İste, sana verilecektir; Ara, bulacaksındır; Çal ve kapı sana açılacaktır -İncil |
|
||||||||||
|
Kudüs'den yükselen devasa alevler kızıl bulutlar halinde gökyüzünü kapladı. Fırtınalar nefes oldu, üfürdü bulutları Mısır'a doğru. Mısır'ın zalim firavununu sarayının kalın duvarları koruyamadı, küle döndü duvar taşları. Firavun ve onun soyundan gelen tüm kıptiler kızgın küllere gömüldü. Bu akıbetten sonra İsrailoğulları bir araya gelerek şenlikler yaptı. Firavun, korkuyla uyandı. Kan ter içindeydi. Hemen müneccimlerini topladı. Gördüğü rüyayı anlatarak, yorumlamalarını emretti. Müneccimler ağız birliği ederek, "Yakında İsrailoğulları'ndan bir çocuk dünyaya gelecek, Mısırlıların helakine, senin krallığının da yerle bir olmasına sebep olacak," dediler. "Firavun, memleketin başına geçti ve halkı fırkalara ayırdı. İçlerinden bir topluluğu güçsüz bularak onların oğullarını boğazlıyor, kadınları sağ bırakıyordu. Çünkü o bozguncunun biriydi." (Kasas Suresi/4) Firavun, bu korkuyla yaşar oldu. Sonra korkularından kurtulmanın yolunu İsrailoğulları'nda yeni doğan her erkek bebeği öldürtmekte buldu. Tüm ordusunu bunun için seferber etti... "'Çocuğu emzir, başına geleceklerden korktuğun zaman onu suya bırak. Korkma, üzülme. Biz şüphesiz onu sana döndüreceğiz ve peygamber yapacağız' diye bildirmiştik.'' (Kasas Suresi/7) Pek çok masum çocuk doğar doğmaz katledilirken dünyaya bir erkek çocuğu daha geldi. O da öldürülecekti. Annesi bu korkuyla kıvranırken, sandukadan küçük bir salın içine koyduğu bebeğini Nil'in sularına bıraktı. Firavun'un bu katliamlarından dolayı üzüntüsünden odasına kapanmış olan Asiye, bir gün saraydaki odasında oturuyordu ki bir şey dikkatini çekti. Sanduka benzeri bir şey, Nil nehrinin ortasında bata çıka ilerliyordu. Muhafızlarına ve cariyelerine onu getirmelerini emretti. Sanduka Asiye'ye getirildi. Sandığın içinden dünyalar güzeli bir erkek bebek çıktı. Bebek, Firavun'un cani askerlerinden kurtarılmak için bu sandukayla suya atılmış olmalıydı. Bebeğin ablası Meryem, su içinde yüzen sandukayı kıyı boyunca takip etmişti. Olanları gördü. Gördüklerini, geri döndükten sonra annesine bir müjde gibi anlattığında kadın sevinç gözyaşları döktü. Bebeği kurtulmuştu! "Benim için de senin için de bir göz aydınlığıdır o; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur, yahut onu evlat ediniriz" (Kasas Suresi/9) Bebeği koruması altına alıp büyütmeye karar veren Asiye, Firavun kocasının tüm öfkesine katlanarak bebeği ona teslim etmedi. "Benim için de, senin için de o bir göz aydınlığıdır. Onu öldürme! Onu evlat edinirsek, bakarsın bize yararlı bir evlat olur," diyerek diller döken Asiye'yi çiğneyip geçemeyen Firavun, sonunda onu büyütmesine razı oldu. Ve böylece Asiye, çölün ortasında bir sera yeşertmeye koyuldu. Bebek için sütanneler getirildi, fakat o hiç birinin memesini emmedi. Yeni yeni sütanneler getiriliyor, hiç birinden sonuç alınamıyordu. Meryem abla, kardeşinin akıbetini her gün izlemeye gayret ediyordu. Bu esnada bebek için sütanne bulma uğraşısını öğrendi. Asiye'nin huzuruna çıktı. Ona, "Sizin aradığınıza uygun bir kadın tanıyorum, isterseniz çocuğa o bakabilir," dedi. Asiye, umutsuzca, "getir, onu da deneyelim," dediğinde bir koşu gidip annesini saraya getirdi. Bebek, bu yeni kadını iştahla emmeye başladı. Böylece anne ile oğulun bir araya gelmesi sağlanmıştı. Bu ilahi mucize sayesinde bebek Asiye'nin himayesinde anne sütüyle beslendi, serpilip büyüdü. Büyüdükten sonra, peygamberlik görevi verilen bu bebeğin adı Musa idi... Hz. Musa'nın dinine giren ilk insan anneliği Asiye oldu. Hz. Musa’nın, Firavun’un sihirbazları karşısında üstün geldiğini görünce Allah'a ve peygamberi Musa'ya teslim olmuştu. Başlangıçta bu inancını zalim kocası Firavun'dan saklamaya çalıştı. Bir gün sohbet esnasında zalim Firavun'un Musa taraftarlarına nasıl işkenceler yaptığını büyük bir keyifle anlatmaya başlaması üzerine, dayanamadı, onu merhamete ve iman etmeye davet etti. "Dedi ki: Sizin en yüce Rabbiniz benim" (Nâziât Suresi/24) Firavun, kendisinin "tanrıların tanrısı" olduğunu ileri sürerek, "Sizin en yüce Rabbiniz benim," diyordu. Karısının "Allah'a değil, kendisine tapınması gerektiğini" söyleyerek Asiye'yi yolundan döndürmeye uğraştı. Ama hayır, Asiye, geri adım atmıyor, kocası ısrar ettikçe Allah'a imanı daha da güçleniyordu. Firavun, tüm Mısır'ı kendisine tapmaya mecbur etmişken, karısının bir 'başkasına' tapmasına göz yumamazdı. Asiye için sonun başlangıcı geldi, çattı. "Ya bana tapınır, şimdiye kadar yaşadığın şekilde Nil'in Kraliçesi olarak şatafat içinde yaşamayı sürdürürsün. Ya da..." "Ya da?" "Ya da, Allah'a iman etmenin bedelini en ağır biçimde ödersin!" Asiye düşünmedi bile. O tercihini çoktan yapmıştı. Kalbinde sadece Allah'a ve onun sevgili peygamberi Hz. Musa'ya yer vardı. Asiye'yi Allah yolundan döndüremeyeceğini gören Firavun, onun yere çakılan kazıklara el ve ayaklarından bağlanarak işkence edilmesini emretti. Uzun süren işkenceler esnasında Asiye, her anında Allah'ı zikrediyordu. "Hani o demişti ki: 'Rabbim! Bana kendi katında, cennette bir ev yap, beni Firavun ve işkencesinden ve onun zalimlerinin elinden kurtar!'" (Tahrîm Suresi /Il) Onun bu direncine tahammülü kalmayan Firavun'un emri ile büyük bir taşla başı ezilerek öldürüldü. Öldürülse de, Kur'an'ı Kerim'de cennetle müjdelenen Hz. Asiye'nin adı dünya döndükçe inananların dilinden düşmeyecekti... "Cennet kadınlarının en üstünleri Hatice binti Huveylid, Fatıma binti Muhammed, Meryem binti İmran, Firavun zevcesi Asiye binti Muzahimdir." Hadis-i Şerif Dip not: Kur'an'da ‘Firavun’un karısı' diye söz edilen Hz. Asiye’nin adı hadislerde açıkça ifade edilmiştir. Tarih ve tefsir kaynaklarındaysa Asiye binti Muzahim b. Ubeyd b. Reyyân b. Velid olarak zikredilir. Asiye’nin büyük dedesi Velid, Hz. Yusuf devrindeki Mısır Firavunu'dur.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kemal Yavuz Paracıkoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |