Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley |
|
||||||||||
|
İnsanlık ve insaniliğimiz sosyal bencilliğin üzerinedir. Kısacası kişi eylemleri, bencillik eylemidir. İnsan ilahi dönemli sosyal benci ya da insan ilahi dönemli sosyal özneli oluşmaydı. İnsanilikte insanın soyut benci öznel anlamasıydı. Totemi alanın biçimlediği sosyal varlık, karşı totemi sosyal varlıkla temas ettikten sonra; “ilahi dönemli sosyal alan eğimi içinde hem insan olmuş hem de insani olmuştur”. Totemi sosyal alan kesimliliği içinde insanı ve insani olanı çıkarmanız olanaksızdır. İnsan ve insanilik totemi sosyal alanın kör noktalarıdırlar. Ancak tarih sel süreklilikle oluşan ilahi dönemin kesikli parça süreçler oluşu içindeki, karşıt gruplar karşılaşmalı temasıyla insan olma ve insani olma yansımaları olasıydı. Tıpkı özel mülkçü, köleci yansıma da ilahi dönem içinde organik bağıntı oluşuyla yoktu. Mülkçü-köleci ilişkiler ilahi dönemin karanlık olan olumsal kör nokta yansımalarıydılar. Köleci dönemdeki foya oluş mülkiyetçiliğin ve köleliğin yansıtılması olacaktı. Böylece totemi “özne” (kendisini bilen ben ve eylemli ben); ilahi dönemli özne ve köleci dönemli özne vs. tarihsel oluşla basamak basamak oluşacaktı. Bencilliğimiz kendi dışımızda kişi-kişi bağıntısıyla sosyal ilişkiyi oluşmaktadır. Sosyal ilişki de, kişiler dışındaki doğal basınçlı parça alanla, yine özel bağıntı edilmiş parçalı totemi sosyal alan basıncının kesikli süreçler entegresi olmanın taşıyıcı salınımları üzerine inşa edilirler. Kişisi eylem, totemi sosyal alan üzerine bindirilen inşacı akışkan eyleme uymakla; ya da kişisi eylem totemi sosyal alan eylemiyle senkronlanmakla; kişi sel eylemlerimiz artık “sosyal eylemdirler”. Sosyal eylemle davranan, sosyal özne oluştur. Sosyal özne olmayı düşüncede yansıtan sosyal bilinç te, budur. Temel yansıması bene göre modüle olan totemi sosyal inşa; benci istemlerin taşıyıcı inşası olmakla beraber kişisi egoyu kısmen aşan bir inşaydı. Sosyal benci özne de kişisi benci özneyi kısmen aşmakla çığlayan, kocaman bir yansıma olabiliyordu. Bu yansımalar kesişimi ilerde insanı oluşacaktı. Artık totemi sosyal alanlar kesişim bilinci, ilerdeki süreç içinde insan olmaktı. Sosyal bencilliğin kişiyi aşan kısmı bu sosyal bağıntıyla ileride, insani olan; modüle inşayı da ortaya koymakla beraber sosyal bencillik insani olan inşayı da imleyişle kontrol edip; insani olanın geri beslendirmesini totemi sosyal alan bilinci üzerindeki oluşmalardan değinimlerini yaptıracaktı. Benci isteğe göre parçalı hale getirilen sosyal alanın, benci istemle bağıntılanamayan kısmı, görünmez tesir olmuştur. Bu görünmezlik yine bir başka durumla bir başka şekilde söz gelimi toplum oluşuyla da yansıtılır olacaktır. Sosyal alanın parçalı kılınmakla ilk durumu olan, totem; bu parça durumları her gün yeniden ve yeniden sağlatış edecekti. Sağlayışlar da grup içinde kesikli sürekli yapılmıştır. Kişinin dışında akış yapan, doğal alan ve sosyal alan olan, alan etkisi; hem kesikli sürekli edilendi. Hem de taşıyıcı dalgaydılar. Yani alan, sürecin kendi üzerine kendi etkisiydi. Alan etkisi; bir sürecin kesikli sürekli olmasının birbirine olan girişme, yansıma, yansıtma bağıntısıydı. Hem kendisi o etkiyle yansır duyulur hale gelirdi. Hem de giriştiği süredurumu yansıtırdı. Yine alan içinin parçalı kılınan anlam ilişkileri; taşıyıcı alanın sürekli olur etkisi üzerine, bindirilirler. Böylece alanın sürekli olan yanı, taşıyıcı dalga gibi de yansır ve taşıyıcı dalga gibi yansıtılır. Parçalı durumların akışı, süreklilik gösteren davranış tekilliği üzerinde yaptırılır. Kesikli sürekli olan parçalı anlam ilişkileri, asıl olan alan etkisinin bu taşıyıcı dalgaları üzerine kodlama edilirler. Doğal alanlı ve sosyal alanlı süreklilik olan taşıyıcı dalgalar üzerine bindirilmekle kodlanmış anlam ilişkileri böylece taşıyıcı dalga üzerine modüle edilmiş olurlar. Artık alan akışı, kişi benci olmakla parçalı akış yapmasını isteğe göre bağdaşır olmuştur. Bunu nerden biliyorduk? Kuşkusuz ki inşanın temeli olan bencilikten ötürü biliyorduk. İnşa oluşmaları tıraşlandıkça, altında hep bencillik ve bene göre oluşların zaman zemin kırılmalı yansımaları çıkıyordu. Ama kişi bunu mana ilişkisinden ötürü, totemden izafeyle biliyordu. Totem sizi bilen, size göre olanı bilen olmakla bencilliğin yerine geçen sağlatmaydı. Bu dönem, bilgi olana; aracı olan mana ilişkileriyle (totemle) bilgiye bakmanın dönemiydi. Bilgiye henüz araştırma deney gibi aracılarla bakamıyordunuz. Açlığınızla, elma arasındaki manadır ilişkili düşünceyle sürece bakıyordunuz. Açlığınızla elma arasındaki manadır (bencil) düşünme TOTEMDİ. Gözlemler, nedensellik yerine, manadır algılarını üretiyordu. İşte grup ve totemi özne mana anlamaları, dışımızdaki doğal alanlı ve sanal somut sosyal alanlı taşıyıcı dalgalar üzerine modüle edildiler. Taşıyıcı olan ve sürekli olan dalgalar üzerine modüle edilen bu kabil bilgiler; o alan içinde kodlarının çözülüp anlaşılması da o grup aittiler etnik bilince dönüşmektedirler. Bir grup aitliği bilinci içindeki kişinin ve kişinin dışındaki diğer kişilerin en temel anlama düzlemi; grup aitliği olan özne bilinci totemde toplama ve totemde bağdaştırma edildi. Totemin sürekli akan bir dış alan etkili ve yine grup merkezli çeken bir ağırlık (düğüm) noktası olan telkin olduğu unutulmamalıdır. Böylece dıştan alan etkili telkin, totem grubun içinde ve kişilerde mana anlamasına dönüşmektedirler. Telkin, grup içi sosyal anlamla (öğrenmeli) mana etkiydi. Kişi; düzlemi sosyal öğrenmeli mana etkisiyle kişinin kendi kendisine düşünmesi olan iç telkinle bir özne mana ilişkisiydi. Totemi özneli ve totemi mana inançlı anlama düzey ve düzlemleri, böylesi manadır anlama oluşuyla mukabil oluşuyordular.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |