Yalnızca hava, ışık ve arkadaşın varsa hiç üzülme. -Goethe |
|
||||||||||
|
Bu denklik birbiri üzerine etkimeli, birbirini gerektiren çevrim olmaktadır. Toplum, sağlatan tüketim ve kullanım çeşitliliği içinde, gelişen dağılımın bütünlüğünü veren ilişkileriyle olmalıdır. Kullanım ve tüketim fiili eylem, söylem ve düşünce temel referans içinde doğaya doğru sağlama yapma yönelimi içinde olmakla vardır. Siz; kolektif yapı içindeki bir kişinin, verdiği savunmayı kolektif kullanıp tüketirsiniz. Savunmanız bu iş bölüşümü içinde o kişi ya da o kişiler tarafından sürekli kılınır. İyi de grubun savunmasını üslenen kişilerin grubu savunma süreci ve grubu savunmasının sürekli oluşu boyunca beslenme yapması için av yapıp ot kök meyve toplaması gerekecekti. Yavru bakımı, yavru eğitimi vs. yapması gerekecekti. İşte sizlerin bir kısmı da kolektif yapı için av yapıp, ot, kök, meyve, börtü, böcek toplayıp; kolektif yapı içine getiriyordunuz. O kişilerin doğal yaşam içinde ve o kişilerin tekil yaşamı içinde üzerlerinde olması gereken av yapma, besin bulma yavru bakımı gibi işleri kendi üzerinize alıyordunuz. Yani savunmanızı yapan kişi ya da kişiler karşı taraf üzerine av yapma, besin bulma, yavru bakımı yavru eğitimi gibi süreçleri biriktiriyordu. Av yapıp besin toplayanlar da karşı taraf üzerinde savunma yaptırma yavru bakımı yavru eğitimi yaptırma gibi yükleri biriktiriyordu. Yavru eğitimi ve yavru bakımı yapanlar da karşı taraflar üzerinde savunma av yaptırma. Besin buldurma gibi asli ve temel yüklerini biriktirtiyordu. Buna sekans hareketi diyorduk. Biri diğerlerine göre işlerleler sistemdi. Grup ya da kolektif yapıyı oluşmadan siz zaten av yapma, ot kök meyve bulma; kendi savunmanızı kendiniz yapma, yavru bakımı ve yavru eğitimi yapma gibi işlerin, tek başınıza üstesinde gelmek ve tek başınıza bunları yapmak zorundaydınız. Müthiş bir sarmal ile kaygının odağındaydınız. Eğer bu tür yardımlaşan kolektif çevrime göre bu tür iş bölüşümü yapan işlerleler içinde olup ta sekans hareketiyle girişen bir yüküm içindeyken sizi savunan mantık bir fedakârlık ise bu fedakârlık karşılıklı yarar ilişkisi oluşla kaçınılmazdır. Kolektif emek, mutlaka bir karşılanması olmakla herkese eşit etkidir. Ama kişisi kapasite eşit etkiyi kendi ihtiyacı kadarla alır. İhtiyacı kadar tüketir. İhtiyacı kadar kullanmanın tüketmenin değiştirme değerini oluşur. Artı kişi kolektif birim zamanlı sinerjiden kaynaklı olan her bir gönenci de paydaşlı olmanın dengeleri içinde kalmakla kişiler kendi payı ile olacaktır. Kolektif yapı size özü gereği, bir araya gelişiniz gereği sizlere sağlatan bir kolektif birimli zaman çevrimi verir. Sizler de çevrimin sizlere vereceği bu tür kullanım ve tüketimlerin içindesinizdir. Kolektif birim zamanlı çevrimi veren, kolektif birimli zamana göre hareketi başlatan her bir sekansın karşı sekansları da (sektörleri de) hem bir sağlamadır. Hem de bir sağlatma ortaya koymadır. Sağlatan sekans hareketini siz belli parça değerlere kadar iş bölüşümü içinde küçültürsünüz. İyi de niye küçültüyordunuz? Burada, küçültmenin nesnel değil, öznel bir amacı vardır. Denkliği siz aynı miktar emek, aynı miktar zaman tüketimi ve aynı miktar depo enerji kullanımı olmayan, eşitsiz bir denkleştirmeye çeviriyordunuz. Kolektif yapının ters tarafta üzerine sardığı kolektif yapıya ters bir çelişki kritiği vardı. Kolektif kişilerin kolektif sinerjisinden doğan yinelenebilir bir tükenmez refah ve kolektif emek gücü vardı. İşte yinelenebilir olmakla tükenmez bir refah ortaya koyan emek güçleri kişisi bencil oluşun öznel düşünmeleri içinde kişisi fırsat ve yararlanışlara dönüşecekti. İşte bu yararlanma fikri ile siz; herkese yasak olan, şeytanın yolu denen düşünmeler üzerinde gizli niyetler ortaya koyacaktınız. İleride seçkinler diye şirin gösterilecek sömürücü kimi kurnaz kişiler kendi gizli niyetleri doğrultusunda paydaşlı ve karşılıklı emekler üzerinde kısma, eksiltme küçültmesi yapacaktı. Bunu kolektif sahipli somutluğa karşı bu somutluğun tersi ve zıddı olması ile "mülk benim" diye seslenen bir soyut anlayışa yaptıracaktı. Bu soyut seslenme, gizli niyetin kendisiydi. "Mülkümü dilediğime, dilediğim kadar vermekle kimine nasibini kıstım. Mülkümden kiminize az, kiminize çok pay var. Kimine de paydan hiç vermedik" diyecekti. Sistem küçülttüğünüz değerlere kadar bir esneklik içinde olmakla kişilere yarın yeniden ve yeniden çalışma olanağı verecek kadar bir küçültme ve esnetmeydi. Bu tür inanıcı bir skala değişkenlikleri içinde yaptığınız her tür fikri onaylamanızla ve sistem değerleri üzerinde oynanmalarınızla siz de yine sistemin çevrimli çalışmasına olanak verirsiniz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |