Matematiğe, yalnızca yaratıcı bir sanat olduğu sürece ilgi duyarım. -Godfrey Hardy |
|
||||||||||
|
Doğum sonrasında geçen süreçle birlikte giderek hormon tepileri kaybolan doğuranımızın, dıştan edindiği duygu bağı giderek zayıflayıp, kopar. Hatta yavruyu başında savma, duygularıyla yavruya yaklaşır. Bu nedenle doğuran endeksli analık söylemi bizim söz konusu ettiğimiz analık davranışı değildir. Şimdiki analık, babalık yüklemi, kim ne derse desin kapitalist ve köleci düzen içindedir. Ve özellikle de bir gelirden, bir hayat sigortasından yoksun olan doğuranın yavrusu üzerinde kendi yaşlılık, kendi çapsızlık geleceğini sigorta gören bir analık, babalık kavramıdır. İstisnası bakidir. Bu süreç, çocuk gözü ile köleci misyonla kişiler üzerine yüklenen garanti gibi bu kabil anlam ilişkilerden soyutlanır. Köleci garanti gibi bu tür işlerden habersiz olan biz çocukluğa ve biz çocuklara köleci ilişkiden soyutlanan ana baba yaklaşımı yalın bir analık babalık gibi yansır ve yansıtılır. Halbuki yansıtılan bu tutum da geçmiş günlerde kendi elimizle kaybettiğimiz ilkteki inşa içinde oluşan genel ve koruyucu sosyal ilişkiydi. Toplum sal garantiydi. Şimdiki köleci öğreti kaybedileni ana baba tutumlu bu söylemi; anana, babana uf bile demeden katlanacaksın, diyen öğretiyi doğuran ve doğurtan üzerine yüklemesinden başka bir şey değildi. Neden? Çünkü onlar sana şikâyet etmeden bakmışlardı! Acaba? Neslin devamı ne oluyordu? Kendisine de aynı biçimde bakılma ne oluyordu? Kolektif sürecin yavru baktığı, yavruyu eğitip donattığı, gelecek garantisini doğurduğunun sırtında görmeyen ana baba kavramının olmadığı süreç ne oluyordu? Kısacası köleci başlangıçtan beri şimdiki zaman içinde köleci bir anlam, köleci bir söylem ve köleci bir öğreti içinde köleci manalarla verili analık babalık tutumları vardı. Köleci sistem içinde köleci kişi özneli kaygı ve duygular da ana baba söylemli bu öğreti içine bindiriliş edilmekle şimdiki ana baba tanımı ortaya konmuştu. Nasıl bir zamanlar çocuk üzerinde ana babanın gelecek kaygıları yoktu. Şimdiki köleci sistem içinde gelecek güvencesi olmayan ana babalar geleceğini çocuğunda görüyorsa ve bu kaygılarla; cennet anaların ayağı altında, diyordu. Çocuk ana babaya; ana baba da çocuğuna biz seni seçmedik diyordu. Şundan da emin olun ki gelecekteki ana babalar çocuğu sipariş eden ana babalar olacaktı. Sarışın, uzun boylu, mavi gözlü, hastalıklardan vareste, müziğe yetenekle 1,60 boyunda kız veya erkek çocuğu siparişi vereceklerdi. Yani yeni ana baba tanımı seni biz seçtik diyecekti. İnanın ki gelecekte daha embriyo bile olmayan sperm ve yumurta olan biyo kimya; şu özellikle olan ana baba karakterlerle yıldızı barışmıyor kabili belirtmelerle çocuk ta ana babayı seçecek. Köleci öznel söylemler içinde içi doldurulan, duygu ve vicdan yapılan analık söylemleri, doğal süreç içindeki verili doğum yapan analar üzerinde yoktur. Faal bir kolektif sistemin, işlerleysen kolektif paydaşlı, kolektif birim zamanlı entegrasyonları vardı. Bu entegrasyonlar zorunlu olarak sistemin kendi üzerine kendi etkimesiydi. Sistemin kendi üzerine kendi etkimesi de Ali, Veli, Ayşe, Nazlı üzerinde dolup biriken bir durum değildi. Aksine kolektif tüzelinde toplum üzerinde ŞARJ-DEŞARJ olan birikimlerdi. Şarj ve deşarjlar kolektif depo enerjiyi ve kolektif sorumluluğu oluşma üzerine olan şarj ve deşarjlardı. Bu birikme ve boşalmalar modülasyonu içine; anana uf demeden bakacaksın, diye bir anlayış yoktu. Kolektif yapıya ait görev ve sorumluluk zaten kişiye verilmiyordu. Günümüz koşullarında sefalet içindeki ailelerin çocukları ne kadar kolektif ve yurttaşlık bilincine sahip olanaklarla yetiştiriliyordu bu da güya ayrı bir bilinmez. Kolektife ait sorumluluk ve görevler olanağı, kişinin yapacağı çap ve kapasiteden çok çok üstün ve farklı olacağı da apaçıktır. Kolektif geçmişte doğuranın, doğurtanın böyle bir gelecek kaygısı olmadığından, toplum kapasitesi karşısında kişisi kapasitesiz ligini çocuklar üzerine sorumluluk etmiyorlardı. Toplumsal birikimler istisnasız kolektif birim zamanlıydı. Kolektif birim zaman istisnasız şöyle ya da böyle tüm kişilerin; toplum zamanı içindeydi. Toplumsal zaman parça işler dağılımları üzerinde oluşur. Tüm bunlar istisnasız ve zorunlulukturlar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |