..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan kendini bilmeli. Gerçeği keşfetmeye yaramasa da, yaşamayı öğretiyor. Ve bundan daha güzel birşey yok. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gerilim > Murat Çağlar Kavaklı




31 Mart 2018
Bir Gece Yarısı Rüyası...  
Murat Çağlar Kavaklı
Duvar kenarına adeta yaslanarak yavaş yavaş yürüyordu. Birkaç kez bazı sesler duyar gibi olmuştu, seslerden ürktüğü için hafifçe hızlanmaya karar verdi. Onu takip eden birileri olduğunu düşünüyordu, arkasına dönüp bakmaya cesaret edemedi, hızlı adımlarla yürümeyi sürdürdü. Arkasındaki şeyin nefes alış verişlerini duyuyordu. Sonra kendi nefesini tutmasıyla gelen sesin kaybolduğunu fark etti. Kendi soluğundan korkmuştu.


:ACJB:
Çok derin bir uykuya dalmıştı. Rüyasında yağmurlu bir gecede, bir sokak ortasında duruyordu. Gökyüzüne baktığında yeşil bulutları yararak süzülen ayın ışıklarını görebiliyordu. Derin derin soludu. Sakince yürümeye başladı. Çok uzaklardan köpek sesleri geliyordu. Üzerinden bir gölge geçtiğini hissetti/sandı. Adımlarını hızlandırdı, kapalı bir yer bulursa girmeyi düşündü. O niyetle kaldırım kenarına yanaştı, kenarda apartmanlar vardı. Apartmanlardan birine yaklaştı, kapıyı zorlamayı düşündü. Ama kapısı yoktu. Bütün sıra boyunca tek tek baktı ama hiçbir apartmanın giriş kapısı yoktu. El yordamıyla yokluyordu ama nafile. En son yokladığı apartmandan bir adım uzaklaştığında oranın aslında yüksek bir duvar olduğunu fark etti. Geldiği yolu geri dönmeyi düşündü. Sonra önüne doğru baktı, uzaklardan geçen arabaların farlarını görüyordu. O yöne gitmeyi düşündü. Duvar kenarına adeta yaslanarak yavaş yavaş yürüyordu. Birkaç kez bazı sesler duyar gibi olmuştu, seslerden ürktüğü için hafifçe hızlanmaya karar verdi. Onu takip eden birileri olduğunu düşünüyordu, arkasına dönüp bakmaya cesaret edemedi, hızlı adımlarla yürümeyi sürdürdü. Arkasındaki şeyin nefes alış verişlerini duyuyordu. Sonra kendi nefesini tutmasıyla gelen sesin kaybolduğunu fark etti. Kendi soluğundan korkmuştu. Bu durum onu çok rahatlatmış sayılmazdı. Bir an evvel aydınlık ve kalabalık bir yere varmayı ya da sığınabileceği kapalı bir yer bulmak istiyordu. Duvar kenarında yürümeyi sürdürdü. Biraz sonra, ileride bir beyazlık fark etti. Yavaşça yürümeyi sürdürdü. Ne olduğu anlamaya çalışıyordu, beyaz bir poşet, çanta vs olabileceğini düşündü ama yaklaştıkça tüylerini fark etti. Beyaz bir köpek kaldırıma kıvrılmış yatıyordu. Kalp atışları hızlandı, yavaş hareketlerle yola doğru yürüdü. Köpeğin yanından geçerken dikkatle onu kontrol ediyordu. Yanından geçip kafasını yola çevirdiğinde duyduğu hırlamayla irkildi. Köpek uyanmıştı. Arkasına dönüp baktığında, köpek ona doğru dönmüş ve hırlıyordu. Karanlıkta parlayan beyaz dişlerini seçebiliyordu. Önüne dönüp koşmayı düşündüğünde ileride iki köpeğin daha olduğunu fark etti. Durdu, derin derin soludu. Her yanını ter basmıştı, kalp atışları öyle hızlandı ki bir ne yapacağını kestiremedi. Olduğu yerde kalakaldı. İleride gördüğü araba farlarına yaklaşmıştı ama o tarafa gidemiyordu. Geldiği yöne doğru hızlıca koşarsa beyaz köpeğin onu yakalamasından korkuyordu. Diğer iki köpek onu fark etmediği için o yöne yavaşça yürümeye karar verdi. Oraya varmadan köpeklerin uzaklaşmalarını umuyordu ki beyaz köpek havladı. Ardından diğer iki köpek dikkatlerini sesin geldiği yöne verdiler. Adam bir beyaz köpeğe bir yukarıdaki iki köpeğe baktı, hızlıca geldiği yöne doğru koşmaya başladı, beyaz köpeğin yanından hızla geçerken onun da onu kovalamaya başladığını hemen fark etti. Havlama sesleri çoğaldığına göre diğer iki köpek de ardı sıra geliyordu. Uzun süre yokuş aşağı koştuktan sonra köpeklerin peşini bıraktığını fark etti. Yeniden bir duvar dibine sığınarak yürümeyi düşündüğü anda, sağında sokak lambalarının etrafı aydınlattığı bir sokak gördü. Hemen oraya girdi, içi biraz ferahlamıştı. Biraz daha yürüdüğünde karşıdan gelenler olduğunu fark etti. Gülerek geliyorlardı. Üç adamdı gelen. Yanında geçip gittiler, arkasına dönüp baktığında köpeklerden kaçtığı yokuşa doğru yürüdüklerini fark etti. Adamları iyice uzaklaşana kadar izledi. Beyaz köpeğin yanından geçerlerken gülmeye devam ediyorlardı. Beyaz köpek onlarla hiç ilgilenmemişti. Yolda yürümeyi sürdürdü yanından geçen birkaç kişi daha oldu. Artık kendini daha güvende hissediyordu. Biraz daha yürüdüğünde işlek bir caddede buldu kendini, çok rahatlamıştı. Her tarafta insanlar vardı. Az evvel yaşadığı korkuyu abarttığını düşündü. Karşıdan kalabalık genç bir grup geliyordu. Aralarında, sevgilisinin koluna girmiş zor yürüyen sarhoş bir kızı görmüştü. Yanından geçerken adamın yüzüne dikkatlice bakmıştı. Adam ilerledikçe kalabalık artıyordu sanki. Yol giderek genişliyordu. Etrafındaki insanlara bakarak yürürken karşıdan sallanarak gelen bir sarhoş adamı fark etti. Üzerine doğru yalpalayarak geliyor gibiydi. Kenara çekilip sarhoş adamın geçip gitmesini bekledi. Sarhoş adam gelip tam önünde durdu. Kolunu tutup bir şeyler söylemeye çalıştı, adam silkindi sarhoştan kurtulup yürümek istiyordu. Sarhoş adam bir türlü onu bırakmıyordu. Adam onu itiyor, ondan kurtulmaya çalışıyordu. Sarhoş adamın yüzü öyle çirkindi ki… ağzından salyalar akıyordu ve bir yandan konuşmaya çalışıyordu. Adamın ruhu daralmıştı, bir türlü kurtulamıyordu. İleri adım attıkça, sarhoş adam daha kuvvetlice onu durdurmaya çalışıyordu. Şimdi yerde ayaklarını tutuyordu. Yolda yürürken ayağına takılan ve bir türlü çıkmayan bir poşet gibiydi adeta. Sarhoş adam yerden kalkıp, o çirkin sallayalı ağzıyla adamı öpmeye çalıştı. Adam bütün gücüyle sarhoşun yüzünü yumruklamaya başladı. Hiç durmadan ardı ardına vuruyordu. Yüzü kanlar içinde kalmıştı sarhoş adamın. Adam hıncını alamıyordu, uyanmıştı ama hala yastığı yumrukluyordu…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Malofisspor'un Umut Vadeden Yeteneği
Servet Yap Bir Omlet


Murat Çağlar Kavaklı kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Murat Çağlar Kavaklı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.