..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ağlamak da bir zevktir. -Ovidius
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Anı > Seyfi Çelikkaya




12 Ağustos 2019
Keçileri Kaçırdık!..  
Sürgün verme yeteneğini kaybetmiş kökler canlandırılıyor. Ama bu alanlar keçilerin tehdidi altında bulunması, Ormancıların uykularını kaçırmaya yetiyor...

Seyfi Çelikkaya


Orman köylerinde bulunan 16 bin kıl keçi ile birlikte il genelindeki tüm keçileri kaçırdık. Bugün hayvancılık adına yeni adımlar atabilmek için debelenip, duruyoruz...


:ADDE:
YOZGAT Orman İşletme Müdürü, dertli mi dertli. 'Bir dokun, bin ah işit' türünden. Orman İşletme Müdürlüğü'nün sorumluluk sahasına giren 95 bin hektar ormanlık alandan 30 bin hektarı bozuk bataklık orman. Bu alanlarda sürdürülen ıslah çalışmaları sonucunda her yıl bin 500 ila 3 bin hektarlık alan yeniden kazanılmaya çalışılıyor. Sürgün verme yeteneğini kaybetmiş kökler canlandırılıyor. Ama bu alanlar keçilerin tehdidi altında bulunması, Ormancıların uykularını kaçırmaya yetiyor... Orman İşletme Müdürü Mehmet Erol, Türkiye'nin ilk milli parkı Yozgat Çamlığının üst bölgelerinde yürütülen ağaçlandırma çalışmalarını gösterip, Yozgat'ın genel ormanlık alanları hakkında da bilgi verirken, ''Biz çalışma yapıyoruz, kuruyan, sürgün vermeyen ağaçları yeniden kazanmaya çalışıyoruz ama bu çalışmalarımız bazı vatandaşlarımızın sorumsuz davranmaları yüzünden heba oluyor'' diyerek, söze girdi. ''Yakıyorlar mı?'' diye sordum, ''Yok'' dedi, ''Yakmıyorlar ama her yıl 5-6 bin civarındaki keçi ormanlık alanlarımızı tahrip ediyor. Sahiplerine her yıl 100'ün üzerinde suç zabtı tanzim ediyoruz. Caydıramıyoruz'' diyerek, konuşmasına devam etti... Durduk... İç çekti... Gözlüğünü çıkarttı. Ceketinin iç astarı ile silmeden önce ağzı ile hohlayarak, buharlaştırdı. Sonra elini ceketinin cebine sokup, gözlüğünün camını sildi. Aynı şekilde diğerini de sildikten sonra gözüne iyice yerleştirip, döndü, ''180 köy muhtarına köyde keçi beslememesi için yazı gönderdik. Yaptığımız alan çalışması sonucunda Yozgat Merkez, ilçelerde ve çevre köylerde 16 binden 8 bine çekebildik'' dedi... Bir taraftan yürüyoruz. Bir taraftan da sohbet ediyoruz. Arada elimde tutuğum deftere notlar alıyorum, rakamları yazıyorum. Sorudan çok, sohbet havasında bilgileri almaya özen gösteriyorum. Arada bir göz göze geliyoruz. Ormandan söz ederken, yeni doğan bebeğinden bahseder gibi bahsediyor, gibi hissediyorum. Zaman zaman anlattıklarından duygulanıyor, iç çekiyor, susuyor, dalıyor, sonra kaldığı yerden devam ediyor... Sorumluluk bölgelerine giren ormanlık alanlara, keçilerin büyük oranda zarar verdiğini, bu hayvanlara özel tedbirlere başvurmayı kararlaştırdıklarının altını çizdi. ''Öncelikle işletme mıntıkamızda ne kadar keçi olduğunu tespite çalıştık'' diyerek, tekrar anlatmaya başladı. Yaptıkları araştırma sonucunda Yozgat merkez ile birlikte Kadışehri, Çekerek, Aydıncık, Yerköy, Sorgun, Şefaatli ilçelerinde toplam 16 bin keçi varlığının olduğunu belirlediklerini aktardı. Durdu, tekrar gözlerini bana çevirdi, ''Keçilerin ormanlara zararı çok büyük'' derken, tekrar yürümeye başladık. ''Sanıldığı gibi 50-60 santimetre boyunda hayvanlar değil bunlar. Ağaçların tepesine tırmanarak 2 metre boyundaki fidanın sürgülerini yiyorlar. Hatta kış aylarında yiyecek sıkıntısı çeken keçiler, ağaçların tomurcuklarını dahi yiyorlar. İç Anadolu Bölgesinde bilhassa Yozgat'ın içerisinde bulunduğu mıntıkalarda ormanlarda gördüğümüz çalılaşmış, bodurlaşmış, yarım metre, 1 metre kadar gerilemiş ağaçların tek sebebi, keçilerdir'' diyerek, konuşmasını sürdürdü. Belli ki; keçiler kafasını çok meşgül ediyordu. Keçilerden kurtulmanın, ormanlık alanları koruyabilmenin yolunu arıyordu... Keçileri yok etmeden ıslah etmenin bir yolunun bulunup, bulunmadığını sordum. Durdu, düşündü. ''Mutlaka vardır'' dedi, ''Ama bu bizim işimiz değil, veterinerlerin, tarımın işi. Onlar da bu konu üzerinde mutlaka çalışıyorlardır, bilemiyorum'' diye devam etti. Yozgat bölgesinde bulunan 16 bin keçinin ormandan bir defa geçmesi halinde Yozgat ormanlarında zarar görmeyin ağacın kalmayacağını ileri süren Mehmet Erol, ''Keçiler fidan sürgünlerine, 6 yaşına kadar zarar verebilir. 6 yıllık süre içerisinde keçilerin bir ormandan 5-10 dakika geçtiğini düşünmek, o ormanın geleceğinin yok olduğunu görmektir. Ormanların bodurlaşarak varlıklarını devam ettiremeyecek seviyede zayıflaması, erozyona davetiyedir. Dolayısıyla ormanların zarar görmesiyle meydana gelen erozyonların sebebi de keçilerdir'' dedi. Yüzü gerildi, kaçları birbirine girdi. Çakmak gibi ateş fışkırıyordu sanki bakışları, gülümsedi... Yozgat Orman İşletme Müdürlüğü sorumluluk alanında yer alan 95 bin hektarlık ormanlık alandan 30 bin hektarının bozuk, bataklık orman olduğunu tekar eden Erol, bozuk, bataklık ormanların keçiler yüzünden meydana geldiğini söyledi. Bu ormanların vakit geçirilmeden boylukları tamamlanarak, sürgün verme yeteneğini kaybetmiş olan köklerin canlandırma kesiminin yapılması, ıslah edilmesi gerektiğinin altını çizdi. ''Biz her yıl bin 500 ila 3 bin hektar olmak üzere enerji ormanı tesisi çerçevesinde bu ormanları verimli hale getiriyoruz. Ancak keçilerini otlatmaya devam eden vatandaşlar yüzünden bu çalışmalarımız nispeten boşa çıkmaktadır. Bu otlatma devam ettiği sürece, yaptığımız enerji ormanı tesisi, diğer bir ifadeyle, ormanların ıslah ve imar edilmesi çalışmalarının hiçbir anlamı kalmaz'' diye konuşmasını sürdürdü... Yozgat'ta 1999 yılı içerisinde köylerde keçi bulunan 180 köy muhtarına keçi beslenmemesi hususunda yazılar gönderdiklerini aktaran Erol, ''16 bin olan keçi sayısını kararlı ve istikrarlı çalışmalarımız neticesinde 8 bine indirdik. Hayvancılığı geliştirmek devletin görevleri arasındadır. Ancak bir taraftan hayvancılığı geliştirirken, diğer taraftan da başka bir yeri yıkmak mümkün değildir. Keçilerin ormanlara yaptığı zarar, hayvancılık yönünden ekonomiye kazandırdıklarının yanında çok fazladır. Bu sebeple Yozgat merkez ve ilçe köylerinde keçi sahiplerinin keçilerini orman içinden yada yakınından geçirmemeleri gerekir. Veya satmalıdırlar'' diyerek konuşmasını noktaladığında, Çamlıktaki Orman Evi'nin bahçesine ulaşmıştık çoktan... Sonraki yıllarda da aynı sorun gündeme geldi. Kıl keçilerinin ormanlık alanlara zarar vermemesi için süt verimi yüksek, ahırlarda yaşayabilen keçilerle takas edilmesi planlandı. Kıl keçilerini ıslah projesi geliştirildi. Üç yıl içerisinde mevcut kıl keçilerinin suni tohumlama yöntemi ile saanen keçisi ırkına dönüştürülebileceği belirtildi. Çekerek ilçesinde çalışma başlatıldı. Valilik makamındaki değişiklik ile proje unutulup gitti. Unutulan elbette sadece proje olmadı. Orman köylerinde bulunan 16 bin kıl keçi ile birlikte il genelindeki tüm keçileri kaçırdık. Bugün hayvancılık adına yeni adımlar atabilmek için debelenip, duruyoruz...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevgi Yaşatmak, Aşk Yaşamaktır

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yürekte Gizlenen Aşk
Ben Sana Aşık Olmuşum
Öğrencinin Aşkı
Geçmişte Yaşamak
Karmaşık Duygular
Bastırılmış Duygular
Tutku
Bir Gecelik Aşk
Aşk Bu
Platonik Aşk ve Tutku

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Biter mi Sandın? [Şiir]
Gel Desem de Gelemezsin [Şiir]
Sol Yanımda Ağrı [Şiir]
Yürekte Gizlenen Aşk [Şiir]
Sevda Çilesi [Şiir]
Vazgeçilmezim [Şiir]
Hayal [Şiir]
Geceler [Şiir]
Yalan Yok [Şiir]
Bilemezsin [Şiir]


Seyfi Çelikkaya kimdir?

eğer söz konusu olan edebiyatsa, kim olduğum o kadar da önemli değil. Önemli olan neyi nasıl, neden söylediğim. Söylediklerimden size ait bir şey varsa sorun yok. Ben yazarların hayat hikayelerini değil, ürünlerini okumay, izlemeyi tercih ediyorum, o nedenle de sizlerle kendimden ziyade ürünlerimle ''selamlaşmak'' istiyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Mavi Bulut ve Mavi Sevda isimli iki ayrı şiir kitabım mevcuttur.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Seyfi Çelikkaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.