Bir deliyle baþederken, yapýlacak en mantýklý þey normal rolü yapmak. -Herman Hesse |
|
||||||||||
|
Ve doktorlar, yaþama gözümüzü açtýðýmýzda pek çoðumuzun ellerinden kýçýmýza þaplaðý yediðimiz doktorlar. Ben evde doðduðum için o þaplaðý bir doktorun elinden yemedim, ancak 6 aylýk hastalanýp derdimi babama anlatmak için hiç beklenmedik bir anda “Baba karným” diye seslenip babam tarafýndan doktora götürüldüðümde karþýlaþtým ilk olarak doktorlarla. Aslýnda 6 aylýkken hastalanýp ellerine düþtüðümde ne tedavi uygulandý bilmiyorum ama sanýrým beni konuþturacak kadar acý veren ama önemsiz bir tedavi gerektirecek bir hastalýktý ki hayatýmý etkilemedi. Sonra 3-4 yaþlarýnda iki ablamýn didiþirken suratýmýn kýpkýrmýzý kok kömür yanan sobaya yapýþmasý ve anneciðimin diþ macunu sürmesi neticesinde götürüldüðüm ve belki doktor deðil ama Kore Savaþýnda da saðlýk memurluðu yapan kiþinin elinden aldýðým þifa. Beni “Sana bebek alacaðým” kandýrmacasýyla sandalyede oturtup yüzümü jilet ile kazýyan ve bilmem hangi merhem ile tedavi eden meslek grubu, saðlýk memuru. O tedavi sonrasý yüzümde tek bir iz kalmadan geçirdiðim olumsuzluðun olumluya çevrilmesi durumu. Yaþýyor ise Allah selamet versin, öldü ise gani gani rahmet eylesin. Çocukluðumda düþtüðüm zamanlar omzumun çýkmasý nedeniyle çok götürüldüðüm ve ellerinden þifa aldýðým bir de kýrýkçýlar ve çýkýkçýlar vardýr. O yaþlarýmda demek kýrýkçý, çýkýkçý, ebe ve saðlýk memurlarýyla doktorlara kýyasla daha muhattapmýþýz. Çocukluðumda olmak isteyip de üniversite sýnavýnda ilk iki tercihimi kazanamayýp 3 tercihimi kazandýðým da çok üzülmüþtüm, mühendis olup da doktor olamadýðým meslek grubuydu ilk iki tercihim “ve doktorlar”. Hayatýmýzda hep ailemiz önemlidir. Genelde önce anne gelir. Bizi dokuz ay on gün karnýnda taþýyan, canýyla besleyen, sonra emziren, her koþulda sarýp sarmalayan annemiz. Canýmýz her acýdýðýnda annem deriz ya da vay anam. Sonra babamýz gelir her ne kadar annemiz gibi sýkça sarýp sarmalamasa da, ailelerimizin direði, otorite, saygýda kusur etmemeye çabaladýðýmýz babalarýmýz. Akþam eve geliþini dört gözle beklediðimiz, biraz bana ne getirdi diyerek eline baktýðýmýz babalarýmýz. Sonra ailelerimize bizden önce ya da sonra katýlan kardeþlerimiz, büyük ailelerimizde dedelerimiz, ninelerimiz, dayýlar, teyzeler, amcalar, halalar, belki en yakýn ilk arkadaþlarýmýz kuzenler ve daha sonra hayatýmýza þekil veren öðretmenlerimiz. Yaþam sürerken arada bir uðradýðýmýz ve belki bazýlarýmýz için ikinci kapý olan “ve doktorlar”. Kapýlarýnda hep bekleriz, onlar bunun farkýnda mýdýr bilmem, bazen ortam konforludur, oturur randevu saatini bekleriz. Konforun bir bedeli vardýr kimine göre maaþýnýn yarýsýný kimine göre dörtte birini ve belki kimine göre önemsiz bir miktarý öderiz. Bu beklemenin ardýndan bazen artýk bayýlmak üzere iken görüþtüðümüz ve belki 5 dakika sürmeyen muayene ile odalarýndan ayrýldýðýmýz doktorlar. Kimi zaman bir sedye de kan revan içindeyken ellerinden þifa beklediðimiz doktorlar. Kimi zaman o sedyenin baþýnda peþinde koþuþturduðumuz “Benim hastama da bakar mýsýnýz?” diye yalvardýðýmýz “ve doktorlar”. Çocukluðum ve gençliðimdeki doktorlarý hatýrlýyorum da “Aðzýný aç, dilini çýkar, öksür, buran aðrýyor mu” diye muayene ederlerdi þimdi ise, “Hýmm kanlarýn temiz, röntgende bir þey yok, tomografi de güzel, ooo mr da çok iyi çýkmýþ, önemli bir þeyin yok” diye odalarýndan çýktýðýmýz doktorlar. “Ama doktor bey (veya haným) þuram aðrýyor, bakýn þöyle oluyor, bir dinleseniz” dediðimizde “Anlýyorum da bir þey çýkmamýþ”, “Bir muayene etseniz” dediðimizde “Ben bu tetkiklerden daha mý iyi anlarým” diyen doktorlar. Bazýlarý hatta kabadýr eski tahlilleri götürürsün bakmazlar, anlatýrsýn dinlemezler “Tamam tamam bana hikaye anlatma” “Ama hocam” dersin, dediðinle kalýrsýn, “Bir sonraki hasta” dediklerinde vizite süren dolmuþtur. Bir de nedense hep hocam diye hitap ederiz, gönüllerini hoþ tutmaya çalýþýrýz. Bazýlarý þaþýrtýr bizi, sorar “Daha önceki tetkiklerin” “Þey hocam genelde bakmadýklarý için getirmedim”, tamam derler “Ben tahlilleri yazayým da kontrole getir lütfen”. Bazen elimizde bir ansiklopedi ile gideriz, doktor hangi sayfasýna baksýn, bakmasýn caným çok zor deðil ya bir formlarý olsun sorsunlar dolduralým, geliþmiþ ülkelerde yaptýklarý gibi. Aslýnda “ve doktorlar” beni iki kez hayata döndürdü. Biri ülkemde bir trafik kazasý sonrasý, diðeri ABD’de, yani anlayacaðýnýz yerlisinin de yabancýsýnýn da eline düþtüm. Herkes ellerine düþer çünkü hatta doktorlar da doktorlarýn eline düþer. Yýl 1990, 2 aðustos 1990 Saddam Kuveyt’e girmiþ, yýl 3 Aðustos 1990 bir trafik kazasý sonrasý Bodrum’da bir saðlýk ocaðýndayým. Saðlýk ocaðýndan baþlayýp kendimi Ýzmir’de özel bir hastanede bulduðum süreç, aslýnda bazen hatýrlamak bile istemediðim bir süreç. Her türlü insanla, iyisiyle de kötüsüyle de karþýlaþtýðým bir süreç. Sonrasýnda ise bir doktorun elinden gelen þifa. Yaþýyor ise Allah selamet versin, öldü ise gani gani rahmet eylesin. Sonra ABD’de burslu okumak için gittiðimde bir tümör nedeniyle olmam gereken bir ameliyat, yine ellerinden gelen bir þifa. Türkiye’deki özel bir hastane, ABD’deki ise üniversite hastanesi. Ameliyat öncesi ABD’de tarafýma bilgi veriliyor, “Sana anestezi uygulayacaðýz, diþlerin kýrýlabilir”, “Yapmayýn doktor, ben ülkemde de ameliyat oldum kimse bana böyle bir þey demedi”, “Çok küçük bir ihtimal, söylemek zorundayým olursa bizi dava edersin”. Ülkemde ise ameliyat öncesi ablacýðým kahvaltýmý verirken kendisininkini de bana yedirince ameliyatý birkaç saat ertelemiþlerdi, verilen bilgi iþte o kadar. Aslýnda lafýn özü ve yazmak istediðim, geçenlerde bir üniversitenin acil servisindeydim. Doktorlarýn hiçbirinin boynunda stetoskop yok ayrýca tansiyonu bilekten ölçüyorlar. Halbuki bize tavsiyede bulunurlar “Sakýn ha bunlarla ölçmeyin, doðru sonuç almazsýnýz”. Sormak isterim “El muayenesine ne oldu?” Amerika’da rahatsýzlýðýmý doktorun teþhisi “Bana yardýmcý ol, vücudunda ne deðiþti” sorusuna sadece “Soluma yattýðýmda kalbim sanki kulaðýmda atýyor” cevabýyla verdiðini unutamýyorum. Çünkü beni dinledi, ona yardýmcý olmamý istedi. Evet maalesef doktor olmayý baþaramadým o unvaný doktora yaparak aldým, ancak annemin adlandýrmasýyla “Benim kýzým da doktor ama o insanlara yardým edemeyen doktorlardan”ým. Ben mühendisim doktorlar kadar nöbet vs. anlamýnda zor olmasa da zor bir eðitim aldým ve bizde tek bir doðru yoktur. Doðru zamanla deðiþir, testlerde ölçüm hatasý olabilir, ölçümler koþullara, yapan kiþilere göre deðiþir, ölçümleri herkes doðru okuyamayabilir. Bugünün doðrusu gelecekte doðru olmayabilir, hele ölçüm ve test cihazlarý varsa. Peki ya doktorlar neden bu kadar sýký sýkýya baðlýdýr, nasýl ölçüldüðü ve kim tarafýndan ve ne derece doðru deðerlendirildiði bilinmeyen bu tomografi ve MR’lara ve kan idrar testlerine? Ve bugünün bu testlerinin ne kadar doðru sonuç verdiðine. Çok zor bir meslek biliyorum, ben 1. veya 2. tercihimi kazanarak doktor olsaydým nasýl bir doktor olurdum bilemiyorum, her türlü insanla karþýlaþýyorlar biliyorum, koþullarý zor ve ortamlarý belki çok temiz deðil farkýndayým, nöbetleri nedeniyle zaman zaman uykusuzlar farkýndayým ama beklentim, hastalarýný dinlesinler, körü körüne ct’ler, mr’lar ve tahlillere dayanarak teþhis koymasýnlar, “El muayenesine ne oldu?” demek isterim tekrar ve beni baðýþlasýnlar lütfen, “ve doktorlar”. Geldim son noktaya neden “ve doktorlar”? Hatýrlar mýsýnýz? Eskiden TRT’de Türk Sanat Müziði konserlerinde, saz ekibini tanýtýrken üstatlar sayýlýr ve en son “Darbukada ve Atilla Mayda” derlerdi. Bir saz ekibi darbuka olmadan olur mu? O ses çýkmazsa düþünün sesler ne kadar eksik kalýr. Ýþte hayatlarýmýzda da doktorlar olmadan olmaz, annelerimiz, babalarýmýz, kardeþlerimiz, ninelerimiz, dedelerimiz “ve doktorlar”. Bazen ellerine iki kere düþeriz. Yaþam ellerinden gelirken doðduðumuzda, ölüm de ellerinden gelebilir giderken, her ne kadar yaþatmak için çabalasalar da. Allah ne eksikliklerini göstersin ne de ellerine düþürsün, desek de düþüyoruz iþte. Kendilerine, güç ve sabýr diliyorum ve hastalarýný dinlemeleri için zaman, el muayenesini de unutmasýnlar. Leyla ÜNAL (18 Temmuz 2014)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Leyla ÜNAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |