..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İçtenlik bütün dehanın kaynağıdır." -Boerne
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




13 Şubat 2016
Manaca Sahiplik 4  
Bayram Kaya
Devamı yazı.


:ABHF:
Köleci sahiplik imanını oluşturan ya da köleci iman içinde yansıyan bir öğreti örneğini de burada vermekte yarar görmekteyim.

"Babam yardım yapacağı günlerde, kendisinin yardım yapacağı şeyi bana verir; dilenciye vermemi söylerdi. Ben de o yardım nesnesini (emtiasını) alır, dilenciye verirdim.
Bir gün babama:
Yardımları neden kendisinin yapmayıp, yardımları bana verdirerek sadaka (yardım) yaptığını sordum.
O da (babam) bana;
-Senin şimdiden yardım etme duygusu edinmen için ve yardım eden huylu davranışları kazanman için bunu böyle yapıyorum; dedi".

Bu kültür, bu çıkarsama ve bu tutum kuşkusuz ki, iyi ve yeğlenecek bir ilham alıştır. Ve çok değerli bir öğretidir. Altın değerindedir. Kimin için altın değerinde? Her halde yarın yine aç kalıpta yine dilenecek olanlar için değildi. İçinde olunan köleci sürecin, bunun dışında sürer olması zaten olanaksızdır!

Ancak kendi dilencilerinin ve sadaka verenlerinin yaratıcısı olan köleci sistem içinde kaldığınız sürece bu böyledir. Takdir olunan mülke göre yapılaşmayı değil de; emeğin karşılıklı değer öğretisini esas alan, inşa yapılaşmasına göre her emeğin özel mülk edinmesini asal alsaydı; işin rengi hiç te böylesi bir ahlaki tutumla seyretmezdi.

Ön ittifaklar olgunlaşması ittifakı grup mülkiyetini, kişi emekleri üzerine dağılımla özel mülkiyet olur biçimde göç ettirememişti. Daha doğrusu ittifaklar bu göç ettirme erginliğine ulaşmaya, zaman da bulamıştılar.

Sentezin gücüyle ön ittifaklar içinde çok hızlı akan zaman çoklaşması içinde köleci sistem ön ittifaklar içindeki çelişki veren zenginlik kaynaklarına dikkat kesilmişlerdi. Bu totem dönem öncesindeki bencil oluşa duyulan özlemdi.

O dönemde (totem dönem öncesi) kişisi bencillik istese de mala mülke sahip olamazdı. Köleci döneme gelene dek, köprü altında çok su akmıştı. Şimdiki bencil oluşun elinde silah olarak kullanabileceği mal mülk gibi çok muazzam önemde bir güç vardı.

Köleci dönemde oluşan temel düzey bencillik güdülü süreç, geçen zamanla hayli akıllanmıştı. Totem dönem ve ittifakı dönemleri kazanımıyla müktesebatları, damgasını taşıyordu bu bencil oluş. Bu nedenle, hiçbir zaman da sosyal kültürlü mana dönemi öncesindeki o türlü bir bencillik olmayacaktı.
Bencillik ittifakı zenginliklere kendi kişisi sahiplenmesi içinde zenginliğin, kendisine katacağı muktedir olucusunu görmüştü. Bu nedenle köleci egemenlik süreci iyi kotarılmış bir olupbittiye getirecekti. Tüm enerjisini buna sarf edecekti.

Örnek konumuza dönersek ve yine siz köleci sistemi bu olupbitti içinde değişmez bilip, köleci sistemi dileneniyle, dilendireniyle, dilencisiyle; tasadduk edicisiyle, sürüp gider olan bir nizam (düzen) olarak görürseniz; bu anlayışın kendi bağıntıları içinde sorun kendisini niceleyen bir kronikleşme olurdu.

Dilenme ve dilenciye yardım; köleci sistemde baş gelinmesi gereken bir sorun iken söz gelimi; "sağ elin verdiğini sol el görmesin" deyişi ile ikinci bir kronik sorun patlak vermiş demektir. Salt yardım etmekle iyi ahlak edinen biriyle, şimdi bambaşka bir dramatik oluşun ikinci bir boyutunu oluşursunuz.

Köleci sistemden doğan dilencilik; dilencilikten doğan dilencinin duygusu olan ezilme, ezikliği yaşama yansımasıyla süreç bambaşka oluşlara gitmekle başlangıç koşullarından iyice kopar. Başlangıç koşulu gerekmelerden kopan süreç, anlaşılmaz olmakla heyula olur. Gideceği yer de yoktur gelir üzerinize oturur.

Üzerinize oturanın ağırlığını duyup onu çözüm oluşla ele alırsınız. Bir şeye alıştınız mı, alışmanın da iyice afyonlaması olan başka bir alışmayla erdem üstüne erdemi; ahlak üstüne ahlakı; yani suyunun suyunu ortaya çıkarırsınız. Bu konuda birbiriyle yarışmada (aklı kullanmamada) açıkçası işin suyunu çıkarırsınız.

Bu düşüncenin geçmişi olan geri beslenin yasası neydi? İttifakı dönemin, köleci sistem içine aktarılanları içinde özel mal mülk sahipliğinin anlayışı ve bilinci yoktu. Mal sahipliği olmazıyla aktarım olan sürece göre köle sahibi olan efendinin; hem köleyi hem şimdiki kendi mal mülk sahibi olmasını bir türlü açıklayamamasıydı.

Sömüren-sömürülen; ezen-ezilen; güçlüler-güçsüzler; ikilemi içindeki mana anlamalı sahiplikle efendiler servetlerini El-Baal ‘den ya da bin bir söylemi oluşun en bilinen adlarından bir olan MAMON'un (mammam’ın), serveti kendilerine takdir ettiğini mana edip söylediler.

Bunlar hep geri bağlanım yasası olan geçmişten gelen inşacı devinmeler üzerindeki mana anlayışını köleci enfeksiyonla adım adım enfekte etmekti. Enfekte oluşu görmüyorsunuz. Ama enfeksiyonla baş başaydınız. Kafalar inşa olur kalıp anlamasıyla aynen duruyordu. Ama kalıp üzerinde şekillenen mana, yani görüntüyü veren anlam (şapka gibi olurla) değişiyordu.

Bu öyle bir biçim değişmedi ki bir daha o kalıplar üzerinde (o hayal perdesinde) bir daha o erken dönemli yapısalcı görüntüyü yansıtamayacaktınız. Çünkü kendisinden öncesinin inşa kalıplarını bire bir kullanan köleci tevhit anlayışı; özel mal mülk edinme karşısında ittifakı dönemdeki ortaklığı asla kabul etmiyordu. Bunu şirk sayıyordu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.