Eðer bir kelebeði sevebiliyorsak, týrtýllara da deðer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery |
|
||||||||||
|
Birlik ve beraberlik, jargonu ne kadar anlamlý, önemli ve gerekli bir söylem olsa da; yakýn tarihimizde, bir o kadar da içi boþatýlmýþ ve gerçek anlamýndan uzaklaþtýrýlmýþ bir söylem haline sokulmuþtur. Türkiye’de bu söylem, ne yazýk ki, öteden beri, halklarýn inkârý, kültürlerin imhasý ve top yekûn bir asimilasyon malzemesi olarak kullanýlmýþtýr. Bugün için, etkisini yitirdiði ve son kullaným tarihini doldurduðu için, artýk buna gerek de kalmamýþtýr. Bilgi ve internet çaðýnda, her kiþi, kendi halký hakkýnda her türlü tarihsel bilgi ve verilere ulaþabilmektedir. Hangi halk, nereden gelmektedir; ýrksal evrimi nasýl olmuþtur, artýk bütün bunlar bilinebiliyor günümüz ortamýnda… Artýk halklarý inkâr etmek, sýradan bir aptallýk sayýlýyor. Baþka kültürleri sömürmek, asimile etmeðe çalýþmak, sadece o kültürlere zarar vermemektedir; kendi halkýnýn da kültürünü bozarak, onu, dejenerasyona uðratmaktadýr; dolayýsýyla çok gereksiz bir çaba ve boþa harcanmýþ bir enerji olacaðý anlaþýlmýþtýr. Bu yaklaþým, çok masraflý ve gereksiz bir zaman kaybýna mal olup, ülkeleri, çaðýn gerisinde býrakýyor. Her kiþi, kendi halkýnýn, kendi partisinin, kendi sýnýf ve grubunun, hatta en baþta kendi ailesinin birlik ve beraberliðini savunmalýdýr. Çünkü bu çok gerekli, doðal ve insanî bir istemdir. Kiþi, kendi ailesinin birlik ve beraberliðini savununca, kendi ailesi dýþýndaki diðer sayýsýz ailelerin birlik ve beraberlik içinde yaþama talebine engel olmayacaðý gibi, onlara karþý tehlikeli bir istek veya durum dayatmýþ gibi algýlanmayacaktýr. Çünkü saygý ve sevgi olmadan birlik ve beraberlik hiçbir alanda saðlanamaz. Sevgi ve saygý, her problemi çözebilecek çok güzel ve özel bir anahtar olup, birleþtiricidir. Birlik ve beraberlik, madem ki doðru, iyi ve güzeldir; öyle ise, her ev, her aile ve hatta her halk için talep edilebilecek, çok gerekli bir söylem sayýlmalýdýr. Bir aile içerisinde, baba, bir þeyse; anne, ayrý bir þey; kýz, ayrý bir þey; oðul, baþka bir þeydir. Her biri kendine özel bir öðedir. Bir aile içerisindeki herkes ana; herkes baba; herkes kýz veya herkes oðul olabilir mi; olamaz deðil mi? Bir aile, her bireyi kendine özgü olan, iþte bu ayrýlarýn birliðinden oluþuyor ve onlarýn birlik ve beraberliði de, hiçbir þekilde, baþka ailenin yapýsýna veya onlarýn birlik ve beraberliðine zararlý olamaz. Her bir ailenin birlik ve beraberliði, ait olduklarý halk içerisinde de, birbirlerine karþý, karþýlýklý sevgi ve saygýya dayalý bir uyumu, bir dengeyi, yani barýþý ve huzuru meydana getirecektir. Ayný þekilde, bir ülkede, her halk, kendi içerisinde birlik ve beraberliðini saðlayarak, kendini en doðru ve doðal olarak ifade edebilirse, diðer halklara karþý saygýlý olmayý, uyumlu olmayý zorunlu olarak gerekli görecektir ve bu zorunluluk, karþýlýklý bir dayanýþmayý saðlayacaktýr. Yani halklar arasýnda, beraber olmayý ve birlikte yaþamayý sýradanlaþtýrýp, doðallaþtýracaktýr. Baþkasýna saygýlý olmak için, kiþinin önce kendisine saygýsý olmalýdýr. Kendisine saygýsý olan, baþkasýna da saygý gösterecektir. Bir yerde karþýlýklý saygý, sevgi ortamý oluþmuþa, orada kaliteli ve çaðdaþ bir yaþam olanaðý kurulmuþ demektir. Karþýlýklý özgüvene dayalý bir yaþam saðlanmýþ demektir. Türk ulusu için birlik ve beraberlik nasýl ki bir gereklilikse; Kürt ulusu için de, bu, o kadar bir gereklilik ve zorunluluktur… Lazlar, Çerkezler, Gürcüler, Araplar, Boþnaklar, Pomaklar, Arnavutlar, Tatarlar için de; Ermeni, Yahudi, Süryani vb. diðer azýnlýk halklar için de öyle bir gereklilik sayýlmalýdýr. Bütün bu halklarýn, kendi doðal kimlikleriyle, kendi tarihsel kültürleriyle, kendi birlik ve beraberliklerini saðlamýþ biçimde, kendilerini özgürce ifade etmeleri için, her þeyden önce, karþýlýklý olarak, birbirlerine saygýlý olmayý ve birbirlerini sevmeyi öðrenmeleri gerekiyor. Bu da tam bir demokratik bir sistemde mümkün olabilir ancak. Açýk, þeffaf ve tüm kurumlarýyla tam demokratik, gerçek bir demokrasi, ideal yaþanabilir bir sistem olabilecektir herkes için. Kendine saygý istiyorsan, saygýlý olacaksýn. Sevilmek istiyorsan, sevmesini de öðreneceksin. Ýþte bu yaþam ve söylem, bu kadar basittir. Bunun tersi yollar, çetrefilli ve çok dolambaçlý, hileli ve çok sancýlý yollar olacaktýr ki, kimsenin de hayrýna olmayacaktýr. Kürtler, kendi istekleriyle dört parçaya bölünmedi; onlarý bölenler, o zamanki Ýngiliz, Fransýz, Türk ve Fars egemen güçleri, onlarýn iradelerine baþvurmadýlar; onlarýn ne istediklerini sormadýlar bile.. Onlarýn birlik ve beraberliklerini dikkate almadýlar. Oysa Osmanlý bakiyesinde iþgal edilemeyen yegâne topraklar oradaydý; Sivas ve Erzurum Kongreleri oradan baþka hiç bir yerde yapýlamayacak kadar her yerde güvensizlik ve tehlike vardý o zaman. Antep’te “Gazi”; Maraþ’ta “Kahraman”; Urfa’da “Þanlý” olabilen cesur ve savaþkan Kürt halkýnýn özgür ve egemen olmasý, Emperyalizmin ve yerli iþbirlikçilerinin iþine gelemezdi. Belki de ta, Kürt Selahaddin-i Eyyubî’ den kalma kuyruk acýlarý nedeniyle korkularý sürüyor olabilirdi. Onun için Kürtlerin baþýna çorap örmeleri gerekiyordu. Nitekim ördüler de… Ortadoðu haritasýnda ülkelerin sýnýrlarýný gerçekte Ýngilizler ve Fransýzlar çizdi. Ortadoðu’ yu cetvelle çizer gibi, bölgedeki halklarýn coðrafik mevzilenmelerine bakýlmaksýzýn, bölgeyi, küçük devletçiklere böldüler. Dünyada devletsiz býrakýlan en kalabalýk ulus olan Kürtleri, neden bilerek es geçtiklerini ve onlarý neden dört parçaya da böldüklerini Kürt tarihçiler, tarihi belgeler ýþýðýnda eksiksiz irdelemelidirler. Sunî sýnýrlarýn her iki tarafýnda bölünmüþ Kürt aileler, yoðun olarak býrakýldý. Neden Kürtlerin varlýklarý, tarihleri inkâr edildi ve zengin kültürleri, asimilasyon ile imha edilmek istendi on yýllarca… Tüm tarihi gerekçeleriyle ilgili egemen devletlerin arþivlerinden çýkarýlýp, inceden inceye taranmalýdýr. Kürt ulusu yok edilemedi ve bunu isteyenlerin hevesleri kursaklarýnda kaldý. Hiç kimse, zulüm ile abad olamaz; zulüm ile abad olmak isteyenlerin akibeti de hep berbat olmuþ… Þimdi, zoraki olarak parçalanmýþ Kürtlerin, birlik ve beraberliðini istemek; onlarýn bir arada yaþamalarýný ve bölünmüþ ailelerinin buluþturulmasýný saðlamak bir gereklilik ve zorunluluk sayýlmaz mý? Kendi halklarý için birlik ve beraberlik isteyenler, baþka halklar için de bunu istemeleri gerekmez mi? Bunu istediklerinde empati yapmýþ olmazlar mý; böylece sempati kazanmýþ olmazlar mý? Bu yaklaþým, halklarýn gönüllü birlikteliðine ve beraberce bir arada yaþamalarýna yol açmaz mý? Sevgi ve saygý temelli bir birliktelik, çözüm olarak ortaya çýkmaz mý? Elbette ortaya çýkar. Ýnsan ve demokrat olmak da bunu savunmayý ve yapmayý gerektirir. Öyle ise, çözüm, elimizin altýnda duruyor; Londra’da, Paris’te ve Washington’ da; ya da Moskova’ da ve Pekin’de deðil... Ayrýlarýn birliðini, yani deðiþik halklarýn birliðini saðlamak, hüner ve özveri ister, özgüven ister, kararlýlýk ve doðru bir irade gerektirir. Kendimize olan bir özgüvenimiz yok mudur; cesur adýmlar atabilecek bir irademiz yok mudur? Eðer var ise; o zaman saygýda kusur etmeyelim, sevmeyi ihmal etmeyelim. Birbirimizi olduðu gibi kabul ederek, eþit haklar ve eþit kardeþlik temelinde bir arada yaþamayý þekillendirelim. Yeni bir ortak ad, yeni bir ortak statü, yeni bir ortak anayasa ile yepyeni bir tarih sayfasýný birlikte açalým ki, bu nazik bölgede, geleceðe güçlü ve emin adýmlarla bütünlük içinde birlikte açýlabilelim. Bir olalým ve güç olalým ki var olalým. Selam ve sevgiyle kalýn. M.Nazým Güler- 02.01.2013 info@mnazim.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © M.Nazým Güler, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |