Matematiðe, yalnýzca yaratýcý bir sanat olduðu sürece ilgi duyarým. -Godfrey Hardy |
|
||||||||||
|
Ýlerliyorum, sokaðýn sonuna geldim. Burasý büyük bir meydana çýkýyor. Sokaðýn aksine meydan insan dolu. Þimdi anlaþýlýyor sokaðýn ve evlerin neden ýssýz olduðu; herkes buraya yýðýlmýþ. Þiddetli bir uðultu, kulaklarý rahatsýz ediyor. Bu uðultu iþte þu meydandaki insanlar tarafýndan çýkarýlýyor. Kalabalýðýn içine dalýp ne olduðuna bakacaðým. Görüyorum ne olduðunu: Meydanýn ortasýna bir giyotin kurulmuþ, yanýnda izbandut gibi bir cellat gülümseyerek meydanda toplanan insanlara bakýyor, ellerini bazen önünde birleþtiriyor bazen arkasýnda, bazen de yana salýyor. Kýsacasý ellerini ne yapacaðýna bir türlü karar veremiyor. Tuhaf. Tuhaf olan þu: Giyotin bizim ülkemizde kullanýlan bir infaz aracý deðil; Avrupa'ya özgü. Öyleyse bu meydanda iþi ne? Gösteri amaçlý konmuþ olabilir mi? Hiç de deðil. Ýþte resmi üniformalý birkaç kiþi eþliðinde elleri kelepçeli bir adam getiriliyor. Demek ki bu idam mahkumu için giyotin kurulmuþ ve halk da seyretmeye gelmiþ. Yalnýz idam mahkumunda bir gariplik var, galiba adamýn kafasý omuzlarýnýn üzerinde deðil de kelepçeli ellerinin arasýnda. Hayal mi gördüðüm? Deðil. Daha dikkatli bakýyorum, evet kafasýný ellerinin arasýna almýþ. Mahkûm merdivenleri kendinden emin adýmlarla çýkýyor, giyotinin önünde duruyor ve usta bir basketçi gibi elindeki kafayý sepetin içine atýyor. Ve giyotinin keskin býçaðý da gürültü çýkararak aþaðýya iniyor, ama kestiði bir þey yok ki... Kafa sepetin dibini bulur bulmaz kalabalýktan sevinç çýðlýklarý ve alkýþ yükseliyor. Kafasýz adam da olduðu yere yýðýlýp kalýyor. Kafasýnýn kesilmesinden korkanlar için iyi bir yöntem! Hoþ bir yer deðil burasý. Hýzlý adýmlarla hemen gitmeliydim. Kalabalýðý arkamda býraktým kýsa süre sonra. Kaldýrýmda yürüyorum. Oturmak için banklar da konmuþ buraya. Az da olsa oturan, dinlenen, gazete okuyan ya da etrafý seyredenler var. Bir kadýn seslendi: -Eyy, yakýþýklý baksana! Bana deðildir diye aldýrýþ etmedim. “Yakýþýklý” benzetmesi bu yaþýmda bana hiç uymuyordu çünkü.. -Sana söylüyorum yakýþýklý sana! -Bana mý?? Diye sordum. -Evet sana, sana. Senden baþka kimse var mý benim karþýmda? -Yok. -Öyleyse salak salak ne sorup duruyorsun “Bana mý?” diye? Bu bir orospu ve sinirlerimi bozdu, buna raðmen sabýrlý davranýp sataþmamaya çalýþýyorum. Nasýl bir çirkef, þýfrýntý olduðu kullandýðý kelimelerden anlaþýlýyor. -Gel, seninle güzel birkaç saat geçirelim. Hem sana indirim de yaparým. -Benim o iþler için verecek param da yok harcayacak enerjim de. -Sen enerji iþini dert etme, bana býrak. Ben ölüyü bile diriltirim. -Böyle bir yeteneðin varsa benimle uðraþacaðýna mezarlýða git. Orada çok sayýda zengin ölü bulup diriltirsin. Son sözlerim oruspuyu çileden çýkardý. Oturduðu banktan kalkýp üzerime doðru yürüdü. Aðza alýnmayacak küfürler savuruyordu. Küfürler ne ise de son söylediði hakaret çok gücüme gitti: -Ben yanlýþ kapý çalmýþým. Meðerse bu bir ibneymiþ. Ýbnelere benim bile yapabileceðim bir þey yok. -Hadi oradan pis fahiþe! Dedim ama bu hakareti de yutmuþ oldum. Koþarak oradan kaçtým. Tabii buna koþma denirse! Genç bir insanýn normal yürüyüþü benim koþmam sayýlýr. Nefes nefese kaldým. Neyse ki orospu peþimden gelmedi. Az sonra büyük ve kalabalýk bir caddedeyim. Alýþveriþ maðazalarý ve yemek yeme yerlerinin yanýsýra kafeler de var. Bir lokantanýn dýþarýya çýkardýðý masada oturan bir genç adam höpürterek çorbasýný içiyor. Bu ses nedense kulaðýma çok hoþ geldi. Acýktýðýmdan mý? Narin yapýlý bu adam, sanki bir sanat eseriymiþ gibi tasýn içindeki çorbasýna hayranlýkla bakýyor. Bitecek diye üzülüyordur da belki. Zevken mest olmuþ, haz duyduðu besbelli... Erkekli kadýnlý bir grup var önümde. Tren vagonlarý gibi birbirinin peþinden gidiyorlar, ara mesafeyi koruyarak. Yandaki kafeden tavlaya vuran zar ve pul sesleri geliyor: Týkýr týkýr, tak taak... Karþý kaldýrýmda sýrtlarýnda takýmlarýnýn formalarý, ellerinde flamalar ve pankartlarla baþlarý öne eðilmiþ birkaç genç ve onlarýn arkasýnda baþka bir takýma ait formalarý olan gene flama ve pankart taþýyan baþka bir grup daha var ve bunlar ötekilerden daha kalabalýk. Baþlarýndaki kiþi -takýmýn amigosu olabilir- bazý sloganlar atýyor, kalabalýk da aynýsýný tekrarlýyor. Öndekiler bunlara herhangi bir tepki vermiyordu önceleri, ama “Nasýl koyduk, nasýl oyduk...” gibi küfür içeren tahrik edici sözler de söylenmeye baþlayýnca geri dönüp en öndekilere saldýrdýlar. Ortalýk bir anda karýþtý. Kavga kaldýrýmdan caddeye taþtý, otomobiller durmak zorunda kaldý, olayla ilgisi olmayanlar saða sola kaçýþtý. Tekmeler, yumruklar, kafalar... Tabii küfürler, küfürler... Kavga dakikalarca devam etti, derken olaya polis müdahale etti. Üç polis kavga edenlerin arasýna daldýysa da etkili olamadý. Polisler geri çekildi ve az sonra da kavga edenlerin üzerine biber gazý atýlmaya baþlandý. Biber gazý yalnýz kavgacýlarý deðil etrafta bulunan herkesi etkiledi. Boðazým yanmaya, gözlerim acýmaya baþladý. Tesadüfen orada bulunan genç ve yaþlý birçok insan aðýzlarýný, gözlerini tutarak kaçmaya çalýþýrken bir yandan da öksürüyorlardý. Trafik durduðu için ve gazdan da rahatsýz olduklarýndan araç sürücüleri kornalarýna bastýlar. Yaþlý bir kadýn yere düþtü, göðsü bir kalkýyor bir iniyor; küçük bir kýz çocuðunu elinden tutup çeken anne, bir an önce olay mahallinden uzaklaþmak amacýnda. Kýz çocuðunun adýmlarý annesininkine yetiþemediðinden az sonra ayaklarý yerden kesildi, sürünmeye baþladý. Sarý kývrým kývrým omuzlarýna dökülen saçlarý yerdeki toza ve çöplere bulanmýþtý. Anne durumun farkýnda deðildi, metrelerce çocuðu sürükledi. Fark ettiðinde de hemen kucaðýna alýp bir maðazanýn içine daldý. Ben de bir yerlere sýðýnmalýydým. Ýþte þurada bir pizzacý var, kapýsý da açýk. Ýçeri girdim ve hemen kapýyý kapattým. Çalýþanlar ve müþteriler henüz bir þeyin farkýnda deðil gibiydiler. -Dýþarýda kavga var, polis biber gazý sýkýyor, dedim ve iki garsonla bir müþteri kapýnýn yanýna gelip dýþarý baktýlar, sonra da geri çekildiler, hatta garsonlar açýk olan camlarý da kapattýlar. Daha sonra da pizzacýya sýðýnan birkaç kiþi oldu. Bunlardan biri girer girmez : -Sporsevermiþ, taraftarmýþ! Hadi caným sen de! Aþaðýlýk, insan sürüsü bunlar, güruh güruh... Diye söylenmeye baþladý. Oturup bekliyorum. Üzerime garip bir uyuþukluk çöktü. Buradan ayrýlmak istemiyorum, ama böyle boþ boþ da adamý oturtmazlar. Ýyisi mi bir pizza söyleyeyim, zaten acýktým. Pizzam çabucak geliyor, fazla müþteri olmamasýnýn avantajý. Yedim, pizza bitti. Biraz daha oyalanmalý. Bir de kola ýsmarladým, yavaþ yavaþ içiyorum. Otomobiller hareket edinceye kadar bekledim. Dýþarý çýktýðýmda kavgacýlardan ve polisten eser yoktu. Gaz kokusu hâlâ vardý. Rasgele bir dolmuþa bindim, nereye gittiðini bilmiyorum. Beni buradan uzaklaþtýrsýn da... ● ● ● (Devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |