"Gülün dikene katlanmasý onu güzel kokulu yaptý." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Aslýnda Din konusunda yazmama kararý almýþtým. Çünkü ne zaman yazsam mutlaka karþýma birileri çýkýyor, ya “Din düþmaný” olmamla, ya da “Yobaz olmamla” suçluyordu. Dini, gerekli kýlan yanlarý yazsam yobaz oluyordum, dini yanlýþ olarak algýlayanlarý, dini bilmeden konuþanlarý anlatsam bu defa da din düþmaný oluyordum. Ama bu defa ne olursa olsun yazacaðým. Kim ne derse desin yazacaðým. Çünkü ortada haksýzlýða uðrayan, hak etmediði halde saldýrýya uðrayan, yapmadýðý ve söylemediði halde yapmýþ ve söylemiþ gibi gösterilen, toplum içinde kötülenen, dýþlandýrýlmaya çalýþýlan bir din hocamýz söz konusu. Mustafa Malkoç’tan söz ediyorum. Her þeyden önce bu hocayý iyi tanýmak gerektiðine inanýyorum. Mustafa Malkoç, Bursa Yüksek Ýslam Enstitüsü mezunu. Yani günümüzdeki adýyla Bursa Ýlahiyat Fakültesi. Buradan 1981 yýlýnda mezun olmuþ. 34 yýllýk öðretmen. Dile kolay. Az bir süre deðil. Bu sürenin 12 yýlýný çeþitli okullarda müdürlük yaparak geçirmiþ. Ve Hasbelkader KKTC’ye Din Kültürü Öðretmeni olarak gelmiþ. Malkoç Hoca, sýradan bir insan deðil. Üreten, çalýþan ve yardýmsever biri. Þu ana kadar tam 9 kitap yayýnlamýþ. 2 tane romaný var. Þiir kitaplarý oldukça fazla. Hatta “Aziz Bursa” adlý þiirini de klip yaparak yayýnlamýþ. Üstelik þiiri de kendisi yorumluyor. Google’a“Aziz Bursa” diye yazýp ararsanýz klip karþýnýza çýkýyor. Bunlarla da kalmýyor, Türkiye’de Çingeneler hakkýnda ilk bilimsel araþtýrmayý yaparak yayýnlýyor. Tabii ki makaleleri, konferanslarý sayýlamayacak kadar çok. Bakýnýz þu bölümler Malkoça’a ait bir þiirinden alýntýdýr: “Ýnsan aklýný kullanmalý, doðruyu düþünmeli, Kadýnlarýn haklarýna, herkes saygý duymalý, Kadýn da erkekler gibidir, her þeyden önce insandýr, Erkeklerden farklý yaný duygusu çok olandýr. Hayat dediðimiz ortaklýk, asla kadýnsýz olmaz, Erkeksiz bir yuvada, huzurlu bir yaþam olmaz Unutma ki ey insan, seni doðuran kadýndýr, Hayatý paylaþtýðýn ya eþin veya senin kýzýndýr” “8 Mart” Dünya Kadýnlar Günü için yazýlan bu þiirin sahibini, nasýl cinsel sapýk, ahlaksýz bir kiþi ilan ettiler anlamýþ deðilim. Çünkü basýnýmýzda bu deðerli hocamýzý cinsi sapýk olarak göstermeye çalýþtýlar neredeyse. Hem de hiç sorgulamadan. Kendisini tanýmadan. Kendisine sormadan. Kendisiyle konuþmadan… Olamaz doðrusu… 2013 yýlýnda yaþanan bir olay “Mehmetçik Ortaokulu’nda gerici faaliyetler yapýlýyor” diye, basýnda yer aldý. Oysa gerçeðin bununla hiç alakasý yoktu. Mustafa Malkoç Hoca, burada göreve verildi. Görevi gereði öðrencilere ödev notu vermek için ödev hazýrlattý. Öðretmen olanlar bilir, karne notu, öðrencinin iki sýnavdan aldýðý not ve bir de ödev notunun aðýrlýðýnýn ortalamasý ile ortaya çýkar. Dolayýsýyla ödev notu çok önemlidir. Ýki sýnavdan 4 alan bir öðrenci iyi bir ödev verirse, ödevden alacaðý yüksek not ile bu kýrýk notu yükseltebilme þansýna sahiptir. Malkoç Hoca, öðrencilerine tam 10 tane seçmeli konu veriyor. “Bu 10 konudan dilediðiniz bir tanesini seçip yapýn” diyor. Konulardan biri de Cami maket yapýmý. Çünkü Türkiye’de bu çalýþma yapýlmaktadýr. Maket yapýmý, araþtýrma istemeyen ve el beceresi gerektiren bir konudur. Dolayýsýyla yetenekli olan birkaç öðrenci bu konuyu seçiyor. Ödevlerini alýp okula getiriyor. Hoca da getirilen ödevleri ortalýkta kalabalýk yapmasýn diye herkesin ortak kullandýðý Resim Ýþ odasýna koyuyor. Öðretmenlerden biri de yapýlan maketleri beðendiði için resimlerini çekip facebooka koyuyor. Tabi buradan da Sendika aðalarý bunu görünce “Okulda gerici faaliyetlere izin vermeyiz” diye yaygarayý koparýyor. Bu olay üzerine, Malkoç Hoca, haksýz yere okuldan alýnarak Akdoðan Lisesi’ne veriliyor. Gelin görün ki burada da kader aðlarýný Malkoç Hoca için örüyor. Malkoç Hoca, müfredat gereði öðrencilere “Cin” konusunu anlatýyor. Anlatmak zorunda. Çünkü kitapta konu olarak var. Din kültürü kitabýnda 17. Sayfaya bakarsanýz bu konuyu görürsünüz. Bazý veliler bunu þikâyet konusu ediyor. Okulda, din adýna hurafelerin öðretildiði, okulda cinlerden ve þeytanlardan bahsedildiði þikâyeti yapýlýyor. Bir veli gelerek, hocaya “Çocuðumun psikolojisi bozuldu. Siz, eðer çocuða cin yok derseniz, düzelir” diyor. Hoca da haklý olarak “Ben, Ýlahiyat mezunuyum. Dinimizde cin vardýr. Kur’an’da da geçmektedir. Öðrenciye ben nasýl yok diyerek yalan söyleyebilirim. Ancak uygun bir dille, çocuðu ürkütmeden anlatabilirim. Yoksa benim hocalýðým neye yarar?” der ve bu teklifi kabul etmez. Doðrudur da yaptýðý. Çünkü velilerin bu konuya inanýp inanmamasý kendini baðlamaz. Üstelik hiçbir velinin de gidip öðretmene iþini nasýl yapmasý gerektiðini söylemeye hakký yoktur. Ben, olsaydým “O zaman buyurun konuyu sýnýfta siz anlatýn” derdim. Yine yapýlan þikâyetler arasýnda Malkoç Hoca “Ýçki içmek haramdýr” demiþ. Yapmayýn Allah’ýnýzý severseniz. “Deðil mi” deseydi? Ýçki dinimizce yasak deðil mi? Haram deðil mi? Bunu bilmeyen var mý? Yani Kýbrýs’ta içki tüketimi yüksek diye bunu inkâr etmenin bir anlamý var mý? Ýöki içene kim ne diyor? Bakýnýz 8. Sýnýf Din Kültürü Kitabýnýn 120. Sayfasýna içki ve kumarýn yasak olduðunu vurgulamaktadýr. Malkoç Hoca, “Namaz kýlmak ve Cuma namazýna gitmek gerekir” demiþ. “ Gerekmez mi” deseydi. Yani bir din adamýnýn görevi bunlarý söylemek deðil midir? Hangi din adamý, “Namazýn kýlýnmayacaðýný, Cumaya gidilmeyeceðini” söyler. Bu konuyla ilgili yine okullarda okutulan din dersi kitaplarýnda ibareler yer alýr. 6. Sýnýf Din Kültür Kitabýnda 47. sayfaya bakarsanýz konuyla ilgili ayeti görürsünüz. Gelelim Fuhuþ konusuna.. 7. Sýnýf Din Kültürü kitabýnýn 68. Sayfasý 3. Satýrýnda yer alan “Fuhuþ” sözcüðünün ne anlama geldiði bir öðrenci tarafýndan soruluyor, hoca da “Bu sözcüðün Kur’an’daki karþýlýðýnýn evlenmeden önce yapýlan cinsel iliþkilerin Allah tarafýndan zina kabul edildiðini ve zinaya yaklaþmayýn diye bir ayetin olduðunu” ayrýntýya girmeden belirtiyor. Kýsaca fuhuþun “Ahlaksýzca yapýlan cinsel iliþki” olduðunu söylüyor. Ýþte bu ahlaksýzca kelimesi dönüp dolaþýyor ve “Arkadan yapýlan cinsel iliþki” þekline dönüþüyor. Hani bir yumurta hikâyesi vardýr. Adamýn birinin altýn yumurta doðurduðu, bu yumurtanýn padiþaha gelene kadar 100 yumurta olduðu hikayesi, bu da ona benzemiyor mu? Yine baþka bir iddiada öðrenciyi dömeltme iddiasý. Bu çirkin, ve çok kötü bir iddia doðrusu. Ýþin aslýný ve doðrusunu öðrenmeden, anlamadan bu tür söylemlerde bulunmak ve gazetelerde yazmak hiç hoþ deðil. Ýþin asýl yaný, Okul idaresi yapýlan öðretmen toplantýsýnda, “Öðrencileri olur olmaz þeylerle idareye göndermeyin” diyor. Bunun üzerine sene baþýnda birbirleriyle kavga eden, birbirlerine hakaret eden bazý öðrencilere sýnýfýn arkasýnda, yüzleri tahtaya dönük, el iþareti parmaklarýný 5 saniye ayaklarýna dokundurma cezasý veriliyor. Bu ceza da Türkiye’de birçok öðretmen tarafýndan verilen bir ceza. Üstelik dakikalarca süren bir ceza. Malkoç Hoca ise, kavga eden öðrencilerin idareye gitmemesi için 5 saniyelik bir süre ile bu cezayý uygun görmüþ. Bu da öðrencilerin domaltýlmasý olarak algýlanmýþ. Üstelik olaydan 3 ay sonra bu iddia ortaya atýlmýþ. Peki, o anda neden þikâyetçi olunmadý da bu kadar süre sonra bu iddia ortaya çýkartýldý onu da anlamýþ deðilim. Malkoç Hocanýn sýnýfta Kur’an okumasý iddiasý var. Din Kültürü Öðretmeni olarak sýnýfta Kur’an’dan ayetler okumanýn, örnekler vermenin neresi yanlýþ? Bunun neresi gericilik? Bu, suç mu? Kuran okumayý kim suçlu gösterebilir? Peki, müzik dersinde müzik öðretmenleri þarký söylemiyor mu? Bu da ona benzer bir durum bence… Ben, yaptýðým araþtýrmada olaylarýn gerçek yüzünü görünce þok oldum. Bir insanýn yargýlanmadan, dinlenmeden, anlaþýlmadan yargýlandýðýný ve idam edildiðini gördüm. Mustafa Malkoç Hoca’nýn basýnda yer aldýðý gibi biri olmadýðýný gördüm. Tam aksine, üretken, çalýþkan, verimli, mesleðini seven biri olarak gördüm. Basýnda verilmeye çalýþýlan yobaz biri deðil, aydýn bir Din hocasý olduðunu gördüm. Bir insaný tanýmadan, araþtýrmadan, konuþturmadan, dinlemeden yargýlamak kolay. Ama, bu, O insanýn onuruyla oynamak, geleceði ile oynamak, toplum içinde sarsýlmasýna yol açmak olmuyor mu? Oysa önce kendini arayýp bir dinleselerdi, bir konuþtursalardý, iþin gerçek yüzünü göreceklerdi. Mustafa Malkoç Hoca ve Onun gibiler Türkiye’den görevli geldiði için beyanat verme yasaklarý var. Bizim gibi çýkýp ulu orta konuþamýyorlar. Bunu yaptýklarý an hemen cezayý alýrlar. O nedenle eli kolu baðlanmýþ vaziyette bekliyor. Burada benim anlamadýðým bir nokta da þu: Kendisinin baðlý olduðu TC Elçiliði Din iþleri Müþavirliði neden bu konuda bir açýklama yapmýyor. Neden gerçekleri dike getiren bir þeyler söylemiyor? Neden hocaya sahip çýkýlmýyor? Malkoç Hoca açýklama yapamýyorsa bu görev kendilerine düþmez mi? Bir insaný haksýz yere itham etmek, suçlamak ve onu kurtlarýn önüne atmak ne kadar doðru? Bir garibana sahip çýkmayan olursa, baþka bir gariban da mutlaka ona sahip çýkar…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |