..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýnsan - iþte tüm sýr burada. Bu sýr üzerinde çalýþýyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




4 Ekim 2017
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 11  
Bayram Kaya
Deðilse bir grup yaðý, yoðurdu, kazaðý biliyor olup ta onu aramaya çýkmamýþtý. Baþlangýçta böyle bir süreç ve böyle bir mantýk yok. Yað üretenin kundurayla kazak deðiþiminin zorluðunu göze almak diye bir süreç hiç yoktur. Bu süreç köleci sistemle birlikte; kâr için yapýlan üretimle ortaya konan süreçti.


:GBC:
Ne var ki El mana anlayýþý içindeki tasarruflarla ortaklýða karþý, kiþi sahipliði ortaya konmuþtu. Böylece kiþi sahipliði ortaya çýkmakla ve devamý olan süreçlerle, kâr olgusu ortaya kondu. Böylece kâr için olan kazanmak için olan üretim hareketi ortaya kondu.

Böylece ilk üretim hareketi içinde veya toplumun yasasý içinde olmayan veya baþlangýç referansýna göre olmayan hesapsýz kitapsýz süreçler baþladý. Böylece kâr hýrsý nedenle ürettiðini satma nedenle kâr mantýðý on bin kiþi yerine 15 bin kiþilik kundura; yirmi bin kiþilik buðday üretti. Yaþamak için karþýlýðý olaný üretmek yerine; ihtiyacý üretmek yerine; yaþamý üretmek yerine “tüketim için üretime” kâr yapmak için üretme; kazanmak için üretime geçildi. Kâr yapmak; kazanmak; yaþamýn üretim hareketinin kendisi deðil sömürünün kendisiydi. Zorunluluðun yerine kazanma kondu. Kâr kondu. Para kondu. Zorunluluk günümüzde kazanma, kâr, ticaret, para gibi çarpýk þekilde yansýtýlmaktadýr.

Tüketimin talepleriyle; tüketim putlarý oluþturuldu. Kazanmak için üretmek; üretmek için satmak; satmak için de emek gücü içinde olmayanlarý emek gücü içine salýp kiþiyi enek gücüne yabancý kýldýlar. Bunu da psikolojik deðerlerle, nedretler kuramýyla; arzýn talepli olup olmamasýndan hareketle köprü geçiþ garantisine kadar tasarruf ve tedbirlerle talep oluþturmanýn türlü ali cengiz oyunlarýyla yaptýlar.

Köprü geçmeniz için yapýlmýyordu. Köprü yapýmýnda eðer rant varsa; köprü çevresinde emlak ve rant oluþuyorsa; gerekli mi? deðil mi? Gerekliyse ne, ne kadar gerekli? Ne, ne kadar gereksiz? Aciliyet ne? Gibi önceleyiþiler; ranttan, kazançtan, kârdan, teþebbüsçü iradesinden sonra geliyordu. Hak, hukuk, bilimsel fizibilite dinlemeden beþ yerine on beþ köprü yapýlýyordu. Fazla mal (kâr) göz çýkarmazdý. 50 kiþinin oturacaðý yerde beþ yüz kiþilik fazla mal hiç bir iþe yaramaz. Ama boþu boþuna heba olup gitse de devlette alýnan teþvik (fazla mal-kâr) iþe yarardý.

Böyle olunca bir anda tüm hür teþebbüscülük (!) köprü yapýmýna ve depremde toplanma alanlarýnýn rant yaðmasýna, kentsel dönüþüme; toki’ye; hes’lere; þehir hastanesi yapým imarýna açmakla; süreç bunlarýn sömürü taþeronluðuna kayýyordu. Köprü yapýlmasý; gereklilik bile olsa; kârsýzlýk yüzünde inþa talebi oluþturulamayanýn; “garanti talebi” oluþturuluyordu.

Devlet, devlet olma gibi deðil; devlet olma görüntüsü altýnda birilerinin rýzkýný El olukla ihale ediyordu. Yol nasýl olsa devlet olmanýn vasfýydý. 3 liralýk yol 13 liradan ihale ediliyordu. Kurt geyiði yýkýyor; kuþ da yiyordu. Günlük þu kadar hastayý garanti etmek. O kadar hasta yoksa hazinden o kadar hastanýn her yýl parasýný vermek piyasa ekonomisiydi! Günlük þu kadar taþýt geçiþi gibi taahhütler, dudak uçuklatan astronomik ücretler içinde gözbebeðimiz (!) olan hür teþebbüse garanti yapýlýyordu.

Çay derenindi, balýk derenindi. Kuþ derenindi. Balýðý tutan zýpkýn deredeki aðaçtan; kuþu vuran taþ dereden; üreten, vuran, tutan kiþiler derenin ama ortaya konan sonuç kâr; hür teþebbüsündü.

Kimse atalarýmýza “sen þuraya buðday ek”. “Tufan ve kötü hava þartlarý nedeniyle üretim (kâr-kazanç, rant-kira vs.) yapamazsan ben sana üreteceðin buðdayýn üç katýný vereceðim” diyen bir garanti ya da güvence diyen de yoktu. Yani ilk üretim hareketi güvence ile baþ baþa da deðildi. Zaten olamazdý da. Toplum kendi üretiyordu ve de toplum kendisine üretiyordu. Sürecin dýþýnda bir iradeyle teþvik, kâr gibi bir garanti verilmiyordu. Garantisi emek gücüydü ve de kendisiydi, toplumun gücüydü. Toplum sürecin dýþý deðil, sürecin içiyle oluþandý.

Teþebbüsçülük; temel üretim hareketinin inþacýsý da teþebbüslüsü de deðildi. Teþebbüscülük yapay yollardan üretim hareketi gerekliliði gibi oluþur. Üretim hareketi için gereksiz; safra olduðu halde de kâr, kazanç yapma gerekliliðiyle yýk-yap adý altýnda yýkýlan yere kâr, kazanç diye iþ makinesi ve mütahit sokma talepli psikoloji oluþan kârýn, rantýn, kazancýn, sömürü oluþturmanýn teþebbüscülüðüydü.

Hastane yapmak için teþebbüsçüye de gerek yoktu. Hastane teþebbüscünüz olduðu için yapýlmýyordu. Ya da hastane teþebbüscünüz olmadýðý için de yapýlmýyor deðildi. Bu süreç bu kadar vahþi ve acýmasýz oluyordu. Öyle olmasa sefalet ve sefiller neden vardý? 8 liraya alýnan fýndýk neden 70 liraya tüketilirdi?

Zorunlu üretim hareketine göre teþebbüsçü deðil; talep te deðil; hastane bir ihtiyaçtý. Üreten toplum gücü sektörler zaten o iþin otomatikman giriþimcisiydi. Hastaneyi toplum yapardý. Çünkü hiçbir üretim hareketi kolektif güç oluþun dýþýnda, teþebüscü kiþilerle de baþlatýlamamýþtý. Böyle bir þey yoktur da.

Bu nedenle kâr ve kazanç mantýklý tüketim ekonomisi kendisine meþru ve özne nesnel bir baþlangýcý olan referans noktasýný bulup; geri baðlaným da yapamaz. Bu nedenle üretim için üretim; yani kâr için kâr yapar. Kazanç için üretim yapar. Bu nedenle köleci ve tüketim ekonomisi (!) El mana anlayýþýný ve dinleri kendisine “ahlaki meþru baþlanýþ referans noktasý yaparak El mana anlayýþýný her þeyin baþýna koyarlar”.

Üretim hareketinin içinde ve baþlangýcýnda önce kâr, kazanç, rant ve teþebbüsçü yoktu. Teþebbüsçü hiçbir þeyin bulucusu da deðildi. Teþebbüsçülük; toplumsal güçle bulunaný, El marifetiyle ele geçirip bunu ranta (sömürüye), kazanca (sömürüye) kâra (sömürüye) çevirmenin Ali cengiz oyunuydu. Çünkü deðiþtirilebilir bir emek ortaya koymadan; kâr yapmayý; kazancý; komisyonu; kirayý; faizi vs.yi ortaya koymak; deðiþtirilebilir bir emek ya da temel bir üretim hareketi deðildir.

Kâr, kazanç hiç kuþkusuz ki yapay uydurma yollardan “temel üretim hareketi üzerine ilinekti olmak zorundadýr”. Pnömokokun týpký akciðerleriniz üzerinde olmasý gibidir. Pnömokok akciðerleriniz için bir gereklilik deðildir. Aksine akciðeriniz pnömokok için bir gerekliliktir. Toplum için de kâr, kazanç rant faiz gerekmiyor. Aksine kârýn, kazancýn, faizin, rantýn sömürünün olabilmesi için teþebbüscülere ve El’e bir toplum gerekiyordu.

Çünkü hiçbir temel üretim hareketi; ortam da olmayan kâr, kazanç, El üzerine oluþmamýþtýr. Kârýn, kazancýn kendi sömürü referanslarý da, temel üretim hareketi olan baþlangýç koþullarý içinde, yoktu.

Sömürü çarký içinde köprü üzerinde geçilir olmanýn; toplumsal gereklilik olmanýn ihtiyacýndan önce; kâr, kazanç talebi olukla oluþturuluyordu. Kötü mü? siz de üzerinde geçiyordunuz! Kâr yapmayý öne alýp; kâr hýrsýnýn davet usulü ihale olmasý, rantçýnýn kâr yapmasý için geçiþ garantili ihalenin oluþmasý; fazici kazancýn komisyonunun oluþturulmasý üzerinde köprüde geçme sürecini esas alýrsanýz süreç bam baþka iþler. Üzerinde geçeceðiniz bir þey için kâr yapýlmasýna, davete, garantiye gerek yoktur.

Hedef kamu yararý deðildir. Teþebbüsçüde de kamu yararý yoktur. Aksine kamu yararý üzerinde teþebbüscünün, rantçýnýn yararý vardýr. Ýnsanlar; teþebbüscüler, kar, kazancýný oluþsunlar diye üretim hareketini ortaya koymamýþlardý.

Üretim hareketi kolektiftir. Kolektif yarardýr. Yani üretim hareketinin kendisi de; karþýlýðý da; kolektif bir kullaným deðeri olan her bir kullanýmlarý üretmek ve üretileni kiþisi kullanýmla da tüketmektir. Bu temel üretim hareketi nedeniyle toplum sal inþacý süreçleri baþlatmýþtýnýz. Köprünün kendisi de; üretimi de; üretilmesi de; yani karþýlýðý da kolektif bir kullaným deðeridir.

Köprü yaparken ne altýnda ne üstünde ne içinde ne dýþýnda kar kazanç geçiþ garantisi yoktur. Köprü içinde, üzerinde geçilir olmanýn kullaným yararý ile zorunlu bir inþadýr. Zorunlu kâr diye bir eylem baþlangýcý yoktur. Zorunlu inþa hareketi; kâr, kazanç amacý güdülmeden zaten olmasý gereken kullaným deðeridir. Siz süreci böyle esas olarak ele olmakla üretiyorsanýz süreç baþka akar.

Teþebbüscünün kullandýðý, sömürdüðü güç kolektifindir. Ama teþebbüscünün karþýlýk koydum dediði güya kullaným deðeri üreten emeði olan kârý! kolektif deðildir. Üstelik bu teþebbüscünün emek deðerim dediði kârý; salt kendi kullaným deðeri olukla; yine kolektif kullaným deðildir. Kar, rant þu bu zorunlu deðildir. Kâr, rant üretim hareketi de deðildir. El marifetiyle (düþünce ve eylem olukla çarpýk yansýtmalarýn bir güç kullanýþýyla) üretim içine sokulan enfeksiyonlardýr.

Üretim hareketi gibi zorunlu bir çevrimin içinde, karþýlýklý kullaným deðeri üreten emeðin bir yaný; zorunlu üretim hareketi olmadýðý halde kâr yapýp semiriyorsa; diðer yaný zorunlu üretip te kâr (!) yapamayýp ta; kâr yaptýrmaya kaynak oluyorsa; burada üretim hareketi dýþýnda bambaþka þeyler dönüyordur.

Üretim için üretim (kâr için kâr). Kâr yapmak için üretim. Kâr yapmak için arz (üretimi kýsarak karaborsa kârýný oluþturmak) ve kâr yapmak için kar için talebi oluþan köprüde kimse geçmeyeceði için geçmeyen kimsenin parasý, köprüye geçiþ garantisi olukla verilir. Bu tarz üretim hareketiyle yapýlan kârýn, kazancýn içinde; kârýn kazancýn olduðu yerde; insan yoktu. Ýnsanýn sömürülmesi vardý.

Tüketim ekonomisi; israf ekonomisi; var yok üzerinde ajitasyonlarýyla kýþkýrtmanýn ekonomisidir. Toplum sal üretimli; zorunlu ekonomi olmaz. Baþlý baþýna teþebbüsçü, rantçý, faizci vs. kiþiler eðilimlerinin ekonomisi olur. Sömüren kâr ve kazanç ekonomisidir. Tüketilenden fazla kundura üreten rantiyecimizin, tüketilemeyen fazla kundurasý satýlamamakla kundurasý kolayca takasa giremeyecekti.

Buna da takas zorluðu denecekti! Oysa zorunlu üretim hareketinin baþlangýç koþulu içinde yað üretenin kundura ararken; kunduracý da bal aradýðý için kolay takas yapamadýðý gibi bir takas zorluðu ortaya koyduðu mantýðý; tümden yalan ve sürece sonradan sokulan tüccar mantýðýdýr.

Zorunlu üretim mantýðý ortaya konduðunda ortada tüccar da yoktu. Tüccar mantýðý olan süreçte yað satan kazak arýyor. Kazak satan da bal arýyor. Bal satan da kundura arýyorsa takasçýkmaza girer. Bu doðru. Ama bu mantýk köleci sistem içinde alým satým lý mantýða göre doðru. Ýttifaklar oluþurken grup hareketinin takas edememesi diye bir süreç hiç yoktur. Gruplar malýný alýp pazara çýkmamýþtý. Böyle bir baþlangýç yok. Temas etmeyen yapýlar yalnýzlýðý içinde olamazdý da.

Siz köleci sistem hareketlerini olduðu gibi baþlangýca koyarsanýz, süreç anlaþýlmaz. Ýçinde çýkýlmaz olur. Ýlkin üretim hareketi kolektiftir. Kiþisel deðil. Kiþi üretim olmayýnca kiþisi sahiplikte hiç bilinmez. Gruplar arasý giriþme kiþiler arasý giriþme deðildir. Grup ta ürününü eline alýp dýyar dyar kendisiyle yað deðiþecek gruplarý aramamýþtýr. Üretim hareketi tüccar mantýðý olan alým satým ya da tüccar mantýðý olan takasla baþlamamýþtý.

Yani yað üreten grubun karþýsýnda yaða ihtiyacý olmakla zaten kundura üreten, kazak üreten bir grup vardý. Uzun tapýnak buluþmalý kurban hediye sunumlarýndan sonra süreç karþýlýklý hediyelerle yapýlan tekrarlar neden sonra takas olma anlamasýna geldi. Yani gruplar karþýlaþtýklarý gruplarýn üretim nesnelerini tanýmakla ihtiyacýný ortaya koydu.

Deðilse bir grup yaðý, yoðurdu, kazaðý biliyor olup ta onu aramaya çýkmamýþtý. Baþlangýçta böyle bir süreç ve böyle bir mantýk yok. Yað üretenin kundurayla kazak deðiþiminin zorluðunu göze almak diye bir süreç hiç yoktur. Bu süreç köleci sistemle birlikte; kâr için yapýlan üretimle ortaya konan süreçti.

Takas zorluðunu ortaya koyan süreç; kâr yapmak için, kazanç ticareti yapmak için ortaya konmadý. Ve kazanç için üretilenlerden ihtiyaç fazlasý ürünü satamamaktan; kaynaklý kolay takaslar yapamama zorluðundan doðan sorunsaldý. Para bu sorunsalýn deðiþtirme aracý olukla ortaya konmuþtu. Paranýn deðiþtirme deðeri olmasý paranýn kâr aracý olukla konmasýný da yansýmýþtý.

Para kâr kasýtlýydý. Fazla ürünleri kokmadan, çürümeden; üstelik yer darlýðý ortaya koymadan depo edilme olanaðýydý. Para, birikme olanaðý nedeniyle kazançtý. Paranýn kâr yapmayý akýl almaz boyutlara götürmesi ile para tam bir sömürü nesnesi oldu. Paranýn bu depolama, birikme, kolay taþýnma, çürümeme gibi olan yüzü; paranýn “deðiþtirme deðerini” ortaya koyan yüzünü deðil gölgede býrakmak; bu tür kazanç, birikme gibi illüzyonlar, paranýn deðiþtirme deðerinin üzerini örtmekle; paranýn sömürü aracý olmasýný da görünmez etmiþti.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn felsefe kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
Ýrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluþun Felsefesi (Açký 2)
Sosyal Ýliþki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Müruru Zaman 14
Sahiplik Ýmaný 1
Hatýrlama 1
Mal mý, Ýnsan mý?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bað Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aslýna Yüz [Þiir]
Vah ki Vah [Þiir]
Ýsis Dersem Çýk Ereþkigal Dersem... [Þiir]
Görmez Þey [Þiir]
Tekil Tikel Tükel [Þiir]
ve Leddâllîn, Amin [Þiir]
Mavi Yare [Þiir]
Mevsimsel [Þiir]
Yýkýlýþa Direniþ Direniþe Yýkýlýþ [Þiir]
Meþrep 3 [Þiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayý yaþantýlaþan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payý giderek azalmaktadýr. Sosyo toplum bazlý, genel bir açýlýmla baþlayan çalýþmalarým da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazýlarýn tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doða bilim verileri güdülü çalýþma olmasýna gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok baðýntýsýyla söylüyorsanýz, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.