Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Örnek olarak söylersek; 1 000 000° › 999 999° sıcaklığa doğru bir baskı ve basınç olmakla evrensel damgalı süreç oluşun akış yönüydü. Yani metaforik söylemle belirtirsek değişme kaçınılmazlığı içinde değişmeyen ölür. Evrensel sıcaklığın düşüşü olan oluşan baskı ve basınç, evrensel oluşun yönüydü. Evrensel bazda bunun tersi yokuş aşağı olan enerjinin o anlık durumunda daha fazla bir enerji karşılanmasıyla olasıydı. Tıpkı kesikli sürekli özel bağıntılı durumu içinde 20°'lik bir suyun sıcaklığını 21° yapmak için birim nicelik suya dışarıdan enerji vermekle suyun sıcaklığını artırmak mümkündür. Bu kural kesikli sürekli ve özel bağıntılı her bir evrensel durum için böyledir. Kesikli ya da parça durum zaten evrenin içindedir. Kesikli durum evrensel bütünün parçası olmakla parçanın çevresi zaten evren ya da bütünün kendisidir. Böylece evren zaten o kesikli duruma dıştır. Yani kesikli durumun her bir kesikli süredurum; ya bir bağıntı veya etkidirler. Yani bir kesikli duruma etki ya da bağıntı olan süredurum o kesikli durum için dıştır. Ama evrenin tamamının sıcaklığını bir anda ve aynı zamanda başlangıç sıcaklığına doğru geri geri götürerek artırmak evrenin dışı olmadığı için, dıştan enerji eklenmesi olanaklı olmadığı için bu olası değildir. Kesikli durumun böyle girişme olması gibi evrenin dışı ve dışla girişmesi yoktur. Ancak evrenin kendi üzerine kendi etkimesi ile evren bir dış etki hüviyeti kazanabilir. Açılan evrenin kendi üzerine kendi etkimesi nedir? Geri kapanan geri geri çöken evrendir. Evrenin 13,7 milyarlık yaşı henüz evrenin doğumu olan süreyi ortaya koyamadı. Olagelen olmakta olan ve olacak olan evren doğumdu. Ta ki olası geri dönüşe kadar. Evrenin bunca yol alışına rağmen evren bir doğum süresi geçmişi yapamadı. Evren doğum halinde doğmamış oluşmamış olmakla evrenin dışı daha oluşma doğum aşamasındadır. Evren bir doğum süreci tamamlasaydı doğumun tamamlanma sonrası olasılıklarından birisi de giden hareketin, gerisin geri dönen parçacık dalga sıkışması hareketine dönecekti. Yani evren doğumunu kendi bağrına basacaktı. Bağıra basan sıkışmayla ancak evrenin geri çökmesi evren sıcaklığını artıracaktır. Bu durum geri çöküşün giderek son durakta evrenin etki sel tümel ligi, olacaktır. Giderek çöken evren etkisi, evrenin dış, efekti olacaktır. Geri çekilme hareketi evrene, evrenin dış etkisini yapacaktır. Doğum sonrası boşalan yoğun enerjinin yerinde oluşan boşluk belki de nitelik değişecektir. Aklın, hayalin alamayacağı bir manyetik alan olmakla açılıma firen olan kesikli sürekli durumları bu kes de açılıma fren olmakla her şeyi geri çağıran ve her şeyi bünyesinde ezip tarifsiz bir durum ortaya koyan “şarj” süreçle yeni bir tekillik olacaktı. Kim bilir? Tekrar ediyorum evrenin dışı, evrenin geri geri çökmesiyle evrenin kendi üzerine kendi çöküşle bir dış etki olacaktır. Değilse evrenin de tıpkı, evin arabanın, dünyanın dışı gibi bir dışı yoktur. Evrenimize dek bu dış zaten evrenin kendisi olan açılımla dağılmış enerjiyi geri geri getirip, toplayıp, izafi bir noktadaki küçük hacim bile olmayan boyutsuz bir hacme kendisini hapsetmesi olacaktır. İşte büyük patlama buradadır. Söylenmesi uygun olacaksa büyük patlama bataklığa düşenin kendisi, kendi saçından tutup; saçından çekerek bataklıktan kendisini çıkarması gibi olacaktır. Parçalı evren süreçli olaylarda dıştan bir müdahale olmadıkça bataklığa düşmüş olanın bataklıktan kendi saçından çekerek çıkması pek olası görülmüyor. Neden? Bataklık evrensel süredurumun kesikli bir durumudur. Böyle olunca bataklığın dıştan sağlatılır olmakla zorunlu bir enerji alam durumu vardır. Parça olaylarda geçerli olmayan yasa; yani kendi saçından tutup koluyla kendi saçını çekmekle kendisini bataklıktan kurtarma potansiyelli durum evrensel bütünlüğün kendisi tümel enerji olanakla mümkün ve olasılıkla olmayan dıştan enerji istemez. Çünkü evren parça durum değil. Evren izafi çöküşle tümeli durum ve her şeyin tekil olduğu durumdur. Evrenin görece tekillik olmakla çöktüğü noktada evrenimiz patlayan evrenle kendi saçında kendisini çekmekle o tekillik bataklığının içinde kendisinin çıkarması olacaktır. Bu durum adı üstünde tüm elliğin dıştan kendisine enerji sağlaması olacaktır. Siz dışı evrenin içinde parça durumlu halinizle kendinize göre kavrıyorsunuz. Evren gibi tüm elliğin kavranışıyla dış böylesi beyin yakan böyle bir şeydir. Evren tümel liginin dışı kavraması, yine evrenin kendisidir. Muazzam bir sıkışmış enerjinin kendisine start vermesi olacaktır. Saçından tutup kendisini tekilliğin içinde fırlatan evrenin fırlayış süreci henüz bitmemi bir açılımdır. Bataklığın dışı yoktu. Saçından kendisini çekmekle ne bataklık süreci bitiyordu, ne de siz bataklık halinizle bataklıktan kurtulamamıştınız. Çekildikçe bataklık kabarıyordu. Çekilmenin iç te ya da kendisinde bir itme olduğunu birlikte düşünemezsek zaten anlaşılması bilinci yakan bu durum, daha da anlaşılmaz olacaktır. Evren bir başka şeyin içinde kesikli olmuyordu. Evren kendi içinde süredurumlarla niceli ve parçalı oluyordu. Evrenin kendi açılması, kendi niceli parça durumlarındaki enerji dönüşümlerine dış etki oluyordu. Evrenin dışı olmakla evrenin dıştan bir bütüne ihtiyacı olacaktı. Dıştan bağıntılı enerjiye ihtiyacı olacaktı. Oysa evren hapis olduğu tekillikten kendi saçından kendisini çekip çıkaracaktı. Evren kendi olayının kendi başlatıcısı olmakla bütünün olmanın da, ilk olmanın da kendisidir. Suyun ısısını artırmak gibi evrensel ısıyı başlangıç ısısına kadar yükseltmek, dıştan enerji gerektirecekti. Evreni dıştan ısıtamazdınız (evrene olmayan dıştan ısı veremezsiniz). Dış evrene o kadar ısıyı temin edememek olmakla evrene dıştan sıcaklık yükseltmesi yapmak olanaksızdır. Evren kendi ateşini kendi tekil durumla, kendisi yükseltmişti. Aynı evren; kendi ısısını geriye doğru büzülerek; entropiyi saf enerji haline getirmekle, kendi ateşini yine kendisi çıkaracaktı. Doğuranın ölümü ateşten olacaksa ateşi doğan çıkaracaktı (doğumu açılımı sonlanan evren çıkaracaktı). Henüz doğmamış, doğumu tamamlayamamış rahim süreci, henüz yeterince zaman geçmemiş olmasıyla vakti gelmemiş bir büzülen evrenle kendi ateşini bir kes daha kendisi çıkaracaktı. Doğuran doğanı dede olarak anneanne olarak kucağına almamış, doğuran da hala doğum yapma sürecinde olmakla ölmemiştir. Doğacak olanın da doğum süreci bitmemiştir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |