beni."
"Azýný yýrtarým pislik. Evlenmeyip de napcan. Turþusunu mu kurcan. Tohuma kaçcan olum."
Kaan da çýkýþtý.
"Daha benimle flört etmeden evlilik lafýný açan hatuna sadece yolu gösteriyorum. Çektirsin gitsin."
"Yani 'bana vermeden' demek istiyorsun?" diye sertçe sordu Özge.
"Bana vermeyen turþusunu kursun. Dünyada kutu mu yok. Ama mevzu o deðil, aþk var aþk. Aþkta hesap olmaz. Aþk yoksa yok..." diyerek konuyu tam derinleþtiriyorlardý ki kameriyelerin olduðu köþeye geldiklerini gördüler. Ve bu köþede küçük, program dýþý bir toplantý olduðunu gördüler. Otelin büyük baþlarýndan dördü ve asistanlarý buradaydý. Tabii Sinem haným da.

Aradan altý ay geçmiþti ve bir iki beden ile Derya hanýma dair kalp çýrpýntýlarý araya girmiþti. Ama Sinem'i görünce Kaan'ýn içi yine bir baþka garip oldu.

Beyaz daracýk bir gömlek, beyaz daracýk bir pantolon, uzun kumral saçlar ve çok çekici bir hava veren gözlükler. Sinem çok þýk ve harika görünüyordu. Saçlarý muhteþemdi yine. Uzun saçlara dayanamazdý zaten Kaan. Sinem'in vücudunun geri kalan taraflarý da Kaan'ýn aklýný baþýndan alýyordu. Küçük ve biçimli göðüsleri vardý, ince bir beli ve biçimli bacaklarýyla muhteþem bir poposu vardý.

Kaan Sinem'in poposuna bayýlýyordu; Salýna salýna giderken oynayýþýna, tatlý tatlý çalkalanýp o karþý konulmaz sýkma ve avuçlama hislerini yaratmasýna bayýlýyordu. Þu anda bu beyaz ve daracýk kýlýk içindeki haliyle Sinem kesinlikle Kaan'ýn canýna okuyordu.

Sinem onlarý belki görmüþtü belki görmemiþti. Ama toplantý daðýlmýþtý ve þimdi ayný yürüyüþ rotasýnda otele doðru önlerinden giderken Kaan'ý mahfediyordu.

Kaan Sinem'den aldýðý ters cevaba bozulmuþtu. Reddedilmek her erkek evladýnýn az ya da çok yaþadýðý standart bir durumdu. Bunda gereðinden fazla sorun yoktu. Bozulmasýnýn nedeni reddedilmesi deðildi. Reddedilme þekliydi. Aldýðý cevabýn tonu hoþuna gitmemiþti. Basit bir hayýr yeterli olacakken aldýðý cevap biraz zoruna gitmiþti doðrusu. Öfke gelmiþti sonra. 'Orospu' demiþti içinden.

Ama Kaan pek kin tutmayý beceremezdi. Ve zaman geçtikçe bunu da çokca unutmuþ daha doðrusu o ilk günlerdeki kadar önemsemez olmuþtu. Bazen oluyordu öyle. Yapacak bir þey yoktu. Demek ki gözünde çok büyütmüþ ve biraz yanlýþ deðerlendirmiþti Sinem'i. Gözleri ve sözleri aslýnda olmadýklarý biçimde anlamýþtý heralde. Yapacak bir þey yoktu. Yeni yollara yürümekten baþka.

Yine de Sinem hala çok hoþ ve etkileyici bir hatundu. Olmamasý ya da haddinden fazla deðer vermesi bir þeyi deðiþtirmiyordu. Hala güzel ve beðenilmeye deðer bir hatundu. Ve Kaan da onu hala beðeniyordu. Ama bu artýk daha temkinli ve uzak mesafeli bakýþlarla duyulan daha soðuk bir beðeniydi. Müzedeki bir sanat eserini beðenmekten daha öteye giden bir þey deðildi. Müzedeki sanat eserine dokunamazdýn, eve götüremezdin, sarýlamazdýn, öpemezdin. Sadece bakardýn. Ýþte hepsi o. Soðuk ve uzak. Ruhsuz.

Bana elini vermeyen elini naparsa yapsýn diyordu Kaan. Bu aralar artýk daha az duygusal ve daha hayvani takýlmaya karar vermiþti. Ýnsan olmaktan, iyi olmaya çalýþmaktan, doðrularý yapmaya çalýþmaktan yorulmuþtu Kaan.

Kaan bu önlerinde salýna salýna yürüyen popoyu bütün gün izlese de asla yorulmazdý.
"Ýçine bir þey giymediðine bahse girerim," diyerek önerdi Kaan.
"Bence bir g-string. Ama haklý da olabilirsin. O kadar sýký bir pantolon ve hiç iz yok," diye konuþtu Özge. Sonra durdu durdu ve eklemeden edemedi.
"Off yaa, gerçekten de çok hoþ bir poposu var. Nasýl da sallanarak gidiyor þuna bak ya."
"Bakýyorum caným. Zaten gözlerimi alamýyorum. O popoyu kucaða alýp... Neyse... Anladýn sen onu..."
"Evet Kaan. Tam hayvan oldun bu aralar. Dün kapýdaki Ýtalyan hatuna bakýþýný gördüm. Gözlerinle soyup yedin bitirdin hatunu oracýkta."
"Ýyi de hatun halinden memnundu. Ýltifat olarak baktým ve kabul etti. Nazikçe gülümseyip gülümsememi kabul etti. Cidden çok hoþ bir çifte kavrulmuþ esmerdi Özge. Teninin pürüzsüzlüðünü ve yumuþaklýðýný on metreden hissedebiliyordun. Mükemmel bir vücudu vardý. O mini etek ve þeffaf gömlek de çok cömertti doðrusu. Eridim bittim orada. Hala hatýrladýmda duvarlara týrmanasým geliyor."
"Azmýþsýn olum sen."
"Haklýsýn. Bu aralar Ayça'ya uðramalýyým. Ýzinden döndüðünden beri görüþemedik."
"Sizinki garip bir iliþki..." diye gülümseyerek ve onaylamazca kafa sallayarak konuþtu Özge.

Ayça otelin spor salonunda görevli etkileyici ve son derece atletik, son derece semptaik çýlgýn bir genç kadýndý.

"Bizimki bir iliþki sayýlmaz. Ayça hoþ ve iyi bir hatun. Arkadaþlýðýný, muhabbetini seviyorum. Beraber iyi eðleniyoruz. Atletik ve kýþkýrtýcý bedenini de bu denkleme ekle. Bir de ikimiz de bu aralar ciddi bir iliþkiden ziyade bizi dinlendirecek þekerleme kývamýnda bir þeyler arýyoruz. Aramýzda böyle saygýlý bir arkadaþlýk var."
"Yani sadece s...iþiyorsunuz."
Kaan onaylamazca baþýný iki yana sallayarak bu pis aðýzlý lafa gülüyor ve bir yandan da hala Sinem'in sallana sallana giden o kýþkýrtýcý muhteþem poposunu izliyordu. Çok hoþtu Sinem.
"Sadece s...iþmiyoruz. Beraber neþeyle harika vakit geçiriyoruz. Çok dürüst bir þey. Herþey ortada ve yalan dolan yok. Beklentiler yok. Beni kabul ediyor ve bu çok hoþuma gidiyor," diyerek konuþtu Kaan.

Özge bunun üstüne bir þey söylemedi. Bu aralar Kaan'ýn dinlenmeye ihtiyacý olduðu doðruydu. Bu þekilde dinleniyorsa varsýn öyle olsundu. Ama bir yandan da üzgündü Özge. Kaan'ýn da sevgiyi bulmasýný diliyordu bütün kalbiyle.

***

Gecenin bir yarýsýydý. Ýþten sonra Ayça ile oteldeki bir boþ odaya kendilerini atýp hasret gidermiþtiler. Hem de ne hasretti doðrusu. Güvenlik kapýya gelip gürültüye bakmýþtý ama kapýya çýkan beline havlu sarýlý Kaan'ý gören Dilek ve Cem gülümseyerek hafýzalarýný silmiþlerdi.

Ayça geceyi de beraber geçirmek istemiþti ama Kaan onu öðleden sonra bir piknik sözü vererek bu gecelik yalnýz býrakmýþtý. Bir Concours14 olan afilli motorsikletiyle bu tatlý hatunu evine býraktýktan sonra kendi evine salýna salýna sürmüþ ve yol üstünde gece için bir iki alýþveriþ yapmýþtý. Hafta sonuydu. Bunun anlamý oyundaki arkadaþlarýyla yine saatlerce akýnda olacaklarýydý.

Aslýnda pürüzsüz bir akýn ortalama iki saat içinde tamamlanýyordu ama gýrgýr þamata ve aylaklýk derken bir iki beklenmedik wipe(bozgun) geliyordu. Haydi silbaþtan oluyordu ondan sonra. Süre uzuyordu. Kutlamalar ve bekleme süreleri için Kaan hazýrdý. Þekersiz meyve sularý ve tamamlayýcý olarak mýsýr cipsi ile çýtlamak için çekirdek almýþtý. Akýn gecelerinde perhizi bozup aburcuburun dibine vuruyordu bazen. Ýyi ki sadece 3 gece akýna gidiyordular yoksa formunu korumasý pek de mümkün olmazdý o gidiþle. Yýllardýr hergün koþulan üç kilometre ve bir saat süren çýlgýn spor sayesinde kendini dinç ve biçimli tutabiliyordu. Yýllardýr deðiþmeyen rutinlere sahip bir yaþam süren ve deðiþimden hoþlanmayan birisiydi Kaan.

Kaan yine de aslýnda hiç de sýradan birisi deðildi. Pek çok insan bu dünyada kör bir yaþam sürerken ve burnunun ucunu görmekten acizken Kaan gözleriyle yýldýzlarý görüyordu. Belki de bu yüzden deðiþimi ve kendi rutinlerinin kýrýlmasýný hiç sevmiyor, çizdiði sýnýrlarý sert biçimde savunuyordu. Bu sýnýrlarýn ötesi kayýp topraklardý ve kendi sýnýrlarý içinde kök salýp tutunabileceði yegane zemini buluyordu. Bu zemini kaybetmek istemiyordu. Hani o öyküde olduðu gibi, yasa ile kaos arasýnda bitmeyen bir savaþ vardý ve kaos þu anda kazanarak bütün topraklarý ele geçiriyordu; Kaan kendi payýna düþen topraklarý caný pahasýna kaosa karþý savunuyordu. Kaan yaþadýðý sürece kaos kazanamayacaktý. Iþýk hep olacaktý.

Ýþte böyle uçuk bir adamdý Kaan. Yýllar, yollar ve acýlar ile þekillenmiþ ruhuyla hergün ayrý bir kavga ve ayrý bir hayatta kalma macerasýydý. Bu kavga dolu huzursuz dünyada sadece kendine yakýn bulduðu birkaç arkadaþý ve iyiliðe, güzelliðe dair umutlarýyla hayata tutunabiliyordu.

Uzandý bilgisayarýn faresine. Eskiler klasörüne girdi. Asya'yý aradý. Þarkýya týkladý. Müzik duyuldu, sözler akmaya baþladý. Lise yýllarýna gitti.

Uçtum seninle...

Kalbime gel ateþ sar, Göðsümde bir telaþ var, Uçalým bulutlarda buluþalým, Kumlarda pýrýltýlar, Dalgada yakamozlar, Seninle ýþýklarda yýkanalým, Gel gece kor kýrmýzý, Bu yangýn sarsýn bizi, Sarýl hissedelim tenimizi, Sonsuzu gel bulalým, Renklerden gül olalým, Sabaha öpüþerek uyanalým, Uçtum seninle, Gölgen tenimde, Seviþelim gel yine, Dur nefes alma, Deprem fýrtýna, Bu yangýn sönsün burda...

Kaan bir koca yudum bira çekti. Bir sigara yaktý. Ýçici deðildi ama bu ikiliye bazen ihtiyaç duyuyordu. Bu da hayatýndaki bir iki lanetten biriydi. Ýçki neyse de bu b...k sigarayý býrakmalýydý. Ama olsundu. Derin bir nefes çekti.

Aklý ve kalbi dumanlýydý. Sevda içinde korlanmýþ, sönmeye yüz tutmuþ bir ateþ idi. Uzun zamandýr aþký hissetmiyordu. Seviyordu. Ama aþk uzaktý. Aþka varamýyordu. Oysa aþka ne kadar da çok ihtiyaç duyuyordu.

Aslýnda son gerçek aþký Melanie olsa da onunla mutluluðu bulamamasýnda etkili olan laneti ilk ve en kuvvetli aþkýydý belki de. Çocukluk aþkýydý o. Biricik Ayþe. Ah Ayþe. Yine hatýrlamýþtý iþte. Aslýnda pek hatýrlamayý istemese de yine aklýna gelmiþti. Hem gülümseyip bütün o muhteþem anýlarý tekrar yaþýyor, hem de onun yokluðunu; onsuz geçen yýllarý, her bir hücresinde daðlayan bir lanet gibi hissediyordu.

Aþký yaþayan bilirdi. Nasýl bir duyguydu. Bu duyguyu hayatýnýzýn çok erken bir döneminde yaþadýðýnýzý düþünün. Bu öyle bir duygu ki dünyada cennettesiniz. Onun için yapamayacaðýnýz þey yok. Adeta baþka birisine dönüþmüþsünüz. Aslýnda gerçek 'sen'e dönüþmüþsünüz. Aþk ruhunuza yeni bir göz vermiþ, yeni bir ufuk göstermiþ, o ufka koþacak gücü ve cesareti vermiþ. Aþk sizi kanatlandýrýp uçurmuþ. Sonsuzluðu ve gerçeði bulmuþsunuz. Özü bulmuþsunuz. Bir olmuþsunuz. Derken...

Sonra da bu duygunun sizden alýnýp uzaklara götürüldüðünü düþünün. Bittiðini. Ve onun eþsiz olduðunu bildiðinizi düþünün. Bir daha geri gelmeyeceðini biliyorsunuz. Bitti. Yok artýk. Cennetin baþýnýza yýkýldýðýný düþünün. Bu yýkýntýnýn altýnda kaldýðýnýzý düþünün. Ölmeyi isteyip de ölemediðinizi düþünün. Ýþte aþk ve aþktan geriye kalan buydu. Ýþte Kaan buydu.

Bir koca yudum, derken bir tane daha ve bir tane daha. Derken bütün bardaðý kafaya dikti Kaan. Bir derin nefes sigara çekti. Koltuða yaslanýp yarý yatar halde tavana yükselen sigara dumanýný izledi. Farkýnda olmadan mýrýldandý bilinçaltý.

"Seni çok özledim Ayþe. Çok özledim..."

Gözlerinde yanmayý hissetti. Hemen toparladý kendini. Bardaðýn son yudumunu kafaya dikti. Sigarayý söndürdü. Abur cuburu toparlayýp mutfaða yürüdü.

Ýþte ekip de dökülüyordu makine baþýna. Bilgisayarlarýn baþýnda, oyunda yerlerini alýyordu akýncý takýmý. Avrupalý bir sunucu olan Stormwrath'da bir karma loncada takýlýyordu Kaan. Hem Türkler hem de Avrupalýlar vardý bu loncada. Aslýnda Kaan Türk loncalarýnda oynamaya karþý önyargý sahibiydi ne yazýk ki. Ama Murat onu ikna etmiþti. "Yok lan, gerçekten o ganimet o...su oyuncularýn olduðu yerlerden deðil, hepsi arkadaþ ve iyi insanlar, yoksa ben de durmam," diyerek uzun uzun yakarmýþtý doðrusu.

Elbette yabancý loncalarda da o.çocuklarý vardý. Ama ne yazýk ki Türk loncalarýnda -Kaan'ýn þanssýzlýðýndan mýdýr nedendir bilinmez- hep daha çok o.ç çýkmýþtý karþýsýna. Hepsinde bir ganimet sevdasý, bir kavgacýlýk, bir kendini beðenmiþlik, açgözlülük ve kibirlilik vardý. Kaan yabancý loncalarda çok daha rahattý. Taa ki Pirates of the Aegean loncasýna katýlana kadar. Ege Korsanlarý loncasý. Burasý çok kýyak bir yerdi. Çok uluslu, kalabalýk, iyi bir Türk nüfusu barýndýran çok kýyak bir loncaydý burasý.

Özel kanalda bir mesaj hemen gelmiþti. Daha Kaan'ýn oyun karakteri olan ölüm þövalyesi cüce Kaahan oyuna yeni girmiþti ki mesaj düþmüþtü ekrana.
"naber Kaan?"
"Ýyidir Murat. Yine druidi almýþsýn. Ayý mý kedi mi takýlacaksýn?"
"Kedi. Tanklama iþini Aslan'a býraktým. Ölümgetiren ile geliyor."
"Ýyiymiþ. Gitti benim balta. Tank dururken bize düþmez o :D "
"Yok be olm. Aslan o baltayý sabah server resetlemeden önce aldý. Acil bi bakým varmýþ, sunucuyu resetleyeceklermiþ. Bunu duyar duymaz telefona sarýlýp gecenin bir yarýsý hardcore ekibi topladý. Jet akýndý. Boss'u indirdik, yaðma ettik. Sunucu kapandý. Kýlpayý aldý baltayý. "
"Yok artýk. Çýlgýnsýnýz lan siz. Olm hayatýnýz yok mu lan sizin."
"Hayatým olsa bu oyunda ne iþim var amk. Senin yok mu:D ?"
"Olmasýna çalþýyorum ama galiba yok. :D"
"Nasýlsýn Kaan. Cidden nasýlsýn. Bir geleyim diyom Antalya'ya ama fýrsat yaratamýyorum. Ne var ne yok?"
"Ayný beyaa. Standart takýlýyorum. Hayvanlaþmak istiyorum bu aralar. Ýnsanlýk beni bozmaya baþladý yine."
"Anladým. Yani o kadar sýkýldýn. Var mý hatun?"
"Þenlendiðimiz bir arkadaþ var. Ondan baþka, var da yok. Karýþýk. Sen ne ediyorsun?"
"Ben de aynen. Þenlenip duruyorum. Ýyi deðil aslýnda be. Gece gayet güzel eðlenip, seviþip tatlý bir yorgunlukla uykuya vuruyorsun; Sabah öpüþüp koklaþýp hatunu uðurluyorsun. Geceden kalan ne diye düþünüyorsun sonra. Evet, eðlendik, þenlendik, güzel vakit geçirdik. Rahatladýk. Çok da güzeldi. Ama, eee? Ne kaldý? Ne ben onun kalbine baktým, ne de o benim kalbime. Uyuþturucu gibi, sadece birbirimizi bir süre teselli ettik. O anda aný paylaþtýk. Onun da bir güzelliði var ama bir noktadan sonra baþka bir þey de arýyor insan galiba. Dalga geçme ama bu aralar þöyle bir kýzým, oðlum olsaydý diye düþünüyorum. Baþýmýn etini yiyen bir hatun olsaydý. Her akþam yataðýmý ýsýtan, sabah sarýlýp uyanacaðým birisi olsaydý... Hayatý paylaþacak bir arkadaþým olsaydý diyorum." diye içini döktü Murat. Murat epey dolmuþtu anlaþýlan.
"Sen bir Antalya yap Murat. Beni bul burada. Bir gece beraber içip gezelim. Misafirim ol. Mutlaka zaman yarat."
"Öyle mi diyorsun? O kadar boktan mý lan durumum :D"
"Aynen öyle. Bak burada havalar da çok hoþ. Yazdan kalma bir on gün bekliyor meteoroloji. Atla gel olm."
"Uçakla gelsem olmaz mý? Atla uzun sürer? Þaka þaka, bunu yapmasam patlardým :D Doðru diyorsun hacý. Bi fýrsat yaratayým. Patrona bir sokulayým ben bu akþam. Bakalým bir kafa izni alabilecek miyim."
"Niye böyle olduk lan biz Murat?"
"Olm biz bir b...k olmadýk. Bu aralar bizim Kemal ile ben de çok konuþuyorum bu mevzularý. Biliyosun Ýstanbul'a taþýndý. Sýk sýk görüþüyorum hergeleyle. Kafamýn içine okulda da hep cins fikirler sokardý, ben hep ondan böyle oldum sanýyordum. Meðer sorun baþkaymýþ. Hacý ben artýk biliyorum. Biz de sorun yok. Dünyada sorun yok. Millette sorun var. Cümle alem g..t olmuþ. Sistem g...t. Sistem kendisi gibi olmayanlarý virüs gibi görüyor, yok etmeye çalýþýyor. Sistem bizi kaldýramýyor. Matrix gibi hacý. Biz Zeon tayfasýyýz öyle düþün. Sistem Ajan Smithleri salýp duruyor üstümüze. Nefes aldýrmýyor. Biz de tünellerimizde hayatta kalma savaþý veriyoz."
"Alegorinin dibine vurdun be. Yazý mý yazýyon sen? Zisi'yle çok geziyon galiba bu aralar."
"O cadýyý anma yav. Kalbimi kýrdý pislik. Bana '...m budalasý' dedi." diye dert yandý Murat.
"rofl. Olm vardýr bir nedeni. Yine ne ib...lik yaptýn kimbilir."
"Bi s..im yapmadým. Kafede oturuyorduk. Tesadüf bu ya, o gün de kafe Fashion TV gibiydi..."
"lol" diye güldü Kaan bu yoruma.
"...gelen giden oturan hatunlarýn hepsinde miniler, transparan bluzlar, afilli saçlar, bir sürü kesiþme filan. Muhabbete konsantre olamadým bir türlü. Zisi de bir þeyler anlatýp duruyordu. Yok efendim onu hiç dinlemiyormuþum, arkadaþlýðýna deðer vermiyomuþum, bu orospularý ondan üstün tutyomuþum. öff... vs vs."
"Zisi sana vurgun olmasýn hacý :D" dedi Kaan.
"Aman! Allah yazdýysa bozsun."
"Niye öyle diyosun lan. Hoþ hatun. Üstelik zeki, altýn kalpli. Daha ne olsun?"
"Bu konuyu kapatsak? Nerden geldik lan buralara?"
"Aþktan söz ediyorduk. Meþkten. Sevgiden. Hayatý paylaþmaktan söz ediyorduk. Ýnsanýn içindeki sevgi pýnarýndan ve bunu paylaþmaya duyulan açlýktan söz ediyorduk. Özgür olmaktan ve özgürlüðün tek yolunun içindeki gerçek seni yaþatmak olduðundan söz ediyorduk. Özgürlüðün sevmek ve sevgiyi yaþamak olduðundan; Dünyanýn sevmediði için bu halde olduðundan bahsediyorduk."
"Ben bunlardan söz ettiðimizi hiç hatýrlamýyorum Kaan,"
"Zisi aklýný aldý tabee!"
"Yav bi git yaa..."

Akýn saati onlar böyle dertleþip konuþurken gelip çatmýþtý iþte. Diðerleri de artýk çevrimiçiydi ve akýn davetiyeleri uçuþmaya baþlamýþtý. Ege Korsanlarý savaþa gidiyordu!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
2012: Ölülerin Ýntikamý
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (9. Bölüm - Son - )
2012: Ölülerin Ýntikamý (3)
Yeþilgözlü Þeytan'ýn Gecesi
Güneþ ve Ölüm (Giriþ)
Yaþam Hasatlayan Smir
Güneþ ve Ölüm (3. Bölüm)
Cennette Bir Sabah
Althar'ýn Akýncýlarý: Altýngöl ve Ejderha (6. Bölüm)
Yaþam Hasatlayan Smir (2)

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tatlý Sert
Zeytin Karasý
1996 Yýlý
Ufuklar: Kýrmýzý Bölge - 18
Kovan Savaþlarý (1. Bölüm)
Kovan Savaþlarý (2. Bölüm)
Yaz 2011
Ufuklar: Diversity Antalya
Ufuklar: Bronz'un Mesajý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Barbar Conan'ýn Ölüm Þarkýsý [Þiir]
Her Ýnsan Öldürür Sevdiðini [Þiir]
Kovan Savaþlarý Öyküleri [Roman]
Uzun Yol (1. - 100. Sayfalar) [Roman]
Sevgi, Mutluluk, Özgürlük ve Hayat Üzerine Felsefe [Deneme]
Tanklamak Ne Demek? [Deneme]
Ya Ýstiklal Ya Ölüm [Deneme]
Ölüm / Kalým [Deneme]
Uyanýklýk [Deneme]
Uzayda Hayat Var mý? [Deneme]


Levent Ölçer kimdir?

Fantazyada büyü, teknoloji ve aksiyon Ýldar'da buluþuyor. 07/10/2017 tarihinde þimdi diyebilirim ki neredeyse 2 senedir tek kelime yazmadým. . . 2 senedir yazar tarafým ölü. oysa oldugum þeyler içinde olmayý en sevdiðim þey yazar olmaktý :) Topraðý bol olsun.

Etkilendiði Yazarlar:
Süpermen, Robert E. Howard, Tolkien, Salvatore, Jules Verne, Battalgazi, David Eddings, Michael Moorcock.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Levent Ölçer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.