Þiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Yurdumuza Tanzimat hareketiyle giren birçok yeniliklerden birisi de „eleþtiri“dir. Eleþtirinin o günden bu yana önem kazanmasýnda birçok yazarýmýzýn emeði bulunmakta; özellikle son yýllarda gazete ve dergilerin artmasýna paralel olarak da bir geliþme göstermektedir. Ancak gazete ve dergi bolluðunda öteki yazýn türleri içinde o, çoðu polemiklere kurban edilmiþtir. Çünkü eleþtirinin özünde var olan yanlýlýk, kimi gerçek eleþtirilerin gözden yitirilmesine neden olmuþtur. Eleþtiri Nedir? Bu soruya birçok yazar farklý görüþ açýlarýndan yanýt aramýþtýr. Bunlardan bazýlarýný alt alta sýralarsak genel bir görüþ elde etme olanaðýmýz olabilir. * “Bir edebiyat veya sanat eserini her yönüyle inceleyip açýklamak, anlaþýlmasýný saðlamak ve deðerlendirmek amacýyla yazýlan yazý türü, tenkit, kritik.“(1) * “Bir sanat eserinin (roman, hikaye, þiir, resim ..vb. gibi) yapýsý, özü, baþarýlý ve baþarýsýz yönleri üzerinde yapýlmýþ inceleme yazýlarýna eleþtirme denir.“ (2) * “ Günümüzde ve geçmiþte eleþtiri tanýmlarý arasýnda farklýlýklar olmuþtur. Tanýmlar kargaþasý içinde, -Gerçek eleþtiri nedir ve nasýl olmalýdýr?-sorularýna yanýt arama sürecektir. Çünkü, eleþtiri bir bilim deðildir. Böyle olunca da duygusallýk ve çýkar çatýþmalarý her zaman eleþtiriyi boþlukta býrakmaya tutsak edecektir. Bilim, anlamlarý inceler; eleþtiri ise anlam üretir ve bilimle okuma arasýnda yer alýr.“(3) * “Eleþtiri bir önemsenmenin kanýtýdýr.“(4) * “Herhangi bir sanat ve fikir veriminin özünü, yapýsýný, deðerli-deðersiz yönlerini irdeleyen ya da bazý kimselerin toplum karþýsýndaki tutum ve eðilimlerini eleþtiren; bunlarýn, toplumun geliþim düzeyine uyup uymadýklarýný belgeler ve örneklerle belirten gazete ve dergi yazýlarýna eleþtiri denir.“(5) * “Edebiyat ve sanat eserlerini açýklama ve yargýlama sanatý.“(6) Eleþtirinin Varlýðý Ve Önemi Eleþtiri, yazýnýn bulunuþunun ardýndan insanda var olan eleþtiri duygusunun söz düzeyinden yazý düzeyine yükselmesiyle bugünkü konumuna gelmiþtir. Özellikle yazýlý kültürün batý toplumlarýndaki geliþmesine paralel, eleþtiri de geliþmiþtir. 18. ve 19. yy.daki edebiyat akýmlarý içinde eleþtiri, ayrý bir önem ve deðer kazanmýþ ancak, edebiyatta bir tür olarak belirlenmesi ise, 19.yy.ýn ortalarýnda kendini eleþtirmen olarak ortaya koyan ve eleþtirinin kurallarýný bulan Sainte-Beuve sayesinde olmuþtur. Eleþtiri, okuyucunun bir kitaba ulaþmasýnda önemli bir köprü olma iþlevinin yanýsýra, nesnel ve bilimsel bulgularýyla da yazarýna yeni boyut ve ufuklar saðlayabilir. Olumsuz koþullara karþýn eleþtiri, varlýðýný bugün de doðasý gereði sürdürmektedir. Ayrýca yurdumuzda iyi eleþtirmen yetiþmiyor gibi savlarýn bir ölçüde geçerliliði olsa da, bunda, bu iþe gönül veren insanlarýn bir kalemde, kolayca harcanmaya çalýþýlmasýnýn da rol oynadýðýný görmek gerekir. Esasen, adýný salt eleþtiri yazýlarýyla duyurmuþ ve kabul ettirmiþ isimlerin azlýðý; eleþtirinin, bir gül bahçesinde, gül derlemek kadar zor olduðunu kolayca anlatýr. Bir çok eleþtirmen karþý eleþtiri bombardýrmanýyla küstürülmüþ, yüreði dayanamayanlarýn bu iþten uzaklaþmalarýna neden olunmuþtur. Edebiyat dergilerinde eleþtiri yoðunluðu þiirde toplanmaktadýr. Bunun baþlýca nedeni, þiirin içeriðinin her türlü yoruma açýk bir yapýda olmasýndan kaynaklanmaktadýr. Þiirde biçim, içerik ve beðeni arayýþlarýnýn zamanla manifestolarla ortaya konuluþu, bu alanda çaba gösteren þairler arasýnda, dozu bazen aþýrýya kaçan, uygar ölçüleri aþan hatta kimi zaman kiþilik haklarýný aðýr bir þekilde zedeleyen eleþtirilere de rastlanmaktadýr. Bu olaya kýsaca, belli dergiler çevresinde toplanmýþ benzer anlayýþlarý savunan yazar-çizer gruplarýnýn kavgasý da denebilir. Her ne olursa olsun, bu edebi kavgalarýn varlýðý iyiye iþarettir. Çünkü, edebiyat, ancak onlarla, güncelliðini ve dinamizmini sürdürmektedir. Eleþtir(eme)mek „Ne kitap ne yazý ne düþünce / Yalana pey sürülen bir ülkede bitmez gece / Anladýk sonunda cümlesi boþ“(7) diyor, Cahit Tanyol bir þiirinde. Yetmiþ yýlý aþan yoðun bir yazýn yaþamýnýn acaba kýsaca bir özeti olarak algýnabilir mi, bu dizeler? Türkiye gibi gerek sosyal, gerekse siyasal kimlik arayýþýnýn hâlâ egemen olduðu bir ülkede, bir konuda baþarýlý olmaya çalýþmak kadar zor olan bir baþka þey daha tanýmýyorum. Herþeyden önce en yakýnýnýzdakiler sizin en büyük muhalifiniz olarak karþýnýza dikilirler. Varlýðýnýzýn anlaþýlmasý için yapýtlarýnýza bakýlacaðý yerde, özel yaþamýnýza girilir; böylece yýpratýlmak istenirsiniz. Eleþtirinin tüm dünyaca kabul görmüþ genel deðerleri dýþýna çýkýlarak, adýna eleþtiri denilen yazýlar kaleme alýnýr. Bu, olumsuz ve polemikçi tutum, bize eleþtirinin gerçek yüzünü göstermez. Eleþtirmen, kendi beðenilerini ortaya koyarken, duygusallýktan uzak eleþtirinin genel kurallarýyla hareket ettiði sürece, toplumsal iþlevini doðru olarak yerine getirebilir. Dikkatli okurun, ciddi eleþtirileri de ilk bakýþta kavradýklarý bilinen bir gerçektir. Esasen, yurdumuzda iyi bir okur kitlesinin oluþmasýnda eleþtiri yazýlarýnýn önemli iþlevi olduðuna inananlardaným. „Ataç’a göre; eleþtirmen bir sanatçýdýr. Bir þairi, bir romancýyý ne için okuyorsak, onu da öyle okuruz. Eleþtiri yazýsý bir þey öðrenelim; hangi kitap deðerliymiþ, hangisi deðilmiþ, bize onu bildirsin diye okunmaz; herhangi bir sanat yazýsý gibi, zevk almak için okunur.“(8) Ataç ustanýn saptamalarý, eleþtirinin bir edebi tür olduðu gerçeðini yalýn bir þekilde ortaya koyar. Günümüzün polemik kokulu dedikodu yazarlarýnýn bu gerçekleri bilmediðini sanmýyoruz. Güncel kalabilme uðruna yapýlan uðraþlar, eleþtiriye ancak zarar veriyor. Veysel Çolak’ýn Mehmet H.Doðan’a yönelttiði; “Eleþtiri yazýlarýnýn da bir estetiði var mýdýr?“(9) sorusu, özünde polemiklere yol açan, kimi kýrýcý boyutlara varan tartýþmalarýn ardýndan gelmesi, þaþýrtýcý deðildir. Bir eleþtiri yazýsý oluþurken Ramis Dara esini önkoþul olarak görüyor ve ekliyor; “Geriye kalanlarsa: hazýrlanmak, yoðunlaþmak, iþi ciddiye almak, dikkat, özen, çok sýký çalýþmak ve çalýþmayý mutlaka bir biçem’le, seçkin bir anlatýmla ortaya koymak; sonuçta ele alýnan ürüne yakýþmak, o ürün sözcüðün ilk anlamýyla eleþtirilecekse, bunu yazýnsal bir dille yapmak.“(10) Ýsimler.. Ýsimler.... Günümüz edebiyat dergilerini taradýðýmýzda, her derginin lokomotifi sayýlabilecek imzalara rastlamaktayýz. Örneðin, Adam Sanat’ta; Memet Fuat, Fethi Naci, Mehmet H. Doðan, Veysel Çolak, Kýyý’da (þimdi ne yazýk kapandý); Ahmet Özer, Osman Bolulu, Eþik’te; Halim Þafak, Ýbrahim Berksoy, Yeni Biçem’de; Ramis Dara, Ýzlek’te; Nizamettin Uður, Çaðdaþ Türk Dili’de; Emin Özdemir, Yaþasýn Edebiyat’ta; Hikmet Altýnkaynak, deneme kitaplarýyla Özdemir Ýnce bir çýrpýda gözüme çarpan isimler...Bir ülke edebiyatýnýn zenginliðini, o ülkede var olan eleþtirmenlerinin niteliði belirler. Bu liste ne denli uzarsa, o denli edebi zenginiz demektir! Burada yeri gelmiþken adýný anmadan geçemeyeceðim iki isim var; bunlardan ilki 12 Eylül öncesi karanlýk güçlerin boy hedefi olan Bedrettin Cömert, diðeriyse Sivas Madýmak maðarasýnda kurban verdiðimiz Asým Bezirci. Türk eleþtirisinin iki þehidi, bu güzel insanlarýn kazandýrdýðý yapýtlardan bugün hâlâ yararlanýyoruz. Onlar, Türk edebiyat tarihinde hak ettikleri yeri çoktan aldýlar. Ancak, bizim, onlarýn yerini kolay kolay dolduramadýðýmýzýn altýný kalýnca çizmek istiyorum. Gecikmiþ Bir Saygý... Öte yandan, 1998'del 70. sanat yýlýný kutladýðýmýz, yaþayan sanat ve bilim adamlarý içinde çok özel bir yere sahip olduðuna inandýðým sayýn Cahit Tanyol’un Türk eleþtirisine yaptýðý olumlu katkýlarý anmak istiyorum. 75. yýlýný kutladýðýmýz Cumhuriyet’in hemen tamamýna yakýn bölümünde, edebiyat dünyasý gibi fýrtýnalý bir ortamda Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpýnar, Cahit Sýtký Tarancý, Orhan Veli, Kemal Bilbaþar ve Sait Faik gibi birçok edebiyat ünlüsüyle arkadaþlýk etmiþ; Nurullah Ataç’la fikir tartýþmalarýný yaþamýþ, bir insanýn yeniden eleþtiri yazýlarýyla edebiyatýmýza kazandýrýlmasý ne kadar yararlý olurdu! Çünkü, bu insanlar bizde kolay kolay yetiþmiyor. Fakat çok kolayca harcamasýný biliyoruz. Onlarca bilimsel ve edebi ürün yayýmlayan, yüzlerce makaleye imza atan bir þairin, tek bir þiirinin dahi seçkilerde yer almayýþýný esefle karþýlamaktayým. Zamanýnda hiçbir akýmýn yanýnda yer almamýþ, kendi yataðýnda seyreden durgun, ama gür bir akarsu gibi akýp duran, bu deðerli insanýmýzýn edebiyatýmýzda hak ettiði yeri bir gün mutlaka alacaðýný umuyorum. Öneriler... Sanatsal arayýþlarýn dolu dizgin koþturduðu, yeni bir çaðýn eþiðinde olduðumuz bu günlerde eleþtirinin de, yeni açýlýmlara gerek duymasý kaçýnýlmazdýr. Her þeyden önce eleþtirinin yer bulduðu edebiyat dergilerinin salt kitap tanýtma dergileri olmadýðýný kabul etmekle iþe baþlamalýyýz. Kýsýr sen ben kavgalarýný býrakýp, altýn arayýcýsý iþçiler gibi titiz ve sabýrla çalýþmayý ilke edinmeliyiz. Bu konuya yönelmiþ genç imzalarý yüreklendirmeliyiz. Eleþtirisi cýlýz bir edebiyatýn ürünlerinin de cýlýz olacaðý doðaldýr. Ayrýca nitelikli eleþtiri yazýlarýna diðer ürünler gibi telif ücreti vererek, yazarý desteklenmelidir. Bu gerçekleþtiði takdirde, tam anlamýyla profesyonel, geçimini bu iþten saðlayan eleþtirmen sayýsýnýn giderek artmasý saðlanacak, edebiyatýmýza da batýlý anlamda bir kalite gelecektir. ../.. Kaynakça (1) Türkçe Sözlük 1,sy.451,1988 (2) 150 Soruda Türkçe Temel Bilgiler, Ahmet Köklügiller, sy.15, 1975 (3) Roland Barthes, Varlýk, sayý: 741, Haziran ‘69 (4) T.E.Yahya Kemal, Cahit Tanyol, sy.28, Remzi Kitabevi, 1985 (5) Kompozisyon Bilgileri, Kemal Gariboðlu, sy.245, Serhat Yayýnlarý (6) „Tenkit veya Tenkid“ maddesi, sy.57, Meydan Larusse (7) Son Liman, þiirler, Cahit Tanyol, sy.14, Armoni Yayýncýlýk (8) ...Vice Versa, Veysel Çolak, Adam Sanat,sy.53, sayý: 99, Þubat ‘94 (9) Nurullah Ataç, Þinasi Özdenoðlu, Kýyý, sy.7, sayý: 138, Eylül ‘97 (10) Eleþtiri ve Esin, Ramis Dara, Yeni Biçem, sy.3, sayý: 11, Mart ‘94
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ömer akþahan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |