Cümle Varlığın Birliği ve Kardeşiliği!

yazı resim

Anadolu yu mayalayan arifler
Şu ortak duada buluşur:” Yarabbi! Bedenimi o kadar büyüt ki
Cehennemin hepsini ben doldurayım, bir başka cana yer kalmasın
“Başkasını yazdırmaktan çok onları cehennemden uzak tutan bir

Anadolu Müslümanlığı; derviş
Eren,alperen gibi kavramlar üzerinden yaşanmış
Bu“Cümle varlığın birliği ve kardeşliği” olarak formülleştirilen
Tevhidi anlayışın nişanesi olan bir toplum tecrübesi olarak anlamalıyız

Vahdet-ivudud’ un açılımı
Varlığın birliği anlamına geliyor, tasavvufi ve ontolojik
Bir temellendirmeden başka içtimai tarafıda bulunan bir tasavvurdur
Osmanlı’da bu esas alınmış, Müslüman, Hiristiyan, Yahudi, Bektaşi, Alevi, Kürt,
Çerkez gibi farklılıklara saygı duyulmuş, Birde çok, çokta bir, keserte vahdet,vahdette kesret

Budil bir tasvvur, bügün içinde
Çözüm kaynağıdır. Türkiye’nin can yakıcı meseleleri vardır
Alevi,Kürt ve azınlıklar diye sıralayabiliriz. Peki, vahdet-i vucud anlayışı
Ve mesnevi niçin bizlere hal çaresi olmasın? Batı’da sorunlar hala Aristoteles’e
Kadar gidilerek çözüme kavuşturuluyor. Biz niye İbn Arabi ve Mevlanalara gibi kurucu isimlere başvurmayalım

Bugünün Müslümanlarının temel sorunu
Klasik metinlere yaslanmaları, kurucu isimlerden dil edinmemeleridir
Dolayısıyla ekonomide, siyasette, kültürde, mimaride, sanatta ortalamanın altına düşüyorlar
Süleymaniye’nin gölgesine nasılsa gecekondu diyebileceğimiz karakterde bir mimari çıkıyor
Dede Efendi’nin Ferah feza ayin-i şerifine arabesk melodilerle hala eklenmeye çalışıyorlar

Bugün Uzakdoğu felsefesinin okulları var
Anaokul,ilkokul, orta, lise ve üniversite düzeyinde mektepleri mevcut
Mimar Sınanın mimarisine, Dede Efendi’nin musikisine sinen İslam’ın derinliği

Yeni formlar üzerinden hayata taşınabilir,
Hz. Peygamber,”İnsanlara akılları derecesinde konuşunuz” diye buyuruyor.
Kendi ruhumuzu,eğitim yuvalarında karşılığı alınacak halde neden olmasın verebiliriz

Başa Dön