Egoistlerin en güzel yanı başkaları hakkında konuşmuyor olmaları. -Lucille S. Harper |
|
||||||||||
|
Uzun uzun diyarlardan geçiyorum her defasında dönüp dolaştığım diyar sen oluyorsun... Sen beni çözmeye çalışıyorsun Ben seni çözmeye çalışıyorum Meridyenlerde seksek oynuyoruz Aynı dili konuşuyoruz Üst üste kumdan heykeller yapıyoruz Dört nal ile dolu dizgin gidiyoruz Gideceğimiz yöne Yıldızlar dikiyoruz geceye uçan halı ile Yeniden bahar oluyoruz Ve yeniden Taze mor menekşeler dikiyoruz her defasında gözlerimize Bir kısrak düşüyordu toprağa Ekinler arasında dört nala gidiyordu Buğdaylar tohuma duruyordu Uçları sararıyordu başakların Isınıyordu mevsim Ah dört mevsimde bahar oluyordu Ah dört mevsimde bahar oluyordu Sana tümceler kuruyordum İnsanlardan geçiyordum Kategorilerden geçiyordum Şartlar ve koşulardan geçiyordum Felsefeden geçiyordum Psikolojiden geçiyordum Tüm yollar sana çıkıyordu her defasında zaman zaman iyi Zaman, zaman kötü Zaman zaman basit Zaman zaman özel Zaman zaman zigzaglar çiziyorduk Her defasında yürüyorduk aşkın ütopyasında Zigzaglı sevişiyorduk düz yollarda Bazen doğaya aykırı olup kusursuz oluyorduk Sevmek ne ayıp ne günah oluyordu seni düşündüğüm zaman Yaşam bir akıştı Ve ben Akıyordum sana doğru Başlarda şakalaşmıştım senle Aklımın nehrinden almadan çıkıyordum aşka Dolu dizgin gülüşlerle Tamda o anda Sepehri uzaktaki suyun yalnızlığını taşıyordu bana Her defasında yüreğim atıyordu havlumu Şimdi seni sil baştan yeniden Ve yeniden anlatıyordum aşka Utanır bir meral oluyordum zaman zaman Ve ağzıma acı biberler sürüyordum Uzun uzun öpüşürdük Ellerimizin ülkesinde Kimi zaman protesto çekerdim aşka Araya 22 saat girerdi Ya sen bana küserdin Ya ben sana Sana mektuplar yazardım Sonrasında sen özür dilerdin Öpüp sarmalardın beni An şiir olurdu Sağı solu karıştırıp sana yazdığım şiirleri arardın Her defasında farklı bir yerde bulurdun Şiiri okuduktan sonra buruşturup top yaparak atardık antik vazoya Ve Her defasında basket diyerek vakitsiz Misafirler gelirdi Hızlı okuma kursuna giden sülüman Annesinin gurur kaynağı olurdu Gıpta ederdik sülümanın bu kadar birikimine Ve taşıdığı yüreğine Ve sen En büyük sermaye yüreği olmalı insanın derdin . Sonra resimler çekerdik Bir çift gözleri olan Çektiğimiz yerler ve gövdelerimiz olmazdı resimlerimizde Analizler yapardık yaşama dair… Vurgularımız hep insan ,hep aşk olurdu Hep insan Hep aşk Ve Behçet Necatigil gökten bir yıldız alarak odaya girerdi her defasında Tarihin hüzünlü ismi maria’ye şiirler yazardım Bir feminist olarak Resim yapardım da Vinci’ye inat. Ben sen olurdum her tuvalde , her dokunuşta Aşkın resmini çizerdim Salonun ortasında Antik bir vazoya gelişi güzek sıkıştırılmış şiir kırıntıları Kırıntıları gagalayan iki kumru Kumrular sevişirdi tuvalde… Ve biz Her defasında tanrıya derdik ki: Dosta düşmana aşk. Aşka müdahaleyi gereksiz ve yapay bulurduk by Meral YILDIZHAN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © meral yıldızhan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |