Doðallýk sahip olunan deðil, kazanýlmasý gereken bir erdemdir.
-Cervantes |
|
||||||||||
|
Egemenlik Osmanlýdaki gibi taat, itaat, biat ve ibadet üzerine deðildi. Daha sonradan anlayacaðýmýz gibi kurduðu ilkeler yanýnda Mustafa Kemal'in egemenlik anlayýþlý sözünün özünü "köylü milletin efendisidir" sözünden çýkaracaktýr. Yani köylü gibi çalýþma yapmak. Üretimde bulunmak. Emek verip emek gücü harcamak sahiplikti. Efendilikti. Egemenlikti. Çalýþma egemenlikti. Egemenliði kimse vermiyordu. Üretip, çalýþýp emek gücü ortaya koyan sonuçla egemenlikti. Emek kolektifti, kolektif mirastý. Üretim kolektifti, kolektif mirastý. Kolektif üretim ve kolektif üretim gücünden oluþan kazanýmla "egemenliðiniz de kolektif" olup HALK EGEMENLÝÐÝYDÝ yani kolektif bir HAKKÝMYETÝ MÝLLÝYEYDÝ. Yani üreten sahiplik hakimdi. Egemendi. Neden efendilik köylüdeydi? Konjonktürün genç cumhuriyetinde sanayi hiç deðerindeydi. Sanayi emek gücü ve sanayi emek gücü sahipliði olan egemenlik "yurttaþ olana kadar ahali tarafýndan pek bilinmiyordu. Genç yapýnýn hemen baþýnda sanayisi olmamakla yapý içinde tarýma dayalý bulunan tarýmsal envanter nedenle egemenlik, üreten eksenle sahiplik, köylülüktü. Tarýmdý. Bu nedenle efendilik egemenliði tarým emeði olan köylünündü. Yani egemenlik: kolektif bir çalýþmaktan, üretimden gelen gücün somut, nesnel durumuyla kiþilerin paydaþlar olduðu yapý içinde kolektif söz hakký ve kolektif hak sahibi olmasýnýn siyasi hukuki ve yönetsel durumlarýný kullaným ve tüketimine denk düþüyordu. Halkýn ve ulusun egemenliðini, inþacý baþlangýcýn egemenlik kurallarýyla inþa etmekti. Egemenliðin kuralý neydi? Temel düzlemli ihtiyaçlarý saðaltan sosyal iliþkileri; bu tür kolektif zaman içinde kolektif üreten, kolektif iliþkileri içine götürülmüþtü. Bu süreçler ittifaklarla "gruplar arasý kolektifi bir egemenlik" olmakla sentezlenmiþti. Gruplar kendi içinde zaten kolektif yapýlardý. Gruplar doða karþýsýndaki üreten totem meslekli emek güçleri ile emekler arasý bir emek denkliðini belirten kolektif egemenliðe dönüþmüþtü. Bu egemenlik üretim yapmakla hem doðanýn kýt kaynaklarýna karþýydý. Hem totemdi sosyal baskýya karþýydý. Ýþte egemenliði baþlangýcý böylesi gerçekçi, somut ve tarihsel koþullar içeriyordu. Egemenlik, kolektifi insanlýk hafýzasý içinde art alan ýþýmasý veren bir sezgi veya ilhamdý. "Köylü milletin efendisidir" derken gerçekçi bir hakimiyeti milliye ve ulus devleti demenin kod meþruiyet dayanaðý yeni süreçle mazideydi. Herkesin iþgale karþý kurtuluþu dinsel sandanslý bir düþünce içinde anladýðý ortamda, "hakimiyeti milliye" de tarihsel deðil, dinsel sandanslý bir anlamaydý. Bu anlayýþa göre inancý olan egemendi. Nasýl? Sansasyon olan süreçleriyle kolektif yapý içinde çýkýldý. Kolektif hafýza olmanýn art alan ýþýmasý dýþýnda kalan tüm kýsýmlarý yeni yapý içinde kendi kolektif hafýzasýný unutmuþtu. Kolektif hafýza ütopya durumuna gerilemiþti. Kasýtlý silinen kolektif hafýza nedenle "kolektif sahipli egemenlik" köleci bir sistem içinde kutsal bir varlýða verilmiþti. Böylece kolektif sahipliðe karþý kolektif sahiplik üzerine çöken kutsal bir varlýðýn egemenliði ortaya konmuþtu. Ýnanýlan bu kutsal varlýk "mülk sahibi" ve rýzk veren EL RIZK veya EL MÜLK olmakla yeni sürecin egemeniydi. Ýnsan kolektif emeði deðil kolektif egemenliðini yitirmiþti. Kolektif mal, mülk kolektif miras efendideydi. Efendi olan kutsallýk size vaat ediyordu. Kutsal varlýðýn vaadinden ummanýz için de siz ona ve onun egemenliðine inanýyordunuz. Bu inancýnýz nedenle kutsal size mal mülk vermekle siz de bu durumda onun isteði ile egemen oluyordunuz. Osmanlý döneminde ve Osmanlý dönemi öncesinde kutsal egemenlik millet veya halkýn din birliði içindeydi. Yani egemenlik köle ve köle sahibi olma iliþkisi içindeydi. Egemenlik ümmet bileþenli olmayý ifade etmekle, saltanat (mal-mülk-rýzk) sahibi ulul emre atýf ve itaatti. Bu anlayýþ sonuçta transfer bir anlayýþla kutsal olan egemenlik saltanatýnýn onaylayýcýsýydý. Saltanat sahibi Ulul emir, sanal bir mutlak olanýn gölgesiydi. O halde egemenlik mutlak olandaydý. Gölge olan ulul emir; mutlak olanýn temsilcisiydi. Yani ulul emir, kutsalý temsilen egemen olandý. Halk, düþünce ve davranýþýyla, kimliðiyle, kurallarý ile kutsalýn iradesi ile egemen olaný temsil ediyordu. Þu hâlde halk temsil ettiði egemenini, kurallarýný, düþüncesini vs. seçmekle egemen olandan ötürü, egemendi. Halkýn, egemen olan ulul emre boyun eðmesi; halkýn ulul emrin egemenliðini tanýmasýyla halkýn, kutsal olanýn vaadi, izni ve takdiri üzerinde egemen oluþuydu. Yani hakimiyeti milliye deyimiyle söylenmek istenen bu inanýcý kalýpla “ahali ne isterse o olur” demekti! Ahalinin istemi de kul olmakla saltanattan yanaydý. Yani halkýn hakimiyeti milliye ile istemi “saltanattan yana belirmekle hakimiyeti milliye mal mülk sahibi saltanatta gerçekleþmiþ oluyordu!”. Bu bir hile ve kolektif olandan egemenlik transferiydi. Yani ahalinin hakimiyeti milliye ile ya da “milletin egemenliði” dediði söylemi ile milletin sultana kulluðu kapsamýnda “halkýn saltanata baðlýlýðýný” anladýðýný, Mustafa Kemal bambaþka anlamla söylüyordu. Enkazdan kurtarýlacak olana dayanak yapýlacak olan Mustafa Kemal'in tarihsel koþulla bambaþka anladýðýydý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |