Yaþam ciddi, sanat neþelidir. -Schiller |
|
||||||||||
|
Günümüzde C vitamini deposu olarak bildiðimiz kuþburnunun o yýllarda yüzüne bile bakmazdýk. Bizler de köylüden üzüm, erik, viþne alýr, kaynatýr, HOÞAF olarak içerdik. Doðadan, ve benzeri firmalar KUÞBURNU çaylarýyla köþe oldular. Yoðurt mayalar, ayran yapardýk. Ayran birden gündemi kapladý, aslan sütü, (raký) zam zam üstüne zam gördü. Hatta, bazý marketler birden Yeþilaycý oldu. Ayran uzun zaman gündemdeki yerini korudu, hatta marketlerde firmalar tarafýndan þiþe þiþe ayranlar satýldý.Köþe deðil dört köþe oldular. Þimdi de hoþaf satýlýrsa hiç þaþmam ha!.. Öyle ya hoþaf tek tip hazýrlanmaz kuþburnu ve ayran gibi... Erik hoþafý... Viþne hoþafý... Üzüm hoþafý... Çilek hoþafý... Tabi elma ve diðer meyvelerle hoþaf türetmek mümkün. Ayran dedim de aklýma geldi: Vakti zamanýnda Gýyaseddin adýnda aksi mi aksi, huysuz mu huysuz, lafý anýnda tokattan beter insanýn yüzüne vuran, nezaketten nasibini almamýþ, çok bilmiþ bir bucak müdürü varmýþ. Dört kez evlenip boþanan müdürümüz, ilk eþini çorabý kaçýk diye, ikinci eþini çorba piþiremiyor diye, üçüncüsünü az konuþuyor, diye, son eþini de yataða kendisinden beþ dakika daha erken yatýyor diye boþamýþ. Her toplantýda ve davette protokoldaki yerini alýrmýþ. Bir gün düðüne davet edilmiþ. Herkese ikramlar daðýtýlýrken Bucak müdürüne ne ikram edeceklerini kara kara düþünen davet sahipleri düþünmüþler: Ayran verseler,; Tuzlu, limonata verseler, ekþi, raký verseler, günah, haram diyeceðini bildikleri için, "Biz en iyisi mi, þerbet verelim, " demiþler ve þerbeti gümüþ tepside Gýyaseddin Efendiye sunmuþlar. Bucak müdürü tepsideki kýrmýzý þerbeti görür görmez, "Bu nedir hanýmlar?" sorunca da ev sahibinin kýzlarý mahcup mahcup gülümseyip; "Þerbet efendim," demiþler. Konuklar pür dikkat Gýyaseddin Efendinin ne diyeceðini merak etmiþler: O ise sesini yükseltip þerbeti reddetmiþ: "Ýçmem efendim içmem!" Merakla sormuþlar: "Neden içmezsiniz efendim, ama bu þerbet..." "Evveli ÞER, ahiri BET olduðu için içmem!" demiþ. Acaba Gýyaseddin efendiye þerbet deðil de hoþaf mý sunsalardý... Neyse biz dönelim bugünümüze... Efendim; reklamýn iyisi kötüsü olmazmýþ ya bizdeki de o misal. Medyatik, popüler kiþilerin dudaðýndan diline yansýyan her sözcük, din afyonunu içmiþ halkýmýzý Sihirbaz Merlin gibi anýnda hipnotize ediyor. Çok deðil bir kaç gün sonra Tübitaklý iþ adamlarýmýz hemen proje üretip, E 302'lere imza atacaklardýr. (Saðlýðý tehdit eden, kansorejen maddeler...) Ürün tüketicinin iþtahýný açacak albenisiyle market raflarýndaki yerlerini alýyor. Birileri þimdi HOÞAF MI dedi? Yoksa canýnýz hoþaf mý çekti? Þimdi mevsim yaz. Ve bol bol meyveler iþtah açýcý olarak pazarlarda kesemize gülümsüyorlar. Caným olur mu öyle?! Hoþaf yapmanýn da bir raconu var hani...Bir de yanýnda etli pilav oldu mu, deðmeyin midelerimizin keyfine... Keyif kimde olursa artýk... Anlayan anladý... Emine Piþiren-Kocaeli
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |