..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Paul'un Peter hakkýnda söyledikleri, Peter'den çok Paul'u tanýmamýzý saðlar -Spinoza
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Dinsel > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




22 Aðustos 2016
Kur'an Ayetlerinden  
Kemal Yavuz Paracýkoðlu
Babillilerin âdetlerine göre; bayramlarda herkes bir yerde toplaþarak bayramlaþýyordu. Hiç kimse evinde oturmazdý. O gün, Hz. Ýbrahim, evinden çýkmamaya karar verdi ve hadi gidelim, diye gelen komþularýna iþtirak etmek istemedi.


:AFCE:

Babillilerin âdetlerine göre; bayramlarda herkes bir yerde toplaþarak bayramlaþýyordu. Hiç kimse evinde oturmazdý. O gün, Hz. Ýbrahim, evinden çýkmamaya karar verdi ve hadi gidelim, diye gelen komþularýna iþtirak etmek istemedi.
O zamanlar yýldýzlara bakarak, hareket etmek modaydý. Ýbrahim, hasta olmadýðý halde, hastalýðýn olacaðýný görmüþtü yýldýzlarda.
Komþularý, "biliyorsun, bugün evde durmak yasak. Sen gitmiyorsan dýþarý çýk, kapýyý sýkýca kapayalým," dediler.
Ýbrahim’de dýþarý çýktý. Komþularý, kapýyý saðlamca kapadýlar, bayram yerine gittiler.
Ýbrahim, komþularý gidince dedi ki:
ENBÝYA(21)/57:"Andolsun Allah’a, sizler dönüp gittikten sonra, putlarýnýza tuzak kuracaðým."
Ve kendi kendine þöyle söylendi:
"Siz, evimin kapýlarýný bana karþý saðlamca kapattýnýz, ama ben de vallahi, siz gidince puthanenizin kapýsýný açarým. Putlarýnýzý kýrar, paramparça ederim. "Onun böyle söylendiðini puthane hizmetçilerinden birisi duymuþtu. Adam, "Bu çocuk delidir! Ne söylediðini bilmiyor." dedi. Önem vermeden gitti. O da, bekçiler gözden kaybolunca, puthaneye gitti. Kapýsýný açtý. Ýçeri girdi. Elinde balta vardý. Putlara baktý, önlerine, türlü türlü yiyeceklerin konulmuþ olduðunu gördü. Kâfirlerin âdeti þu idi ki, bayram için ne yiyecek piþirirlerse, büyük puta ondan bir pay ayýrýrlardý. Her putun önüne de, o yemeklerden biraz koyarlardý. Sonra o yiyecekleri alarak: "Ýlâhlarýmýzýn bakýþý ile bereketlenmiþtir," derlerdi. Onlarý saklar, kendileri yerlerdi.
Ýbrahim baltasý elinde, putlara þöyle seslendi:
"Niçin bu yiyecekleri yemiyorsunuz? Niçin cevap vermiyorsunuz? Söylesenize! Ama doðru! Yiyemezsiniz! O halde bu halka nasýl ilâhlýk edersiniz?"
Baltayý sað eline aldý. Putlara saldýrdý. Balta ile kiminin baþýný kýrdý. Kiminin ayaðýný kesti. Kimini belinden ikiye ayýrdý. Kiminin baþýný ikiye böldü. Kimisini de yüzüstü býraktý. Büyük puta ise iliþmedi. Onu, altýn bir tahtýn üstüne oturtmuþlardý. Türlü mücevherlerle de o putu süslemiþlerdi. Baltayý, onun boynuna astý. Sonra dýþarý çýktý. Kapýyý, bekçilerin kapadýðý gibi kapadý. Dýþarýda oturdu, bekledi.
Puthane hizmetçileri geldiði zaman, o hali görünce þaþýrýp kaldýlar. Feryada baþladýlar. Hemen, o saatte gidip ’Nemrut’a haber verdiler:
"Putlar kýrýlmýþ!"
’Nemrut’, hemen yerinden fýrladý. Puthaneye geldi. O hali görünce þaþýrýp kaldý. Ve:
ENBÝYA(21)/59: "Dediler ki: ’Bunu ilahlarýmýza kim yaptý? Muhakkak o, zalimlerdendir.’"
Nemrut hizmetçilere kýzdý:"Bunu yapan kim ise onu bulup, getirin!"
Ýbrahim’in, Siz gidin, ben de putlarýnýzý kýrarým, dediðini iþiten bekçi, Nemrut’a: "Ýbrahim adlý bir gençten, putlarýnýzý ben kýracaðým!" diye söylendiðini iþittik, dedi.
Nemrut, "Ýbrahim’i bana getirin! Eðer bu söz doðru ise, iþitenler tanýklýk etsinler! Ben onun cezasýný veririm!" dedi.
ENBÝYA(21)/61: "Dediler ki: ’Onu, insanlarýn gözleri önüne getirin. Umulur ki onlar, þahitlik ederler."
Nemrut, ne kadar kâfir ise de, iki kiþi tanýklýk etmeyince hüküm vermezdi. Hem de þöyle düþündü: "Bu genç, Vezir’in oðludur. Suçlu deðilse cezalandýrmayalým."
Ýbrahim’i getirdiler.
ENBÝYA(21)/62: "Dediler ki: ’Bunu ilahlarýmýza sen mi yaptýn, ey Ýbrahim?’"
ENBÝYA(21)/63: Ýbrahim: "Bilakis, onlarýn büyüðü bunu yaptý. Þayet konuþabilirlerse, onlara sorun." dedi. Sonra þöyle ilave etti:
-Onlar, söyleyemeyecek olursa, o büyük puta sorun! Bu iþi niçin yaptýðýný, söylesin!
ENBÝYA(21)/65: "Sonra baþlarýný çevirdiler. ’Sen gerçekten bilirsin ki bunlar konuþamazlar!’" dediler.
Ýbrahim, bu sözleri iþitince, þöyle dedi: "Bu putlar, mademki konuþamaz bunu biliyorsunuz, o halde kimseye fayda ve zarar veremeyecek þeyleri niçin Ýlah ediniyorsunuz?"
O zaman putlarý kýranýn Ýbrahim olduðu anlaþýldý. Nemrut:
"Bunu cezalandýrýn, iþkence edin!" dedi.
Bundan sonra da Ýbrahim, peygamberliðini açýða vurdu. Halký, Hakka çaðýrdý. Babilliler, Ýbrahim’e:
"Atamýzýn, anamýzýn dinini býrakmamýzý mý istiyorsun?" dediler.
O da: "Ana ve atalarýnýz da sizin gibi sapkýnlýk içindedirler. Çünkü öyle bir þeye tapýyorlar ki, onlara ne faydasý, ne de zararý vardýr! Nitekim Allah(c.c) þöyle buyurur:
ENAM(6)/ 83: "Biz bu delillerimizi, kavmine karþý Ýbrahim’e verdik. Biz, dilediðimiz kimsenin, derecelerini yükseltiriz. Muhakkak, senin Rabbin, Hakim’dir, Alim’dir."
Ve yine Allah(c.c) þöyle buyurmuþtur:
ENAM(6)/ 80: "Onun kavmi, onunla mücadele etti. (Ýbrahim) dedi ki: ’Allah, beni doðru yola iletti. Siz, O’nun hakkýnda, benimle mücadele mi ediyorsunuz? Ben, O’na þirk koþtuðunuz þeylerden korkmuyorum, ancak, Rabbimin dilemesi müstesna. Benim Rabbim, ilmiyle her þeyi kuþatmýþtýr, düþünmüyor musunuz?’"
Nemrut, Ýbrahim’e:
"Senin Ýlahýn ne yapýyor ki bende onu yapayým?" dedi.
Nitekim Allah(c.c) þöyle buyurdu:
BAKARA(2)/258: "Allah’ýn, kendisine mülk verdiði o kimseyi, görmedin mi? Ki o, Ýbrahim’le Rabbi konusunda mücadele ediyordu. Ýbrahim dediði zaman, benim Rabbim O ki, diriltir ve öldürür. (Nemrut) dedi ki: ’Ben de diriltir ve öldürürüm.’"
Nemrut, zindandan iki kiþi getirtti. Birisini öldürttü:
-Ýþte, dedi. Diriyi öldürdüm!
Sonra ötekisinin ellerini çözdürdü:
-Ýþte, ölüyü de dirilttim! Çünkü elleri baðlý olan öldürülecek kimseydi. Þimdi onu baðýþladým, salýverdim. Böylece ona hayat verdim! Dedi. Bunun üzerine Ýbrahim, Nemrut’a tekrar þöyle hitap etti:
BAKARA(2)/258: ".Ýbrahim dedi ki: ’Muhakkak benim Rabbim, Güneþi, doðudan getiriyor, sen de onu, batýdan getir.’ (Bunun üzerine) o Hakký örten, þaþýrdý. Muhakkak Allah, zalim kavmi hidayete erdirmez. "
Nemrut, buna cevap veremedi, sustu. O cebbar Nemrut’un dili sanki tutuldu. Ýbrahim, bundan sonra yine halký,Ýslam’a çaðýrdý. Fakat hiç kimse, olumlu cevap vermedi. Çünkü Nemrut’tan korkuyorlardý. Nemrut: "Ýbrahim’i bir eve kapatýnýz!" dedi.
Bir kapalý yere Ýbrahim’i kapattýlar, bekçiler koydular. Elini, ayaðýný saðlamca baðladýlar. Halktan insaflý, merhametli kimseler, onun yanýna görmeye gelirlerdi. O da onlarý, Ýslam’a davet ederdi.
Ýbrahim, o hapishanede, bu þekilde bir süre kaldý. Bir süre sonra, babasý Azer öldü. Nemrut’ta, Ýbrahim’e iþkence etmeye ve öldürmeye niyetlendi. Bu nedenle de ateþe atmaya karar verdiler ve þöyle dediler:
ENBÝYA(21)/68: "Þayet yapacaksanýz, onu(Ýbrahim’i) yakýn! Ve ilahlarýnýza yardým edin!"
Sonra, Nemrut’un emrince, yüksek bir yer yapýldý. Ateþ yakýlacak yeri çevirdiler.
Nitekim Allah(c.c) þöyle buyurur:
"’(Ýbrahim) için bir bina yapýn da onu ateþe atýn!’ dediler."
Ateþin çevre duvarý, yapýlýp- tamamlanýnca, Nemrut emretti. Ateþ için odunlar taþýndý. Oraya odun götürmek için odun yüklenen develer, odunlarýn, Ýbrahim’i yakmak için taþýndýðýný bildiklerinden, sýrtlarýndaki yükü yere düþürürlerdi, götürmek istemezlerdi. Bundan ötürü Ýbrahim, onlara hayýr duada bulunurdu. Ancak katýr, hýrsla ve gönülden odun taþýmýþtý. Ýbrahim, katýrlara lanet etti. Bu odunlar, bir yýl boyu taþýndý. Ýbrahim’in, ateþe atýlacaðýnýn bütün ülkede bilinmesi ve halkýn orada hazýr bulunmasý için iþ uzatýldý. Beli bükülmüþ, ihtiyarlar, hastalar sürüne sürüne giderler, daðdan sýrtlarýnda birer, ikiþer odun getirirlerdi.
Bizde bir hayýrda bulunalým. Ýlahlarýmýza yardým edelim. Onlarýn düþmanýný ateþte yakalým, derlerdi. Bu yolda bir yýl tamamlanýnca, odunlar bir dað gibi yýðýldý. Sonra bu odunlar, ateþe verildi. Öyle bir yanýþ yandý ki, alevleri gökyüzünü sardý. Daha sonra Ýbrahim’i, zincirlerle baðlý olduðu halde, o ateþe atmaya getirdiler. Nemrut halký, onu görünce sevindiler. Ýbrahim’i sevenler ise gizli gizli aðlaþýr, Allah’a yalvarýrlardý.
Ýbrahim’in ateþe atýlmasýna gelince, sýcaklýðýndan ötürü kimse yanaþamadý. Ne kadar çalýþtýlarsa, onu ateþe atamadýlar. Aciz kaldýlar. Þeytan, Ýbrahim’in ateþe atýlamadýðýný görünce, hemen, kendisini önemli bir kimse þekline soktu. Önemli bir insan havasýnda, Nemrut’un karþýsýna geçti.
Nemrut ona:
-Sen kimsin, ne kiþisin? Diye sordu.
Þeytan:
-Ýþittim ki, þu büyücü kimseyi, ateþe atmak istemiþ, atamamýþsýnýz. Sana, onu ateþe atmanýn yolunu göstermeye geldim, dedi.
Nemrut:
-Yöntemin nedir, söyle bakalým! Dedi.
Þeytan:
-O’nu mancýnýklarla atýn! Diyerek Nemrut’a mancýnýðýn yapýlmasýný öðretti.
Mancýnýk yapýlýnca, Nemrut emretti, Ýbrahim’i, zincirlerle baðlý olarak getirdiler. Mancýnýða koyup, atmak istediler. Lâkin mancýnýkla da atamadýlar.
Tekrar aciz kalýnca, yine Þeytan iþe karýþtý ve þöyle dedi:
-Bir erkekle bir kýz kardeþ, burada çiftleþmeli ki, bunu ateþe atabilesiniz!
Nemrut onun dediði gibi biri kýz, biri erkek iki kardeþ buldurttu. Çin ile Gane adlý iki kardeþ bu iþi yaptý ve Çingeneler de onlarýn soyundan türedi.
Ýbrahim, sonra mancýnýðýn içine konuldu ve ateþe atýldý. Ýbrahim mancýnýktan fýrlatýlýnca, havada ateþe doðru ilerlemeye baþladý.
Allah(c.c), Cebrail’e emretti:
"Yetiþ! Ýbrahim havadayken tut!"
Ona: "Ben Cebrail’im de! Benim yapabileceðim bir dileðin var mý? Diye sor", dedi.
Cebrail, hemen o anda, Ýbrahim’e yetiþti:
-Ey Ýbrahim! dedi. Ben Cebrail’im! Allah(c.c.)’nün emriyle sana geldim. Benden ne dilersen dile!
Ýbrahim:
-Benim dileðim, Allah(c.c.)’na dýr, sana deðildir. Ben O’nun kölesiyim! Ateþte O’nundur! Nasýl dilerse öyle yapsýn! Dedi.
Ýbrahim, Allah’tan baþka kimseden yardým dilemeyerek:
"Ben sadece Allah’tan yardým isterim dediði için Allah(c.c.), ona, "Halilim" (dostum)dedi ve adý "Halilullah"(Allah’ýn dostu) oldu.
Allah(c.c.), o zaman ateþe þöyle emretti:
ENBÝYA(21)/69: "Biz söyledik: ’Ey ateþ, Ýbrahim’in üzerine soðuk ve selâmet ol!’"
Ve Ýbrahim, ateþin ortasýna düþünce, ateþ dört yana çekildi. Ateþin ortasýnda bir yer açýldý. Güzel bir pýnar çýktý. Çevresi yeþillendi. O da geldi, pýnarýn yanýna oturdu. Ayaðýndaki zincir baðlarý çözüldü.
Nemrut, yüksek bir saray yaptýrmýþtý. O sarayýn üstüne, aðaçtan yüksek bir sedir yapýlmasýný emretti. O yüksek yere çýkarak, ateþi görmek istedi.
Hem de þöyle dedi: "Ýbrahim’in ateþ içindeki halini göreyim! Acaba yanýp kavruldu mu?"
Nemrut, ateþin içine baktý. Ateþ ortasýnda, pýnarý ve yeþilliði gördü. Ýbrahim’de, sað olarak pýnarýn yanýnda oturuyordu. Nemrut, bu hal karþýsýnda þaþýrdý, kaldý.
-Ey Ýbrahim! diye baðýrdý.
Ýbrahim’de: "Ey Allah düþmaný! Ne diyorsun?" diye cevap verdi.
Nemrut, "Bu ateþi senin için kim böyle yaptý?" diye sordu.
O da: "Ateþi Yaratan!" dedi.
Nemrut, "O Yaratanýn hakký için ateþin içinden dýþarý çýk. Seni göreyim!" dedi.
Ýbrahim kalktý. Ateþin içinde yürüdü. Nereye
ayakbastýysa, o yerdeki ateþ sönüyor, orasý çimenlik oluyordu. Bu suretle Ýbrahim, dýþarý çýktý, durdu.
Nemrut, "Ey Ýbrahim! Sana ne söyleyeyim! Senin yüce bir Rabbin varmýþ. Þimdi dileðim, senin Rabbine konukluk etmektir!" dedi.
Ýbrahim, "Benim Rabbimin konukluða ihtiyacý yoktur." dedi.
Nemrut, "Ben onu konuklasam gerek!" dedi.
Bin at, bin deve, koyun, sýðýr ve kuþlarý; yani sultanlarý konuklamaya yarar þeyleri getirdiler. Hepsini, Ýbrahim’in Rabbine karþý kurban ettiler. Ancak Allah(c.c.), hiç birisini kabul etmedi.
Nemrut, kurbanýn kabul edilmediðini anlayýnca, Ýbrahim karþýsýnda mahcup oldu. Bu utançla, Ýbrahim’in yüzüne bakamadý. Üç gün sarayýna kapandý. Nemrut, halkýn kendisinden yüz çevirmesinden korktuðu için sabýrsýzlandý. Saraydan dýþarý çýktý, hemen adamlarýný, dört bir yana mektuplar yazarak yolladý:
-Çabucak ordular gönderin! Tamamen silahlansýnlar. Gök Tanrýsý ile savaþ etsem gerek! Dedi.
Yüz bine yakýn talimli asker, Nemrut’un önünde toplandý. Sonra Melek, Nemrut’un yanýna varýp:
"Ey zavallý, senin gibi bir biçareye asker ne gerek! Yüce Allah, yarattýðý en küçük bir kuluna emrederse, seni de, askerini de yok eder!" Dedi. Yüzünü göðe yöneltti:
"Yarabbi, Sen, bu taðutun neler söylediðini bilirsin. Bunun helakini, sana havale ediyorum!" Dedi.
Yüce Allah, yaratýklarýnýn en zayýfý olan sivrisinek ordusuna emretti. Akýn akýn geldiler. Nemrut ordusundaki askerin, yüzlerine, gözlerine üþüþtüler. Sivrisineðin çokluðundan, askerler, birbirlerini görmezlerdi. Her adamý ve atýný ýsýrdýðýnda, acýsý dayanýlmaz olurdu. Bu acýyla, hayvanlar þaha kalkar, canýnýn acýsýndan, askerleri yerlere fýrlatýrdý. Böylece, bu zalim ordu, periþan oldu.
Nemrut, yapayalnýz kaldý. Kaçýp, sarayýna girdi. Kapýlarý saðlamca kapattý. O beladan kurtuldum sandý. Fakat YüceAllah(c.c.), sineklerin en zayýfýna emretti. Öyle ki bir gözü kör, bir ayaðý topaldý. Baca deliðinden içeri girmiþ,Nemrut’un dizi üstüne konmuþtu. O, onu tutup öldürmek istedi. Sinek uçtu, yüzüne kondu. O da onu, yüzünden kovmak istedi. Sinek yine uçtu, onun burnunun içine girdi. Oradan beyninin içine kadar yürüdü. Azar azar beynini kemirmeðe baþladý.
Nemrut iki eliyle yüzüne, gözüne vuruyor, acýsýný bir parça dindirmek istiyordu. Sinek, ona, o kadar iþkence ediyordu ki, ne zaman baþýný sallasa, sineðin kemiriþi diniyordu. O da, o zaman rahat ediyordu. Eðer baþýna, bir þeylerle vurmazlarsa, sineðin beynini yemesi yine devam ediyordu. O zaman, Nemrut’un feryadý göklere çýkýyordu.
Sonunda, baþýna vuracak bir görevli gerekti. Tokmaklar hazýrlandý. Nemrut’un yakýnlarýndan, nöbetle onun baþýna vuracak kiþiler görevlendirildi. Nemrut, hafif vurandan darýlýr, kuvvetli vurandan memnun olurdu. Ýþte kendisini "tanrýlaþtýran" ve kendi çaðýnýn en büyük krallýðýnýn baþýndaki zalimin akýbeti!

   



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn dinsel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Nil Kraliçesi.
Katil, Herkes...

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhittin Amca...
Hempa...
Krallarýn Kraliçesi
Hanýmeli...
Siktiriboktan…
Basgitar...
Balkonlu Ev...
Bizim Köyün Ayýlarý... 2.
Nerede O Eski Öðretmenler…
Öpücük Tutkusu...

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.