..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




3 Aralık 2018
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 17  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Küfür etmek, haksızlık yapmak, insanlara eziyet etmek, sözünde durmamak, içki içmek, zina yapmak, yetim hakkı yemek, haram yemek, anaya babaya asi olmak, onları dövmek, emanete hıyanet etmek, ölçü ve tartıda hile yapmak, mirasçılardan mal kaçırmak, cimrilik..


:ABJF:
     Günahkârlar sokağındayım. Buraya nasıl geldim? Birileri getirip “Senin yerin burası!” deyip atmış olmasın? Tamam, ben günahkâr olduğumu biliyorum da bunu yüzüme vurmanın, hatırlatmanın ne gereği var? Hem günahkâr olmak kötü bir şey değil ki. Cezası mı var? Aslında yok da, varsa bile çekerim.
     Sokak, atılmış günahlarla dolu. Gelen geçen atıp gitmiş; böylece güya günahlarından kurtulmuşlar; en azından hafiflemişler! Ya da onlar öyle sanıyorlar. Belki de sanmıyorlar da gerçekten atma, onlardan kurtulmayı sağlıyor! Elimde bir çuval var, nereden ve neden aldıysam! Yerlerdeki günahları toplayıp çuvalın içine doldurmaya başladım. Çeşit çeşit günahlar: İlki yalan söylemek, sonraki insan öldürmek ve devam ediyor: Dedikodu yapmak, çalmak, tecavüz, iftira atmak, kibirlenmek, livata, rüşvet almak, iyiliği başa kakmak, riyakarlık, kumar oynamak, nankörlük. Hele şükür bitti, dedim; bitmemiş. Az ileride başkaları da var: Küfür etmek, haksızlık yapmak, insanlara eziyet etmek, sözünde durmamak, içki içmek, zina yapmak, yetim hakkı yemek, haram yemek, anaya babaya asi olmak, onları dövmek, emanete hıyanet etmek, ölçü ve tartıda hile yapmak, mirasçılardan mal kaçırmak, cimrilik... Ne kadar da çok günah varmış!
     Çuval dolmak üzere, elde taşımak zorlaştığından sırtıma aldım. Zorlanıyorum. Günah görünce çuvalı sırtımdan indirip ağzını açıp günahı içine koyup tekrar çuvalı sırtıma almam gerekiyor. Belim iki büklüm yürüyorum. Birkaç tane daha alıp toplamayı bırakıyorum. Aslında daha çok var. Bir de bu günahların büyüğü ve küçüğü varmış. Hangisi büyük hangisi küçük bilmiyorum. Bilsem, büyükleri alıp küçükleri bırakırdım. Hem büyük ve küçük diye sınıflandırmanın ölçüsü ne ola ki?
     Toplamayı bırakıp yoluma devam ederken yanından geçtiğim günahların hepsi ardıma takılmazlar mı? Ben önde günahlar arkada gidiyoruz; tıpkı fareli köyün kavalcısı gibi.
     Şehrin merkezine gelince durdum. Geniş bir meydan, etrafında sıralanmış lokantalar, mağazalar, bürolar ve bir köşeye sıkışmış küçük bir parkta oyun oynayan üç küçük çocuk. Büyükler mi? Tabii onlardan da çok var. Yürüyen, koşan, mağaza vitrinlerini seyreden, münakaşa eden hatta yumruklaşan büyükler...
     Sırtımdaki çuvalı yere indirdim. Ardımdaki bütün günahlar etrafımı sardı. Ortalık insan dolu ve herkes bana bakıyor. Kavga edenler bile benim yüzümden kavgalarını bıraktılar. Merak eden de var içlerinde acıyan da. Öyle ya belki “bu adam ne kadar çok günah işlemiş böyle” diye de düşünüyorlardır. Onlara bir sürpriz yapmaya karar veriyorum: Çuvalı ters çevirip boşaltıyorum. Günah, günah, günah... Her tarafta günah. İnsan topluluğu önce şaşırıyor, sonra paniğe kapılıp kaçmaya başlıyor ve tabii ne kadar günah varsa bunların hepsi de onların peşinden koşuyor. Kaçarken düşenler, düşenleri çiğneyenler, bir tarafları yanmış ya da kesilmiş gibi çığlık atanlar... “Günahtan kaçıyorsunuz, günahtan korkuyorsunuz ama günah işlemekten de kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Günahları attınız ve kaçtınız; kurtuldunuz mu? Bence kaçmayı bırakın, alın karşınıza günahlarınızı ve konuşun; mutlaka bir uzlaşı yolu bulacaksınız.” Diye bağırsam da beni duyan kim?
     Parktaki çocuklar günahların kovaladığı büyükleri görünce oyunlarını bırakıp onları seyretmeye ve kahkahalarla gülmeye başladılar. Gülmekten katılıyorlar. Bu uzun sürmedi, biraz sonra gülmeyi bırakıp tekrar oyunlarına döndüler. Çünkü günah onlar için hiç bir anlam ifade etmiyordu, onlara öylesine yabancıydı ki...

● ● ●
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 1. bölüm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeğin Adı Badi - 80 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuş - 48 (Son Bölüm)

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ücretsiz Kitap Dağıtabileceğim İstanbul’da Bir Mekan Arıyorum
Bir Edebiyatçı Gözüyle Mağaranın Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Mağaranın Kamburu – Yorum: 6
Mağaranın Kamburu
Bir Romanın Anatomisi: Mağaranın Kamburu
Bir Anı Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasıl Yazardı?
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 2
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 3

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.