..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dengeli bir rejimde yemeðin yeri çok önemli. -Fran Lebowitz
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Popüler Kültür > Bayram Kaya




8 Eylül 2019
Bir Makale Yazmak 1  
Bayram Kaya
Fakat bir fikri çalýþma için imla asgariden bir durum iken, bir makale için tüm hücceti ile belirecek bir imla o makale için asýl olan hedef deðildir.


:HGG:
Ýmlasý olmayan bir yazý ile yazýlan makale tam bir anlaþýlma olmaz. Bu nedenle ve teorik olaraktan imlasýz yazý, imla benzetimi yapan vurgularý olmadan da bir konuþma olmaz. Bir çalýþma için imla, ön koþuldur.

Fakat bir fikri çalýþma için imla asgariden bir durum iken, bir makale için tüm hücceti ile belirecek bir imla o makale için asýl olan hedef deðildir.

Hiçbir makale, tüm belirimiyle imla becerisini göstermek için yazýlmaz. Ancak bir makale, asgari imla koþulunu yansýtmalýdýr. En az imla koþulu makale yazacak yeterliliðe gelmiþ kiþilerde, illa aranýr bir durum deðildir.

Makale deyince ciddi, konusuna hâkim, akýlcý, bilimsel, tarihsel, eðitimsel bilgi süreçli, zihin kontrol takipleri oluþturulabilir, geri beslenmeli, kolektif akýlcý bir bek raundu olmanýn ileri süreç açýlýmýný veren süre durumlarý ile beraber, konjonktür el düzeydeki o alana dek asgari bir bilgi ile ancak bir çalýþma olur. Bu cümle bile özellikle uzun cümleler de anlama güçlüðü çeken kiþiler için imla kuralýna uygun deðil ya neyse!

Ýçeriklerin de hikâyeye kaçan, masala dönüþen, iyi huy, güzel ahlak, alim düþüncesi, dini söylem, inanç gibi ön yargýlarý belirten bilim dýþýlýklardan uzak olmak, bir makale içinin olmazsa olmazlarýdýrlar. Olmamalýlar da.

Edebiyat sitelerine bakýn; hobi giderme, karalama, deneme, inceleme türü olabilecek yazýlar, makale etiketiyle sunulmaktadýr. Bir alimin sözü kolektif düþünce deðildir. Üstelik bir alimin sözü de kendisine, kolektif düþünceyi deðil de doðma olan düþünceleri esas alýr.

Alim ya da ulema sözü üreten, inþacý bir mantýk olmadýðý gibi hiçbir alimin sözel düþüncesinden ne bir buluþ yapýlmýþ ne de insanlýðýn yararý ve mutluluðu olan bir kullaným ve hayat ortaya konmuþtur. Fitne, fesat olan kan ve gözyaþý akýtmak dýþýnda.

Makale kulaktan dolma, öðütçü fikirlerle yazýlmayacaðý gibi falanýn söylediði sözü geliþtirmek için ön yargýlara deðil; "kolektif akla" hitapla yazýlýr. Kolektif akýl sizin dýþýnýzdadýr.

Bu nedenle makale sokaktaki adama göre de yazýlamaz. Nasýl bir makale asgari imlayla olmak zorundaysa; asgari kolektif akýl ile olmayan sokaktaki adam da asgari bir kolektif bilinçle olmak zorundadýr.

Ne yazýk ki sokaktaki adam kolektif akýldan yoksun bireysel kiþi aklý içinde ön yargýlarýyla baþ baþa kýlýnmakla ve alimin düþüncelerinin yatýþtýrýcýlýðýnýn etkisinde olmakla ÇOÐUNLUKTURLARSA.

Ýþte çoðunluk yanýlmaz, çoðunluk haklýdýr denen önyargý da budur. Çoðunluk ittifakýnýn özü ve çoðunluk ittifakýnýn doðru ve yanýlmaz olma demokrasi hukuku, bu yanýltmayý hukuk sayan burjuva hukukuyla olasý.

Bakýnýz bir örnek vereyim. Antik çaðda yani M.Ö.ki yedinci yüzyýldan, milattan önceki iki yüz yýlýna kadar olan beþ yüz yýllýk aralýða antik çað denen dönem içinde Yahudi hukukunda bir mahkemede jüri ittifakla bir idama karar verdiðinde yargýç o idamlýk kiþiyi serbest býrakýrmýþ.

Neden biliyor musunuz? Kiþiler ancak ayný ön yargýlar üzerinde ittifak ederlermiþ. Ýþte jüri delilden, gerçek verilerden, kuþkudan deðil de ön yargýlarýný oluþan düþünceler de ittifak ettiler, bunda bir hata var diye zanlýnýn en azýnda suçsuzluðuna karar verirmiþ.

Antik çaðda Yahudi ve Roma, Yunan hukuku bu gerçeði biliyor ama bugün önyargýlarýndan oluþan cehaletin ittifakýyla iktidara gelenlerin bunu bilmeleri bir yana "millet ne derse o olur" diyorlardý.

Yani ön yargýlarý üzerindeki cehalette ittifak etmiþ olanlarla millet söylemi altýnda "cehalet ne derse o olur" diyorlardý. Ki cehaletin ön yargý üzerinde ittifakla yaptýðý seçimlere de millet seçti; deniyordu.

Hâlbuki ki bu millet söylemi de bir ön yargýydý. Seçme ve seçilme iþinde milletin tamamý deðil milletin çoðunluk olan bir kesimi o seçimde o gerçekleþmeyi tercih etmiþti. Bu söylem de ayrý bir garabettir. Böylece önyargýlý olmanýn ittifakýný körüklüyorlardý.

Ön yargý üzerine bir örnek daha söyleyip konuyu býrakýyorum. Hamurabi Babil'inde kýsasa kýsas vardý. Yani birinin gözünü çýkaranýn da gözü çýkarýlýrdý. Birinin dýþýný kýranýn da diþi kýrýlýyordu.

Hamurabi'den tamý tamýna 2320 sene sonraki kesikli sürekli olmanýn uygulamalarý içinde olan bu hukuki süreç kimi semavi dinlerin de benzer þekilde, kutsal kuralý olmuþtu. Hýrsýzlýk yapanýn eli kesiliyor. Zina yapan recmediliyordu vs.

Dinler akýlca deðil, inanç esaslý olduklarýndan; sorgulamadan kiþilerin en temel önyargýlarýný oluþurlar. Kiþisi aklýn ön yargýlarýnýn temeli dinlerdir. Ýnançlardýr. Gelenekleri içindeki o aileye özgü tutumlardýr.

Yani önyargýlarýyla donanan kiþiler de bu pek pek kolektif akýl yoktur. Olan kolektif aklýda yorumlayamaz. Kolektif akýl da týpký Bekçi Murtaza romanýndaki Murtaza karakteri gibi bay paslý Murtaza cümlelerinde oluþurlar.

Hýrsýzlýk yapan neden hýrsýzlýk yapýyor? Gerçekten de hýrsýzlýk ya da zina yaptý mý, iftira mý? sorgulamasýný bu kiþiler akýllarý içinde baypas ederler.

Baypas etmenin içindeki kiþisi aklýn referansý þudur; " Hýrsýzýn eli kesilir. Zina eden taþlanýr" Ki bu zina eden erkeðe deðil de kadýna uygulanan recim olmakla, iþin bir baþka garabetini oluþmaktaki kiþisi bir önyargýdýr.

Bu kirþlerin jüri üyesi olduðu mahkeme de elbette hýrsýz diye karþýlarýna çýkarýlacak olanlara bu kiþilerin verecekleri oy tek cümle ile bunun lamý cimi yok, hýrsýzýn eli kesilir abi" olacaktýr. Çünkü otomatiðe baðlanmýþtýr.

"Zinacýysa recmedilir" demekle bu ön yargýlarý üzerindeki jüri "hýrsýzýn eli kesilir" inanmalý otomatiðe baðlanmýþ ön yargýlarý oluþan hükümler içinde ittifak ederler. Üstelik ön yargýlar kutsalý içeren olmakla deðiþtirilemezdir.

Buradaki "Hýrsýzsa" denen sözdeki þek ve þüphe kutsalýn hükmü olmakla bu hükme istinaden kiþinin etraflýca anlamasýna gerek olmadan etraflýca olanýn baypas edilecek olmasýndan, karþý taraftaki kiþinin bilinç altýna hýrsýz demeye getiren bir mesaj gönderir." Bu biat ise evet biat ediyoruz" sözü gibi bir önyargýdýr.

Yani "hýrsýz deðilse karþýmýza hýrsýz diye niye getirilmiþ" demeye getirilir. Karþýsýna getirilmiþ se hýrsýzdýr. Düz ve bay paslý mantýk budur. Oysa kapitalist bile olsa "kolektif akýl, hýrsýzýný topluma kazanýr". Bilir ki hýrsýz kendisinindir. Bilir ki hýrsýz kendi iþleyiþinin eseridir. Hiç kimse anasýndan hýrsýz doðmazdý.

Kolektif akýl þunu iyi bilir. Kolektif süreçte yapýlan her iyi ve kötü edim sel davranýþlar bumerang gibi gelir yine kolektif yapýyý, yani yapý içindeki sizi vururdu.

Kapitalist yapý da neden ikide bir, devlet buhrana giriyor ki? Özelleþtirme olarak yapýlan bumerang atýþý kolektifçe sizi vuran vergilere, enflasyona vs. dönüþüyordu.

Biz de kiþisi önyargýlý zekâ ile çok akýllýyýz ya. Devlet garantili taahhütler içindeki özelleþtirme adý altýndaki tuzak gerçekleþmelerin halkýn sýrtýnda karþýlanmasý için olacak zam, vergi ve cezalar karþýsýnda, hatta iþsizlik olacak durumda bu kiþilerle biz hemen savunmaya geçiyorduk. "Ben de kýþýn kalorifer yakmam. Battaniye ile otururum!" diyorduk.

Oysa bu söylem tahsilcilerin hiç umurunda olmaz. Kiþi öyle ön yargýlar içindedir ki sýnýf bilinci olmamakla devlet baba dediði siyasi sistemin kendisini soyma üzerine de kurulmuþ olabileceði bir haramiler saltanatý olma, þüphesini bile duymaz! Çünkü önyargý, tarihi verilerde yoksundu.

Halkýn sýrtýna bir maliyet yüklemek ve yüklememek hayli izafi bir kavram. Ýnþanýn temeli kolektif harekettir. Bir sistem kendi üzerine, kendi etkisi nedenle ve o inþanýn sürdürülebilir olmasý için kendi varlýðý için kendisine enerji tüketir.

Ya da bir sistem yeniden çevrime baþlayabilmek için baþlangýç hareketi için kullanacaðý bir depo enerji ile kendisini amorti etmek ister. Bu halka yükse, zaten olmasý gereken zorunlu bir durumdur.

Bir kiþi de o sistemin öznel eylemli kolektif akýllý bilinç ile sistemin etkin unsuru ve kurallara uygun etkin inþacý düzenleyicisidir. Kiþideki etkin inþacý düzenleyicilik, kiþinin kendisi deðildi. Kolektif aklýn oluþtuðu kolektif bilinçle, kolektif yetenekli ortak akýl donanýmýdýr.

Yani sistem kiþisi ne olursa olsun, kiþisine enerji harcar. Zaten sistemin kuruluþ özü de budur. Sistem harcadýðý enerjiyi kolektif güç içinde karþýlar.

Bu tür enerji sarfý ister istemez kiþinin çalýþmasý ile kiþinin tüketeceðinin biraz fazlasýný çalýþmak oluyordu. Kolektifin kendisine harcadýðý enerjiyi bu biraz fazla olan çalýþmalar karþýlar. Bu halka yükse, zorunlu bir yüktür. Böyle bir ülkede ön yargýlara seslenen yetkililer ne diyor? Bir bakalým.

Bir sistemin kolektif özneli ve kolektif eylemli varlýðý olan emeklileri geçmiþte yaptýklarý kadarla, gelecekteki yapamayacaklarý ile o sistemin içinde sistemin amortisman çevrimi kapsamýndadýrlar.

Tarihin derinliðinden beri bu böyledir. Geçmiþ tarihin emeklileri yoktu. Ama geçmiþ tarihin kolektif inþasý içinde çaresiz, güçsüzleri vardý.

Bir talanda, bir hastalýkta, bir düþman kýrýmýnda, kimin ayakta kalacaðý belli olmaz türünden bir yaklaþýmla soylarýnýn sürdürülmesi için; belki de hayatlarýnda hiç olmayacak bu tür bir hedef için kolektif, o güçsüz, yaþlý, bir iþe yaramazýný korumayý göze alýr. Kaldý ki þimdiki emekliler þimdiki genç olmakla çalýþan nüfusun çalýþmasýný ve gelecek ortamý hazýrlayanlardýr.

Günümüzde erken emeklilikte yaþa takýlanlarýn sorunu vardýr. Ben bura ile ilgili deðilim. Ben bir oturumda konuþup avuçlarý patlatana kadar alkýþ alan yetkilinin, yapmacýklýk kokan ön yargýlý söylemiyle ilgiliyim.

Erken emeklinin sorunlarý için yetkili ne diyor? "Ben erken emeklilerin yükünü halkýn sýrtýna saramam" burada bir alkýþ alýyor k aklýnýz durur. Bakanlar, kravatlý, kelli felli anlý þanlý üst kaymak sýnýf bir alkýþlýyor ki sanýrsýnýz bina yýkýlacak.

Ve bu söz yüzeysel ön yargý kodlarýnýza seslenmeyi içermekle bu söze önyargý içinde baktýðýnýzda da bu söz o kadar doðru ki, olursa bir söz ancak böyle doðru olurdu! Týpký dinler gibi sahte siyasetçiler de sizde hem önyargýlarý oluþurlar, hem de önyargýlarýnýzý hep aktif ederler.

Bu söz karþýsýnda kendi kendime kapsamlý düþünüþle acý acý güldüm. Bunlar neyi alkýþlýyorlardý? Beþ gün evvel de biz hiç para harcamadan halkýn kasasýndan beþ kuruþ çýkmadan oto yolar, köprüler, hastanenler, hava alaný vs. yaptýrdýk diyordu, bunlar bunu da alkýþlýyorlardý.

Ýlk bakýþta her iki alkýþ ta "halkýn sýrtýna maliyet getirmeyen" durumu alkýþ yapmak gibi olmakla, söylemin çözümlemesi yapýldýðýnda kökten yanlýþtý. Bir yapý içinde halka (kolektife) maliyet getirilmez diye bir mantýk, anlayýþ ve inþa kuralý yoktur.

Ýkincisi de "halka bir maliyet vardýr" diye kapitalist ortamda halkýn malý "yaðma Hasan'ýn böreðine" çevrilmemeliydi.

Yaðma Hasan'ýn böreðine çevirmekle sömüren sürecin sürdürülebilir olmasý da ister istemez "sýrtýna yük sarmam" dediðiniz halkýn vergileriyle inþa olan zenginlik kaynaklarýný özelleþtirme ve hazineden kredi verme adý altýnda yaðma kýlmaktan geçecekti.

Halbuki kolektif sistem kolektif öznenin tümü için halkýn cebinden beþ kuruþ çýkmasý üzerine varlýðýný sürdüren bir sistemdi. Toplumunda kiþi dýþýnda organlarý vardý. Kurum ve kurallar, yol, su, araç gerç, fabrikalar gibi sistem içinin sistem baðýntýlarý toplumu sürdürmek için kiþinin harcayacaðý enerji ve çalýþmadan biraz daha fazlasýný ister.

Bu gerçekleri gözden saklayan yapmacýk eylem ve söylemler, halkýn cebinden beþ kuruþ çýkmadý diye önyargýya seslenen söylemleri içinde talaný gizli ediyordular.

Talaný gizleme yapmasý ile alkýþ alan söylem, daha dün kullanýlmayan ama "sende þu kadar metre küp doðal gaz alacaðým" diye sözü verilen doðal gazýn bedel karþýlýðý zam olarak karþýmýza çýkýp sýrtýmýza sarýlmýþtý.

Yani kiþiler tüketmediði halde belki hiç te alýnmadýðý halde parasý ödenen gazýn maliyetini, doðal gaza %30 zam ile bu yýl doðal gaza %50 zam oraný ile halkýn sýrtýna sarýldý. Bu yük sarýlýrken halkýn sýrtý sýrt, yük te yük deðil miydi?

Geçilmeyen köprü ve kullanýlmayan tünele yýlda þu kadar araç garantisi veren yetkili; o garanti sayýyý doldurmayan araç sayýsý kadar karþýlýk para ile ödemelerini devletin kasasýnda, yani halkýn sýrtýnda ödüyordu.

Yapýlan yol, köprü, hava alaný, hastane gibi kimi özelleþtirilen projelerin ihalesi gibi finansmanýný da devlet veriyordu. Evel evelden beri geri ödemesi dönmeyen, dönmeyeceði belli olan kredinin devlet bankalarýndaki açýðýný görev zararý diye halkýn sýrtýna sarýyorlardý.

Öyle ya kamu yararý (kolektifin yararý) oluþurken gözetilen yapmacýk tavýrda halkýn sýrtý sýrt, yükü de yüktü. Bu nedenle kamu yararýný oluþan sürece olabildiðince izin verilmesin ki, özelleþtirmelerle kaynak sömürüye aktarýlsýndý.

Bu sistem El anlayýþýndan beri böyleydi. Nasýl el keyfi mülk daðýtýmýyla iþsiz muhtaçlar ortaya çýkarýp inanýrlarýnýn muhtaçlýklarýný sömürüyorsa; kolektif olmayan sistemlerde muhtaçlýklarý yaratýp, muhtaçlýklarý garip greba, tüyü bitmemiþ yetim, kör kuruþun hesabý; sýrtýnayük sarmam diye istismar edecekti.

Fabrikalar, hazine, vergi, kolektif emek gibi kolektif kaynaklar sömürü için halkýn sýrtýn sarýlýrken; ne yük, yüktü. Ne de sýrt, sýrttý. Tutturulamayan kota nedenle verilen garantiden ötürü devletin kesesinde, geçmeyen araçlarýn geçmiþ gibi hava alanýn da taþýnmayan yolcularýn taþýnmýþ gibi tedavisi yapýlmayan hastanýn o kadar kiþiye tedavisi yapýlmýþ gibi parasý milletin sýrtýnda karþýlanýyordu.

Kullanýlmadýðý halde kullanýlmýþ gibi satýn alýnmadýysa da satýn alýnmýþ gibi parasý ödenen doðal gazýn maliyeti de doðal gaza %50 zam ile halkýn sýrtýna sarýlýyordu vs.

Þimdi sormak lazým. Emeklilikte yaþa takýlanlarýn maliyetini halkýn sýrtýna sarmam diye aslan kesilen yetkililerin; "kâr ve zarar birbirinin kardeþi" denen kapitalizm de efendinin zarar etmemesi için halkýn yoksulluk ve sefaleti pahasýna, hiç nedeni yokken; garanti verip halkýn sýrtýna garanti parasýný sarmasý neyin nesiydi? Yoksa bu halkýn sýrtýna sarmak deðil miydi? Cehaletteki önyargý içinde birleþilen yerde, bunlar normaldi.

Üstelik yine gereði yokken ihale edilenin finansmanýný dahi sanki kamu yatýrým finansmanýný karþýlar gibi karþýlama da devlet zorunluluðu yokken dönmeyen devlet kredisini efendilere verip, batýk krediyi halkýn sýrtýna görev zararýný karþýlamak diye zamlarla sarmak ta neyin nesiydi?

Zammýn kendisi, halkýn sýrtýna sarýlma olan bir sömürü enstrümanýdýr. Dahasý ayný iþi devlet yaptýðýnda iki birim paraya mal edeceði bir yatýrýmý, ihale ile neden on katýna mal edilip, farký halkýn sýrtýna sarýyordular? Yani bunlarla açýk deðil miydi zaten sistemin senin soyulman üzerine kurulmuþ olmasý?

Yine sormak lazým. Emeklilerin maliyetini halkýn sýrtýna sarmam diyen yapmacýk Roben Huud'larý alkýþlayanlar, diðer yanda halkýn sýrtýna sarýlanlarý "sýfýr maliyetsiz projeler yürüttük" diye alkýþlamalarý nedendi? Sömürüsüz sýfýr maliyet olmaz, ki sömürü bile bir maliyettir.

Halkýn sýrtýna sarmamý da alkýþlayanla halkýn sýrtýna sarýlaný da alkýþ kýlan ayný önyargý üzerinde ittifaklý olan güruhtu. Býrakýn yalakalýðý, yaranma yapan bu alkýþý; kiþilerin bu tavrý ayný önyargýnýn cehaleti içinde birleþmekten baþka hiçbir þey deðildi. Ýþte buna gülüyordum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn popüler kültür kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurtuluþun Felsefesi (Açký 3)
Teslimiyet 6
Bir Makale Yazmak 2
Bir Makale Yazmak 4
Bir Makale Yazmak 3

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Diktatör Olsam Meydanlarda Gezer Miydiniz?
Çanakkale; Kuruluþun Felsefi Önsözü
Bir Parantezin Anatomisi
Þiir ve Estetik
Kurtuluþun Felsefesi
Bir Yazý Çalýþmasý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aslýna Yüz [Þiir]
Vah ki Vah [Þiir]
Ýsis Dersem Çýk Ereþkigal Dersem... [Þiir]
Görmez Þey [Þiir]
Tekil Tikel Tükel [Þiir]
ve Leddâllîn, Amin [Þiir]
Mavi Yare [Þiir]
Mevsimsel [Þiir]
Yýkýlýþa Direniþ Direniþe Yýkýlýþ [Þiir]
Meþrep 3 [Þiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayý yaþantýlaþan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payý giderek azalmaktadýr. Sosyo toplum bazlý, genel bir açýlýmla baþlayan çalýþmalarým da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazýlarýn tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doða bilim verileri güdülü çalýþma olmasýna gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok baðýntýsýyla söylüyorsanýz, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.