..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnýzca sevgiyi öðret, çünkü sen osun. -Anonim
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Ömer Faruk Hüsmüllü




5 Aralýk 2019
Varoluþ ve Ölüm  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Varoluþun yarattýðý sýkýntýlarý, problemleri, acýlarý, sorularý çözümlemenin tek bir yolu var: Varoluþçuluk. Özgür düþünceye dayanan, her türlü otoriteyi reddeden, insana varoluþunun farkýnda olmasýný saðlayan bir varoluþçu anlayýþ.


:IHI:

“Korkuyorum. Çünkü mezarlýðýn yanýndan ne zaman geçsem sesler duyuyorum. Bir hayalet yani hortlak çýkacak diye ödüm kopuyor. Gerçekte bunun bir düþsel görüntü olduðunu biliyorsam da korkmaktan kendimi alýkoyamýyorum.”
     “Bedenimi bir tabutun içine sýkýþtýrýyorlar, bir buçuk metre derinliðindeki bir çukura býrakýyorlar. Birkaç kiþi birbiriyle yarýþýrcasýna çukuru toprakla dolduruyorlar. Baþým, gözlerim, yüzüm kýsacasý her tarafým toprak altýnda kalýyor. Birkaç gün içinde bedenim þiþiyor, iðrenç kokulu sývýlar topraða karýþýyor, kurtlar, böcekler her yanýmý sarýyor. Ve sonunda benden sadece geriye kemiklerim kalýyor.”
     “Yok olmaktan korkuyorum. Yok olmak istemiyorum. Cehennemde yanmak da istemiyorum. Sevdiklerimden ayrýlmak bana çok zor geliyor, düþüncesi bile rahatsýz edici. Uykularým kaçýyor aklýma geldikçe, bir kaçýþ ya da çýkýþ yolu bulamýyorum. Her gece kabus kabus...Býktým artýk býktým...”
     Yukarýdaki iadeler ölüm korkusu yaþayan insanlara ait.
     Korkma! Bu anlatýlanlarýn tamamý tevatürden ibarettir. Ýnsanoðlunun dünyaya atýldýðý ilk günden bugüne gelinceye kadar, ne bir tek ölünün konuþtuðu duyulmuþ, ne de bir tek ölünün hortlak veya hayalet görünümünde ortaya çýktýðý görülmüþtür. Öldükten sonra bedeninle ilgili deðiþikliklere gelince, bu doða yasalarýnýn bir gereðidir. Bunu gören Herakleitos “Deðiþmeyen tek þey, deðiþmenin kendisidir.” Demiþ; ama bana göre bu tespit yanlýþ ya da en azýndan eksik. Çünkü deðiþmeyen bir þey daha var: Evrensel yasalar.
     Ölümlülüðün farkýna varmak
     Her insan daha doðrusu her canlý ölümlüdür, fanidir yani bu dünyada kalýcý deðildir; belki de o yüzden her insanda ölüm korkusu vardýr. Ölüm her canlýnýn peþinde. Epiküros'un iddia ettiði gibi acaba her insanýn mutsuzluðunun gerisinde ölüm korkusu mu yatar?
     Ölümlülüðün farkýna varmak, varoluþu sorgulamayý saðlar. Ölmeyi önceden öðrenirsen zamaný geldiðinde korku ve acý çekmezsin. Kendini keþfet!En büyük keþfini, kendini keþfettiðin zaman yapmýþ olacaksýn. Bu zor ve uzun bir yolculuktur. Sonunda ise seni bekleyen gerçekten çok büyük bir ödül var. Ýster büyük düþün ister küçük, o kadar önemli deðil; yeter ki düþüncen doðrudan, gerçekten yana olsun. Düþünmeyi bilen yaþamayý da becerir. Yaþamayý beceren her insan da ayný zamanda bir kahramandýr. Ya yaþadýðýnýn farkýnda deðilsen! O zaman demek ki sen yaþamýyorsun… Veya yaþayan bir ölüsün. Onun için ölülerden, ölmekten korkuyorsun, kaçmak istiyorsun. Yaþayan ölüler, mezarlardaki ölülerden hoþlanýrlar mý?
     Unutma! Hayatýnýn her anýnda sen bir öðrencisin. Hayatýnýn hangi döneminde olursa olsun öðrenciliðinin bittiðini zanneden kiþi, sýnýfta kalmýþ sayýlýr.
     Unutma! Ölüm, her zaman tek baþýna çýkýlan bir yolculuk olmuþtur. Ýstesen de bir baþkasýný yol arkadaþý olarak yanýna alamazsýn; ya da birisi seninle birlikte ölüme gitmek istese de gidemez.
     Hayatý sev, saygý göster ona; onunla uyum içinde yaþamanýn yollarýný bul. Unutma! Hep hayata gol atmaya çalýþan kiþinin, yediði goller attýklarýndan daha fazla olacaktýr. Çünkü bu coþkun bir ýrmaðýn önüne çalý çýrpýyla baraj yapmaya benzer. Býrak hayatý, o coþkun ýrmak gibi doðal ortamýnda çaðlayarak aksýn ve sonunda büyük bir denize(ölüme) kavuþsun!
     Unutma! Hayat, iki sonsuz sessizlik arasýna sýkýþmýþ kýsacýk bir gürültüdür. Varoluþ söz konusuysa, ölüm de kaçýnýlmazdýr. Ölümle birlikte o gürültü kesilecek ve hep sonsuz sessizlik olacak.
     Ýnsan, doða ve evren
     Her þeyin ama her þeyin özeti sadece þu üç kelime: Ýnsan, doða ve evren…Korkma! Yaþasan da, kaybolsan da, ölsen de evrendesin; yani bu koskocaman evindesin…
     Bu evini gezerken, sana felsefe refakat edebilir. Felsefe ile yola çýkanýn yolculuðu hiç bitmez. Felsefe, merak ile baþlayan bir evren seyahatidir. Felsefe, düþünmeyi bilmeyenlerce zehir sunuyor sanýlýr; oysa panzehirdir sunduðu… Sana soru sormayý, sorgulamayý öðretir. Soru sormak, sorgulamak düþünce dünyasýnda yapýlacak bir seyahatin hazýrlýðýdýr. Sonraki aþama ise yola çýkmak ya da aramaya baþlamaktýr.
     Mesela Felsefe sana “Ben, evren varolduðu için mi varým?” Sorusunu sordurup ve sonunda “Evren var olduðu için ben var olmuþ deðilim; aksine ben (Sen, o, þu aðaç, þu masa, þu taþ v.s…) var olduðumuz için evren var olmuþtur.” sonucuna varmaný saðlayabilir..
     Bir ara da felsefe, insan ömrüne kafayý takmana yol açabilir. Çaðýmýzda ortalama insan ömrünün uzadýðý bir gerçek. Bunda týbbýn katkýsý þüphesiz ki çok büyük. Ýnsanýn ömrünün uzamasýnýn duyulan korkuyu, hissedilen acýyý, kýsacasý yaþanan kötülükleri de artýrdýðý maalesef bir baþka gerçek! O zaman kendine sorarsýn: Ýnsan ömrünün uzamasý iyi mi oldu kötü mü?
     Yaþayan her þey bir gün mutlaka ölecektir
     Asýl konumuza dönüp bir kere daha tekrarlayalým: Ölüm korkusu bütün insanlarda ortaktýr. Yaþayan her þey ölecektir. Varoluþun en temel kurallarýndan biri budur. Bu kuralda eþitlik ve sosyal adalet vardýr; ayrýmcýlýk, kayýrmacýlýk, istisnalýk yoktur.
     Ölüm karþýsýnda ne yapabiliriz? Varolmanýn farkýnda olmak ölüme karþý bizi güçlü kýlar. Çünkü her canlý zaman zaman ölüm karþýsýnda kendini güçsüz, aciz hisseder. Onunla nasýl baþedeceðini bilemez. Ölüm, geleceði deðil geçmiþi yok eder; insana acý veren de budur. Geleceðin ne olduðu bilinemeyeceðinden ölümün onu etkileyeceðini düþünemeyiz; ama geçmiþin ölüm tarafýndan silineceðinin farkýndayýzdýr.
     Ölüme meydan okuyan insanlarý anlamak zor. Ölüme neden meydan okuyorsun? Meydan okuyacaðýna onunla uzlaþmayý denemeyi düþünsene!
     Ölüm korkusu her insan için her yerde ve her zaman var, dedik. Korkunun derecesi kiþilere göre farklýlýk gösterse de bu korkuyu her insan yaþamýþ veya yaþamak zorunda kalacaktýr. Dinler, mal-mülk hýrsý, makam sevdasý, diðer insanlara karþý duyulan kin hep bu korkuyla baþetmeye çalýþmanýn bir sonucudur. Kendi ölümümüzle ilgili bir þeyler yapmak isteriz. Çünkü baþkalarýnýn ve hayvanlarýn ölümüne karþý lakayt davranabilen insanlar; söz konusu kendileri olunca durum deðiþiyor.
     Ölüm, insanýn aklýna varlýðýnýn sonlanmasý düþüncesini getirdiðinden acý veriyor. Bu kaçýnýlmaz sonuç karþýsýnda insan zayýflýðýný görüyor, çaresizliði yaþýyor. Her þeyin bir sonu olduðunu anlamak istemiyor, bu gerçeðe boyun eðmek ona çok zor geliyor. Oysa yalnýz kendisi deðil, evrende varolan her þey sonludur. Bizi ýsýtan ve aydýnlatan þu güneþimiz, bir gün gelecek patlayacak ve varlýðýný sona erdirecek. Bu sona eriþle beraber etrafýndaki gezegenlerin ve tabii dünyamýzýn da varlýðý sona erecek. Gene bir gün galaksimizin ve gene gene bir gün evrenimizin varlýðý da sona erecek. Sonra ne mi olacak? Hiç. Bu soruya býrakýn doðru cevap vermeyi tahminde bulunmak bile mümkün deðil. Çünkü burada artýk düþüncemizin sýnýrýndayýz.
     Beden öldükten sonra ruh yaþar mý?
     Beden öldükten sonra ruhun yaþayýp yaþamadýðý sorusu binlerce yýldýr tartýþýlýyor. Mekanist teoriye göre bedenle birlikte ruh da ölmektedir, çünkü ruh bedenin bir ürünüdür. Oysa aksi görüþte olanlar (animist teori) beden öldükten sonra ruhun onu terk ettiðini ama varlýðýný sürdürdüðünü savunurlar.
     Ruhun ölümlü olduðunu ileri süren düþünürler “Ben varken ölüm yok, ölüm varken de ben yokum.” diyerek bu görüþlerini savunmakta ve o nedenle ölümden korkmamak gerektiðini söylemektedirler. Çünkü ölünce her þey daðýlýp yok olacak ve algýlayan bir “ben” olmayacak. Bu düþünce karþýsýnda þöyle bir soru sorulabilr: Öyleyse ben/ruh öldükten sonra ne olacaðým? Bu sorunun cevabý çok basit: Doðmadan önce ne isen o olacaksýn. Öyleyse ölüm sonsuz, büyük bir sessizlik ya da susuþ mu?
     Bir gün varolan her þey yok olacaksa yaþamanýn ne anlamý var?
     Bir gün varolan her þey yok olacaksa yaþamanýn ne anlamý var, sorusu birçok insanýn aklýna gelebilir ve yaþama dair bütün enerjisini tüketen bir etken durumuna girebilir. Kiþinin caný hiçbir þey yapmak istemez, etrafýndaki insanlarý ve olaylarý önemsemez, ilgisiz, umursamaz yani lakayt bir davranýþ sergiler. Bir de þöyle düþünse: Ebedi olsaydým, ilanihaye yani sonu gelmeyen bir zamana deðin yaþasaydým: Bedenim yaþlanýyor ama hiç ölmüyor. Hastalýklarýmýn sayýsý her geçen gün artýyor. Olaylar birbirinin tekrarý ya da benzeri... Böyle bir hayatý çekebilir miydim?
     Ölüme bak! Önyargýsýz, sakin ve rahat bir þekilde bak. Bu bakýþtan onu arzuladýðýn anlamý çýkmaz. Bu bakýþ, ölümün de sana yüzünün korkutucu tarafýný saklayýp huzur verici tarafýný göstermesini saðlar.
     Olumsuz bir yaþantý örneðinden sonra ölümün farkýnda olmak, bazý insanlarda bunalýmlara yol açabilir. Hatta bu farkýndalýk yüzünden kýrýcý, aksi, egoist bir insan görüntüsü yansýtanlar da olabilir. Oysa ölümün farkýnda olmak aslýnda o kadar kötü bir þey deðildir; hatta iyi deðerlendirilirse çok da faydalýdýr. Kiþi, bu farkýndalýða ulaþtýktan sonra hayattan çok daha fazla zevk almaya baþlayabilir, diðer insanlarla olan iliþkilerini düzeltebilir, yardýmsever ve merhametli olabilir. Geriye kalan zamanýný anlamlý geçirmeye karar verebilir. Arkasýnda uzun yýllar yaþayabilecek izler býrakabilir.
     Ölüm anksiyete(korku, endiþe)si, daha önce ölümle yüzleþmemiþ bazý insanlarda ciddi psikolojik ve ruhsal problemlere yol açabiliyor. Varolmama çoðu insana korkutucu gelse de bu yersiz bir korkudur. Çünkü varolmadýðýmýzý asla bilemeyeceðiz. Öyleyse bilmediðimiz, farkýna varmadýðýmýz bir þeyden neden korkalým ki? Karen Homey, kaygýdan yakýnan hastalarýna “Tehlike ne?” diye soruyormuþ. Siz de deneyin, kaygýlarýnýzýn azaldýðýný göreceksiniz.
     Ýnsanlarýn ölümle ilgili inançlarýný sorgulamanýn gereði yok; ölüm korkusunu din ile, inançla hafifletmeye çalýþan kiþiler belki bir zaman sonra bu durumlarýný kendileri sorgulamaya baþlayabilirler. Tabii dinler sadece ölüm anksiyetesini azaltmazlar bazen de artýrýrlar, ceza çekilecek yer olarak tanýmladýklarý cehennem bunun en baþta gelen nedenidir.
     Ölüm korkusunun bazen reenkarnasyon (ruhun sürekli olarak bedenlenmesi, ruh göçü) yoluyla, bazen paranormal (telepati, psikokinezi ) yani normal ötesi psiþik fenomenlerle, bazen de gizli bilimler (reiki, renk, hipnoz, ruhsal telkin, bioenerji, manyetizma, levitasyon, telekinezi) ile yapýlan açýklamalarýyla da karþýlaþýrýz. Aura (bedensel enerji alaný) terapisi, gurular (Brahmacý eðitimde, yüksek kasttan gençleri ve öðrencileri yetiþtiren manevi gücünün en yüksek noktada olduðuna inanýlan kimse/öðretmen), þifacýlar, aroma terapisi (bitkilerden elde edilen yaðlarla hastalýklarý tedavi etme yöntemi), astral seyahat (ruhun fiziksel bedenin dýþýnda ve baþka mekanlarda seyahat etmesi), ve diðer paranormal inançlarý da bunlara ekleyebiliriz. Ancak bütün bu saydýklarýmýzýn ölüm kaygýsýný azaltmada faydalý olup olmadýklarý tartýþma konusudur.
     Ölüm konusunda model olmak ve son söz
     Acaba þu ifadeyi dillendiren kaç kiþi vardýr? “Anneme ve babama sadece benim dünyaya gelmemde rol oynadýklarý için deðil, ayný zamanda benden önce bu dünyadan göç ederek bana ölümle ilgili model olduklarý için de müteþekkirim. Onlarýn benim için örnek olduklarýný görünce dedim ki: Siz(annem ve babam) ölebildiðinize göre, demek ki ben de ölebilirim. Ve umarým ben de çocuklarýma ölüm konusunda sizin gibi örnek olabilirim. ”
     Varoluþun yarattýðý sýkýntýlarý, problemleri, acýlarý, sorularý çözümlemenin tek bir yolu var: Varoluþçuluk. Özgür düþünceye dayanan, her türlü otoriteyi reddeden, insana varoluþunun farkýnda olmasýný saðlayan bir varoluþçu anlayýþ.
NOT: Bu deneme çalýþmasý Psikiyatrist Profesör Irvin D. Yalom'un “Güneþe Bakmak Ölümle Yüzleþmek” kitabýndan yararlanarak hazýrlanmýþ olup, o nedenle bu kitabýn kapaðý görsel olarak kullanýlmýþtýr.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bu Dünyaya Veysel Olarak Geldi Âþýk Veysel Olarak da Gitti
Sevgili Ölüm Dost Muyuz?
Bunalým Kapýyý Çalýnca
Bitirilemeyen Bir Mektup
Yaþam Sevinci...
Biraz da Ýyimserlik!
Gerçeðin Aynasý
Doðum ve Ölüm Üzerine Bir Soru
Kýyameti Beklerken
Küçükçekmece"de Bir Sabah...

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Meczup Yakarýþý
Nasreddin Hoca Fýkralarýna Güler Misiniz?
Daire Ýçinde Bir Nokta Mýsýnýz,yoksa Sadece Bir Nokta Mýsýnýz?
Gidenlerden Son Kareler
Gülerken Göbek Çatlatan Çok Komik Temel Fýkralarý
Aþk Üzerine Kýkýr Kýkýr Fýkralar
Yüreðin Ýlâcý: Sevgi
Düþünen Kafalardan Düþündürücü Cevaplar
Bekri Mustafa'dan Fýkralar
Oruç Baba Ýle Bir Damla Sohbetleri - 2

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.