..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bütün sanatlarda insanı şaşırtan bir yan vardır. -Alain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




15 Haziran 2019
Kurtuluşun Felsefesi 150  
Bayram Kaya
Sosyalizm olgusu kurtuluşa dek yeni başlangıç koşullarından biriydi. Sosyalizm olgusunu veren dayanışma, seyir halindeki bizim bağımsızlık savaşı denen tarihi oluşun reostası olmasıyla yeni başlangıcın yeni koşulları içine girmesi gereken yeni bir durumdu.


:FBB:

Birinci Dünya savaşının içindeydik. Daha işgal günleri yaşanıyordu. Birinci Dünya savaşının sonuna doğru ana akım beyin gücü olan çekirdek kuvvacıların Anadolu’ya geçmesinden önceki zamandı.

Anadolu’ya geçecek kuvvacı hareketin başlamasından 18 ay kadar önce kuvvacı hareketi de etkileyecek bir durum olmuştu. Ekim 1917'de hiç hesapta olmayan durumla konjonktür ufkunda yepyeni bir değiştirici dönüştürücü süreç oluşmuştu.

Bu yeni durum, Anadolu hareketi gibi sürecin başlangıç koşuluna etkiydi. Birinci Dünya savaşı gibi bir harbin sonucuna etki etmek gibi birçok durum, koşullarının da belirleyicisi olan doğum olmasıyla, çoktan doğmuştu.

Bu yeni durum Osmanlı yönetimi tarafından hiçbir zaman değerlendirilmeyecek olmakla; Osmanlının şans eseri içinde olacağı yeni bir hamlenin başlangıcını verecek olan üçüncü bir fırsatın, tam da kendisiydi.

Sivas kongresi içindeki heyet; “düşmanca, sömürgece, emperyalistçe tutumu olmayan ülkelere olası olacak bir yardım talebimiz değerlendirilebilir” diye alınan bir kararı, toplantıya havi bir madde içine yazmışlardı.

Ve belki de toplantıdaki muhterem heyetin düşünsel genel eğilimleri içinde yardımı umulacak olan olası devletlerden kast edilen ülke zımni dahiliyesinde Amerika Birleşik Devletleri, hazirunun hayal imleri içinde gözetiliyor olacaktı.

Fransız devrimini ve Fransız Devrim rüzgârını kavramak Osmanlı ahalisinde genel tutumlu bir eğilimi değildi. Ahali donmuş kalmış bir 1400 yıl öncesinin feodal ilişkilerine göre çıkarımlarla olan bir düşünme içindeydi.

Günceldeki olup biten matbaanın icadı gibi, barutun bulunması gibi, coğrafi keşifler gibi, Rönesans gibi, reformu gibi vs. süre durumları hep 1400 yıl öncesinin zihniyet reflekslerine göre anlayıp tepki veriyordu.

Ahalinin zihinsel öğrenme öğretme kalıpları içinde sadece 1400 sene öncesinin kriter değerleri aktifti. O dönemi içini özgülemekle bilip anladığı sözcük kalıpları biliş sel ufkuydu.

Donup kalmış özgünlüğü içeren biliş sel kalıplar ekseri ahalinin düşünce ve anlama dünyalarını oluşuyordu. Ahalinin birbirine yapacakları telkin, tavsiye ve konjonktüre göre vaki olacak bakışın anlatımları hep o dönem zihniyeti içindeki çevirtiş oluşla donup kalmıştı. Senkron bu düzlem içindeydi.

Ahali 1400 yıl öncesinin sadece belli bir kesiti içinde olan Arap diyarının dil ve söylemlerini hikâye ve kıssa eden anlatımlar içinde olan o dilin kategorize edici kalıpları ile ancak iletime içinde oluyordu.

Ahali; yatmasını, kalkmasını, düşünmesini, söylemesini, itaatini, itaatsizliğini, vatan sevgisini, harekete geçmesini vs. hep bu 1400 yıl öncesinde hikâye edilen kavramlarıyla anlayıp içselleştiriyordu. Biliş sel seçme ayıklama modu sos veriyordu.

Ahali İslam’dan gayrı telkinlere açık değildi. Bu nedenle ahali evrensel konjonktür içindeki efkarı umumun biliş sel oluşuna karşı kapalıydı. Evrensel olana kapalı algıları içinde Fransız Devrimi; ahali bilincinde kaal tutum bile değildi.

Dahası ezici kahharıyla ahali, Fransız Devriminin haberdarı bile değildi. Çünkü 1400 yıl öncesinin biçim iliştiği algı ve düşüncenin seçme ayıklamasına göre Fransız etkileri "sapık ve zararlı düşüncelerdi"!

Maazallah Fransız devimi gibi bir sapıklık içinde olunmakla şiar edinilecek bir müsavat kavramı ahalinin ulul emre karşı itaatsizliği, ahaliyi dinden imandan çıkarırdı. Ölçü buydu. Ahali dünyaya bununla bakıyor. Dünyayı bununla anlıyor. Maymun katliamına sırf bu tür algıları yüzden el veriyordu.

Yani konjonktüre göre bölgedeki (dünyadaki) çöken imparatorluklar dönemi, ahali nazarında "azıp sapan devletlerin" ilahi nedenlerle helakıydı.

Yani keferenin (!) emek verip, araştırıp bulmak istediklerini ahalimiz zaten 1400 yıldır, helak sözcüğü ile bilip iletişi yordu!

Konjonktür sel gidişatı anlamak, ekseriyet ahalinin ve çok kes de kimi aydın kişilerin değerlendirdiği bir özellik değildi.

Konjonktür sel oluşumla saltanatın çökeceği başımıza gelse dahi güncel etkileri saymazdan, bilmezden, anlamaz olsak bile yine de her şeyi biliyorduk! Tüm felaketler, dini Mübin’in göz ardı edilmesinin bir faturasıydı!

17. Yüz yıl sonundan beri çöken imparatorluk sal yapı sürekliliği içinde 19. Yüz yıla gelindiğinde durum şuydu. Sanayi devrimini veren yeni başlangıç koşulları çökmekte olan din, millet sandanslı imparatorlukların ölümüydü.

Farkında olunmayan her değişmeye, dindeki bidat gözüyle bakan zihniyet, sanayi devrimini veren bu güncel seyir içindeki yeni başlangıç koşulları içindeki ahalinin durumu anlamsız bakışlarıyla çaresiz ve hakimdi.

Avrupa’da tarımın oluşturduğu artı koşullar insanları araştırma, bulma, geliştirmeye yöneltiyordu. Tarım ürünlerini de işleyen sanayi; tarımı destekleyen ve tarıma dayanan sanayi entegrasyonuyla konjonktür sel ufku alabildiğine açmıştı.

Osmanlı sanayi devriminin, bilimin, sanatın, araştırmanın, bilgi üretmenin gerisinde kalma telaşıyla müneccim aramaya; istiareye yatmaya düşüyordu. Hatta gelişmiş ülkelerde cin istemenin biliş sel atıllığı içindeki Osmanlı, hazin bir biçimde çöken imparatorluktu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.