"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Her şey yadsıdığı ile ya da yadsıma ve olum lamasıyla; artı ve eksi olan zıtlık gerilmeli gel git olan kutbuyla vardır. Azın-çoğa, gerinin-ileriye, küçüğün-büyüğe, kısanın-uzuna, akılsızın akıllıya, çirkinin güzele, geçmişin-geleceğe, şimdinin az sonraya; yeninin eskimeye ve eskinin yeni olmaya, düzenin düzensizliğe, düzensizliğin de düzene yansıma ve bağıntı olur bir eğim oluşu ve bir gerilimi vardır. İşte bu eğim ve gerilim; yadsıma ve olum lamayla kendisini ve süreci ortaya koyar. Bu yadsıma ve olumluma ya da zıtlıklar içinde; kutuplar arası girişme dediğimiz boyut; çekme itme oluşla; seçme ayıklama bağıntısı olan bir gerilimlerdi alan etkisini ortaya koyar. Zıtların varlığı, birliği ve gerilimli oluş yasasıdır bu. Süreçler tirilledir ve gerilimle nötr olma arasında gel git salınımları yapma eğilimindedir. İçteki gerilim; bir eğimi oluşmanın şarjı, deşarjı ya da gel git salınımı olmakla birlikte, nötr oluşu ya da kesim nokta rezonansı içinde olmakla durumludur. Şeylerin içindeki gerilimli alan etkisi olumsuzlaşma ile olumluma türü eğimli oluşların gel-git olan alan etkili basıncı altındadır. Böylesi etkileşmeli uzay zaman gerilmesi biçiminde kesikli süreklilik te; kendisini, kendi özel bağıntı ilişki türüne dönüştürür. Her bir varlık etkime şekliyle vardır. Her bir etkileme şekli yansımadır; manadır; girişir. Yansıma genel ve evrenseldir. Mana (anlama) özel ve özneldir. Her bir etkime şekli varlıktır. Benlik te, etkileme şekli ve etkidir. Benlik, bencillik oluşla yansır ve anlamdır (manadır). Yapının temelinde salt başına bir mana yoktur. Yani groteski olan, firari olan bir mana anlaması yapı inşasının içinde yoktur. Geri beslenme noktasını temsil etmez. Her mana, yeni bir bağ ve bağıntı etkisi olmakla yansıma ve yeni bir yansı olmakla da, insan öznesine göre bir manadır. Her etki bir mana, her mana bir etkidir. Semboldür. Kutsama noktasıdır. Evrensel süreçler birleşme (çekme itme ile sentez olan seçicileşme) olup; her bir sentez de yeni ve farklı bir biçimde çekmenin birleşmesi itmenin ayrışmasıdır. Çekme itme bir etki ortaya koymalarıyla etkileşmedir. Her çekme itme mana olukla seçme ayıklamadır. Seçme ayıklama bağıntılı girişmeler kesikli sürekliliğiyle yeni birleşmelerdir. Bu nedenle kuarkların çekme itme yapan sentez bağıntılı seçme ayıklama ve yansıma yapan mana anlamalı sentezi ve gerilimi farklıdır. Kuark bileşimli olan atomların düzey düzlem ilişkileri, kuark düzeyli girişen ilişkilere göre yeni bir etki ve yeni bir bağıntı gerilimidir. Atom yeni etki yansımalı ve yeni mana anlayışlı birleşme yapan seçme ayıklama ve alan etkili gerilim olmakla çok farklıdır. Şarj (dolma-giderilme) ve deşarj (boşalma gerekmeli oluş) gerilimin ve eylemliliğin nedenidir. Bencillik doymakla, şarj gerilimli olup; eylemini durdurur. Kişi acıkmakla deşarj olup, acıkan gerilimiyle kişi yeniden eylemli ve davranışsaldır. Sosyo toplumsa yapılar, kişilerin eylemli davranışlarını çeşitli ilişki bağıntıları içinde olmalarıyla değişik biçimlerde organize ederler. Varlık; etkice eylemliliktir. Ya da eylemlilik kendisini bir etkiyle; bir varlıkla; bir anlam yansımasıyla ortaya koyar. İnsan bir etki şekli olan cinsel oluktu gerilimiyle etkileşip bir birleşme ortaya koyuyorsa; bu bir seçme ayıklamadır. Kişi bu etki gerilimle dolup boşalma olmakla, doygunluk ya da nötr rezonans dediğimiz kesim noktasına ulaşmaktır. Bu örneğimizdeki ilk seçme ayıklamanın karşı karşıya olduğu cinsel birleşme yansıması başkadır. Birleşme üzerinde çocuğun doğmasıyla; çocuğun, çocuğu doğuranın ve çocuğu doğurtanın yeni bir etki ile yeni bir yansıması oluşur. Bu yansıma cinsel sentezli yansımadan farklı bir sentez ve farklı bir yeni seçme ayıklamanın yansıma bağıntısını ortaya koymakla çok farklıdır. İlkindeki ve ikincisindeki ana fikir farklıdır. Fakat her iki ana fikir de temel düzlem referanslı bencilliğe uygun bir geri beslengim yasasıdırlar. Çocuk olan ikinci aşamalı süreç içinde insan, söz gelimi; kendisini çocuğu üzerinde sürmekle ifade eder. Çocuğu üzerinde sürüp gitme anlayışlı mana, insanın cinsel sentezi üzerinde yeni bir ikinci mana etkimesi yapar. Bu yeni etkime sonucunda kişi anne, baba oluşun ana fikri üzerinde yansır. Ve kişi bu yansımasıyla etkir olmakla çevresinde etkileşir. İnsan bu sentez sonunda her çocuğa değil de, başka çocuklar içinde kendi çocuğunu kendisine çekme yapar. Bu çeken eğilimle gerilimli kişimiz nefsinde diğer çocuklara annelik babalık olur duygu bağıntısı olmakla beraber kişimiz diğer çocuklara başka bir etkime yansıması olan, itme girişmesini uygular. Her bir düzey ve düzlem içindeki mana anlaması ve mana girişmesi o düzey ve düzlemin anlam ilişkisi esas olan referans noktasına bağıntısı olmakla ana fikirdirler. Her bir mana bağıntılı yansıma, file bağıntısı gibi düğüm ve kesim noktalarından oluşan kesikli sürekli olmanın ağ şebekeli iletime bilgisini taşımakla temel olan ana fikre referansla büyürler. Bir ana fikir bağıntılı mana bir öncesini yadsır ve kendisinden sonrasını olumlamakla akış yapıp, kesikli sürekli olur. Öncel olan, yadsınmakla beraber yeni kutuplu durum içinde anlam oluşla yansır. Aksi halde yadsınan yeni içinde yeniye referansla zıtlaşan bir anlam oluşla bulunamazsa, yeninin zıt olmakla yadsır olan yeninin yeni kutbu da var olamazdı. Eskinin varlığı yeni içinde anlamca imleyen oluşuyla vardır. Avcılık, toplayıcılık dönemli dayanışmayla sağlatan ortaklaşma ve totem meslekli üreten ilişki olmakla totem dönemde ve ön ittifak dönemde ortaklaşan ve ortaklaşan mana anlaması vardı. Bu dönemler içindeki sahiplik grup ve ittifak aitliği gibi bir grup ve ittifak sahipliği olmakla, kamusal sahiplikti. Ortaklaşma ve kamusal sahiplik köleci sistem içinde mana oluşuyla vardır. Her oluşma ve etki birçok bağıntısı olan yansımaydı. Öncelindeki ortaklaşa olana karşı, ortaklaşa olmayan; kamusal sahiplik olana karşı, kamusal sahiplik olmayan kişisel ve özel sahiplikler de bir önceki ortaklaşan yansımanın içinde olmakla değişik yansımaları içindeki her hangi bir yansımaydı. Köleci dönem bunu büyütecekti. Erken dönemdeki ortaklaşan ilişki ve kamu sahipliği ilişkisi; köleci sistem içinde, köleci ve özel mülkiyetçi ilişkilerin oluşması karşısında bir dirençtiler. Ve köleci dönem içinde özel mülkiyetçi ilişkilerin yükselen değer olması karşısında erken dönem ortklığı bir zıtlıktı. Erken dönemli ön ittifakın bu zıtlığı nedenle de köleci dönem, erken dönem ilişkileri içindeki ortaklığa, şiddetle karşıydı. Köleci dönem, karşı bir inşayıdı. Yine köleci sistemin, özel mülk sahipliğini oluşturması ve bir diyalektiğe göre cevabını inşa etmesinin nedeni; köleci sistemin kendisinden önceki kamusal sahiplenişli ortaklaşan inşanın, köleci sistem içinde özel mülkiyet ilişkisi olmasıyla yansıtılmasıydı. YANİ KÖLECİ İNŞA ORTAKLAŞAN MEVCUT İNŞAYA KARŞI, ORTAKLAŞMAYAN İNŞAYIDI. Kamusal ortaklığa karşın, hiç mülkü olmayan geniş yığınların oluşturduğu eğilimlerin alan etkisi üzerine; özel mülk sahipliği girişmesini inşa etmekti. İnşanın alan etkisi olan kutuplanı, iki zıt durum girişiyordu. Birisi zaten var olan ön ittifakı ortaklaşmaydı. İkincisi ise şimdi inşasına başlanan, ön ittifaklı ortaklaşmaya karşı olan; özel mülkiyet ilişkisiydi. Özel mülkiyet ilişksi de kendi içinde efendi-köle oluşmalı sınıfsal zıtlık ve kutuplanmayı ortaya koyacaktı. Bu nedenle köleci sistem; erken dönemin ortaklaştıran ilahi aitliğine karşı her bir cevabını; efendi-köle oluşmasının zıt kutuplaşması içine sokmakla köleci süreci imleyip, ortaya koyabilmekteydiler. Bu nedenle köleci iddia ve cevaplardan ön ittifakı inşanın bir kısım ana verilerini ortaya çıkarmak, çok çok olasıdır. Tabii ki köleci sürecin oluşmasında; ön ittifakı değerlerin yol açtığı yeni gelişme ve değişmelerin de rölü çok çok vardır. Ön ittifakı gelişmelerin niceli seyrediş süreci gelişmeyi birçok farklı aşamaları olan nitelik değiştirmelerinin içine de getirdi. Bu nitelik değiştirici farklı yansımalardan biri de köleci özel mülkiyetçi ilişkiydi. Sürecin köleci sisteme doğru geçişen faz kayması sürece egemen olmaya başladı. Köleciliğe kayan niteliksel değişmeyi veren salınımların üzerine egemence kişisel köleci duygular modüle (bindirişme) ediliyordu. Öncel olan sürecin birçok bağıntı yansımasından biri ya da bir kaçı ele alınmakla o süreç o bağıntının yansıtması kadarla yeni oluşum içinde sürer ve vardır. Veya öncel süreç, yansıma bağıntısı kurulmaz olan diğer yansımalar kadar ayıklanmakla yeni içinde yoktur. Yadsınma, yadsıdığıyla ortaya konur. Köleci dönemle yadsınan nedir? Ortaklık ve kamu sahipliğini düzenleyen ilişkilerdir. Köleci dönemin yadsıdığı nedir? Kamu sahipliği ve ortaklık. Ön ittifaklar totem dönemi yadsıyıp yadsıdığı kısmı mana olurla taşımakla var olmuştur. Köleci sistem de ön ittifaklı kimi tutum ilişkileri yadsımakla, yadsıdığı kadarla vardır. Köleci sistem, kendi öncesindeki olanlar içinde yadsıdıklarıyla ortaya konur. Eşleyişle bilinmez gibi olan ön ittifaklar; köleci sistemin var olan haliyle, kendi öncesinin yadsınmışı olmakla söylenir. Ve söylenmelidir. Köleci sistemden çok kolaylıkla ön ittifakı sistem çıkarılabilir. Çıkarılanların kendine özgü ilişki dizilimleri yaklaşıklıkla kendi öncesini ele verecektir. Söz gelimi köleci sistem, bir türlü sağlayamadığı sadakate çok önem verir. Çünkü sadakat ortaklaşan yapının ve ön ittifak sahipliğinin; olmazsa olmaz bir ilişki bağı olmakla özgecilik içinde değerlendirilir. Oysa özel mal mülk sahipliği sadakati ve özgeciliği yok etmiştir. Özel mal mülk sahipliğinin kendisine de sadık, biat eden kullar lazımdı! Efendi köle ilişkisinde sadakat umuluyorsa da efendi köle ilişkisi sadakati, beklenen kadar vermiyordu. Oysa malı mülkü olmayanın; karnı (bencilliği sürekli üreten ilişki içinde) oymayanın, sefaletin sadakati bir yere kadar olmakla, sadakati olmuyordu. Bu nedenle özelleşen her şey gibi sağlıklı evlilik ilişkileri de kurulamadığından, evliliklerde de büyük oranda sadakatsizlik vardı. Mana ile karın doymuyordu. Bu nedenle salt mana ile sadakat olmuyordu. Karın doyuran ya da dengeli ekonomik ilişkileri götüren mana ilişkisine sadakat; çok güçlü ve kutsaldı. Efendinin mana anlaması içinde Mamon efendiye malı mülkü bol bol veriyordu. Kölelerin ilahı olan mana anlaması; kölelere sınav nedeniyle mal mülk vermeyip, ancak kölelere vaat ediyordu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |