Sevgi en azgýn yüreði uysallaþtýrýr, en uysal yüreði azdýrýr. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
Seval Deniz Karahaliloðlu “Halý”' biz ona bu adý verdiðimiz için halýdýr. Algý yönetimi mühendisleri bir gün ona, sözgelimi “günah” derlerse halýyý günah olarak mý adlandýrmalýyýz ? Kaotik bir dünyada yaþýyoruz. Kavramlar birbirlerine karýþmaya, anlam deðiþtirmeye baþladý. Ermiþler, günahkarlar sýk sýk yer deðiþtiriyorlar ve bir dolu etken gündeme oturtuluveriyor, kavramlarýn yeni anlamlarýný benimsememiz için. Bu kaosta kazançlý çýkan kimdir ? Doðruyu, iyiyi nasýl bulacaðýz?” Yer Suffolk’daki Fairfielts Akýl Hastanesi. Dr. Farquhar’ýn (Cemalettin Çekmece) odasýndayýz. Dr. Farquhar yüzünde alaylý bir gülüþle, ünlü cinayet romanlarý yazarý Styler’la (Tamer Yýlmaz) inceden dalgasýný geçiyor. Tabii bizimle de. Yani, ortada bir “gelinim sana söylüyorum, kýzým sen anlama” durumu var. Styler hafiften baþýnýn dertte olduðunu anlamaya baþlamýþtýr. O hastaneye geldiðinde zirvedeki özgüveni hafiften sarsýlmaya baþlamýþtýr. Aslýnda Styler buraya çok basit sorularla geldi. Kendisini çok akýllý zannediyordu. O bilir kiþi tavrýyla elindeki kayýt cihazýna sorularýný ardý ardýna sýralarken aklýndan binlerce düþünce geçiyordu. Kötülük neden eðlencelidir? Üstelik insana zevk verir. Karþýlaþtýrýldýðýnda neden iyilik sýkýcý kalýr kötülük karþýsýnda. Mesela kötülüðün dayanýlmaz cazibesinden bahsedecek olursak Ýago, Lucifer, Hannibal, Karýn Deþen Jack neden insana bu kadar çekici gelir? Seri katilleri bu kadar özel kýlan þey nedir? Ruhumuzun söze dökülmeyen hangi karanlýk yaný kötülüðe bu kadar yakýn düþer? Ýþte buna benzer binlerce soruyla dolu Mark Styler’ýn (Tamer Yýlmaz) kafasý. Kendisi seri katillere meraklý bir cinayet romaný yazarý. Bir sonraki romanýnýn konusu ise tarihin en büyük seri katili olarak bilinen Easterman. Azýlý katille görüþmek için Suffolk’daki Fairfielts Akýl Hastanesine gelir. Ýlk önce, Easterman’la görüþmek için Dr. Farquhar’dan (Cemalettin Çekmece) izin almaya çalýþýr. Ýþin baþýnda doktor gönülsüz tavrýyla onu bu iþten vazgeçirmeye çalýþýr. Doktoru aþmaya çalýþýrken, ortaya garip davranýþlarýyla dikkat çeken paranoyak hemþire Plimpton (Canan Erener Þen) çýkar. Ve olaylar hiç beklenmedik biçimde geliþirken “aslýnda hiçbir þeyin göründüðü gibi olmadýðýný” fark ederiz. Gördüðümüz her þey deðiþkendir. Tablolardaki figürler, koridora açýlan kapý ki daha sonra, ilk önce bir kitaplýða ve sonra da tuvalete dönüþecektir. Hatta boydan boya kitaplýk beyaz hastane duvarlarýna, aðaçlar ve çiçeklerle bezeli bahçe manzarasý demir parmaklýklarla çevrili örülü duvarlara yerini býrakýr. Her þeyin sürekli deðiþip dönüþtüðü bir dünyanýn sýnýrlarý içinde gerçeklerle hayaller de birbiri içine geçer. Böyle bir gerçeklikte, iyilik ve kötülük de ayný akýþkan dönüþümden nasibini alýr. Ýyilik ve kötülük ne zaman baþkalaþýr, ne zaman biri diðeri olur? Ýzmir Kültür, Sanat ve Eðitim Vakfý (ÝKSEV) in düzenlediði Uluslararasý Ýzmir Festivali bu yýl 30. yýlýný kutluyor. Festivalin 30. yýl kutlamalarý kapsamýnda Ýzmir Devlet Tiyatrosu, “Ermiþler ya da Günahkarlar” oyununun ilk gösterimiyle festivale katýldý. Ýzmir Devlet Tiyatrosu Konak Sahnesinde sergilenen oyun festival izleyicisinden büyük ilgi gördü. “Ermiþler ya da Günahkarlar” gizem ve gerilim konusunda yazdýðý romanlarla tanýnan Ýngiliz yazar Anthony Horowitz’in ilk ve tek oyunu. Son derece zeki bir kurguyla kaleme alýnan oyun kötülük ve iyilik arasýndaki belirsiz sýnýrý sorgular ve bunu seri katillerin kaldýðý bir akýl hastanesinin dehþet verici atmosferinde yapar. “Aslýnda hiçbir þey göründüðü gibi deðildir” ana fikrinden yola çýkan yazar basitçe kötülük ve iyilik kavramlarýný farklý bakýþ açýlarýndan irdeler. Oyun boyunca kasýtlý olarak sürekli izleyicinin kafasýný karýþtýrýr. Masum zannettiklerimiz bir dakika sonra þeytan, þeytan olarak tanýmladýklarýmýz ise hiç beklenmedik biçimde masum çýkýyorsa þu soru sorulmalý. Kime göre kötü ve neye göre kötü? Gelecek sezonda Ýzmir Devlet Tiyatrosu Konak Sahnesinde oynanamaya devam edecek olan “Ermiþler ya da Günahkarlar” oyununu Barýþ Erdenk yönetiyor. Zeynep Avcý’nýn dilimize kazandýrdýðý oyunda baþrolleri Cemalettin Çekmece, Tamer Yýlmaz ve Canan Erener Þen paylaþýyorlar. Oyun boyunca deðiþen dönüþen dekorlarý Emre Satý tasarlamýþ. Kostümlerini Medina Yavuz’un yaptýðý oyunda ýþýk tasarýmý ise Zeynel Iþýk’a ait. Oyunda gerilimin arttýðý noktalarda ya da duygusal iniþ çýkýþlarýn vurgulandýðý anlarda kendini hissettiren müziklerde Orhan Enes Kuzu’nun imzasý var. Oyunun hareket düzeni ise Sibel Erdenk’e ait. Oyun akýþý içinde Styler, akýl hastasý bir katilin iç dünyasýný anlamaya çalýþýrken kendisinin karanlýkta kalmýþ yönleriyle yüzleþmek zorunda kalýr. Ayný þekilde izleyici de oturduðu koltuklarda bu yüzleþmeden payýna düþeni alacaktýr. Akýl hastasý bir katilin iç dünyasýný araþtýrmak isterken kendi iç dünyasýnýn karanlýk taraflarýnda kaybolur. Gerçekten bir yazar olarak neden böyle romanlar yazmaktadýr? Özellikle, neden böyle karanlýk karakterler seçer? Neredeyse suçlular, cinayetler, vahþet yazdýðý romanlarýn vazgeçilmezleridir ve bunlarý yazmaktan adeta zevk alýr. Neden bu karanlýk taraf Styler’ý ve seyirci koltuðunda oturan bizleri içine çeker? Styler, Dr. Farquhar’ýn ardý ardýna sýraladýðý sorularý yanýtlamaya çalýþýr. “Seri katillerin, dünyayý nasýl gördüklerini anlamaya çalýþýyorum. Günümüz ahlak anlayýþýna göre birer kahraman mý yoksa günahkar mý olarak algýlandýklarýný ortaya çýkarmaya çalýþýyorum. Bu yolla kötülüðün doðasýný anlayabilir ve kötülükle savaþabiliriz” Gerçekten mi? Acaba? Dr. Farquhar’ýn yüzünde alaycý hatta sinsi bir gülümseme belirir ve Styler’a çözmesi için yeni problemler yaratýr. “ Delilik illa bir çöküþ olmak zorunda deðildir, bir çýkýþ da olabilir. Hapishaneler insanlarý içeride tutarak dünyayý korur, týmarhaneler de dünyayý içeride tutarak insanlarý korur. Ýnsaný insan yapan saklýlarýnýn olmasýdýr, insaný özel yapan budur.” Oyun ilerledikçe karanlýk tarafýmýzla yüzleþiriz. Styler’ýn da dediði gibi “Seri katiller, onlara ihtiyacýmýz var! Çünkü onlar bizi temsil ederek dolaylý da olsa kurtlarýmýzý dökmemize yararlar; budur onlarýn cazibesi...” Bu anlar, akýllýlýk ile deliliðin sýnýrlarýnda gezindiðiniz anlardýr. Ýkisi arasýndaki o saydam sýnýr ne zaman geçilir? Korku ve þiddetin içimizde uyandýrdýðý heyecanýn nedeni ne olabilir? Kötülüðün dayanýlmaz cazibesi mi? Ölüm, kan ve þiddetin verdiði haz duygusu? Hangi karanlýk duygularýmýzý tatmin eder acaba? Üstünü örttüðümüz karanlýk tarafýn üzerinden o meþum perdeyi çektiðimizde neyle yüzleþiriz? Bir adým daha ileri gidelim. Cinayeti iþlemek mi daha tatmin edici yoksa seyretmek mi daha haz verir habis ruhlara? Bütün bu sorularýn yanýtlayabilsek, mesela karanlýk tarafýmýzla dürüstçe yüzleþebilirsek kötülükle baþ edebilmek mümkün mü? Dünyanýn bütün sokaklarýnda vahþice iþlenen cinayetleri engelleyebilmek mümkün mü? Toplu katliamlarý, sýnýr boyunda devam eden iç savaþý, savaþ esnasýnda iþlenen insanlýk suçlarýna engellemek mümkün mü? Ýnsan doðasý kötülüðü doðal olarak kabul ettiði ve kötülükten zevk aldýðý sürece karanlýk tarafýmýzý alt edebilmek mümkün olabilir mi? Ayný anda hem aziz hem de günahkar mýyýz? Oyunda üç oyuncu da ellerinden geleni yapýyorlar ama aðýrlýk noktasý kaçýnýlmaz olarak Dr. Farquhar karakterini canlandýran Cemalettin Çekmece’de. Anlýk deðiþimlerle karakterden bir diðerine kolaylýkla kayan sanatçý Dr. Farquhar’ýn hakkýný veriyor. Bütün oyuncular oyunun ritmini yüksek tutabilmek için çaba harcýyorlar. Oyunda deðiþen tablolar, kapýnýn önce koridora sonra da sýrasýyla kütüphane ve kirli bir tuvalete açýlmasý gibi detaydaki dekor deðiþimleri sadece insaný þaþýrtmýyor. Ayný zamanda oyunun akýþýyla birlikte izleyicide duygusal deðiþimlere de denk düþüyor. Önceleri temiz ve düzgün bir yer olan mekan, olaylar geliþtikçe çirkin ve kirli bir yere dönüþüyor. Mekan ve insan iliþkisi üzerinden bakarsak, görünüþteki cilalý ve yýldýzý parlatýlmýþ imajlarý týrnaðýnýzla kazýdýðýnýz zaman altýndan çýkan gerçek ruh da ayný þekilde kirlenmiyor mu? Yani, cilalý görüntülerin altýnda kirli gerçekler yatýyor. Oyunda dekor tasarýmý baþarýlý ama doktorun odasýndaki tabandan tavana kütüphanenin birden beyaz hastane duvarlarýna dönüþmesi biraz abartýlý kaçýyor. Oyunda detaylar üzerinden etkili biçimde verilen deðiþim kör gözün parmaðýna izleyiciye sunulmuþ oluyor. Sade ve etkili bir dil üzerinden verilen mesajýn gücünü azaltýyor. “Ermiþler ya da Günahkarlar”, azizlerin ve þeytanlarýn kol kola gezdiði dünyamýzda, insanda tanýdýk eski dostlarýný görmek gibi bir duygu uyandýrýyor. Öyle ya bütün televizyonlarýn, sosyal medyanýn, filmlerin sabahtan akþama katliam, savaþ, terör, kan, vahþet ve þiddet görüntülerini tadýný çýkarta çýkarta adeta zevkle servis ettikleri bir dünyada kimin ermiþ kimin günahkar olduðunu insan gerçekten bilemiyor. Hangisi daha güçlü? Hangisi bize daha yakýn? “Ermiþler mi? ya da Günahkarlar mý?” Seçim sizin... “Ermiþler ya da Günahkarlar” oyunu sezon boyunca Ýzmir Devlet Tiyatrosu Konak Sahnesinde izlenebilir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |