..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Prensiplerden hoşlanmam. Önyargıları yeğlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




16 Ocak 2020
Anlamak Gerek 68  
Bayram Kaya
Enuma Eliş te anlatılan gök söylemini şimdiki söylem gibi uzay zaman diye yorumlarsanız: yerin ürettiği, göğün ürettiği nimetleri de: yerin göğün nimetleri sizin için, dersiniz. Gülünçlükler de kaçınılmaz olurdu.


:HFD:
68
Enuma Eliş te anlatılan gök söylemini şimdiki söylem gibi uzay zaman diye yorumlarsanız: yerin ürettiği, göğün ürettiği nimetleri de: yerin göğün nimetleri sizin için, dersiniz. Gülünçlükler de kaçınılmaz olurdu.

Biliyorsunuz ki üretim ilişkisinden önce veya üretim hareketinden önce milyonlarca yıldır doğada toplanan besinlere kimse nimet demiyordu. Ve bu nimetler sizin için bile denmiyordu. Bu nedenle ilk anlarda köleci sisteme kadar doğada var olan buğdaya değil, doğadaki eşeğe değil de illa üretilen buğdaya, üretilen otomobillere nimet deniyordu.

Aslında bize nimet olukla verildiği söylenen göklerde bulunduğu söylenen nimetler yün, dokuma, ip eğirme, süt, yoğurt, bal vs.ydi. Yün, süt, peynir, bal gibi nimeti olan gök ile yıldızları gezegeni olan fezanın GÖK kavramı ile hiçbir ilişkisi yoktu. İttifak merkezlerinden çevreye doğru açılan yeni ittifaklarla yeni yeni yerlere ayak basıp genişleyen gök Kiş’in, Akat’ın, Asur’un, Keldani’lerin, Aramiler’in, Elamlar’ın, Gutiler’in, yaşadığı yer vs. olukla yüzlerce binlerce yerdeki ve gökteki başka grupların (alemlerin) tanımaydı.

Yani yerdeki Ur, Uruk, Lagaş, Eridu, Nippur gibi, gökte de Asur, Babil, Ninova, Aramiler gibi grup kültür temsilcilikleri olan alemler vardı. Gök söylemi şimdiki gök yüzü sonrası yıldız ve gezegenleri içeren bir alem söylemi hiç değildi. Enuma Eliş, anlatıcıları olan Sümerlilere göre veya Sineer bölgesine göre yukarı yer gök topraklarıydı. Asur’du. Suriye’ydi. Kalde’ydi. Irak topraklarıydı, Hitti ülkesiydi vs.

Gök ve yer kavramı içinde temas eden veya üreten grupların kendilerini tanıtmaları vardı. Grupların kendilerini oturdukları yerle, oturdukları yön ile ürettikleri tarım ürünleriyle karşı gruba tanıtmalarını ve tanınmalarını yaptıkları bir yaratılış seremonisiydi. Gök söylemi Sümerlere göre yukarı yerdi. Akat’tı, Akat’lı çobanlardı. Gök ehli, gökte oturanlardı. Yer demek te Akat’a göre aşağı yer topraklarıydı. Karaydı. Kara denen yerde oturan kişi olan karabaşlılardı. Sümerlilerdi. Tarımcılardı.

Yaratılış sürecini belirten aktarımının yapıldığı dönemlerde üretenlerin üretim bilinçleri olmakla üreticiler kararlar veren, karar alanlardı. Verilen karar doğrultusu içindeki grup, bir merkezden çevreye doğru açılım ve salınımlar yapıyordu. Bu açılım ve salınımlar yamyamca olan açılım ve salınım dışında ittifak edilen eylemle yeni yerleri tanımaydı. Giderek yeni gruplarla ve tanımadığı, hiç bilmediği yeni kültürlerle isteyerek veya istemeyerek tanışma, onlarla ittifaka girme ve birleşmeydi.

Üreten grup bilincinin karar alma mihengini veren grup merkezlerinde, çevreye doğru yukarı yerlere gök deniyordu. Neden?

O günlerde hemcinsler hayallerini değil, şimdi bize mitoloji gelen somut ilişiklerini anlatıyorlardı. İttifak edenler birer isim alarak ayrışıyorlardı. Aldıkları isimlerle Gök yerden ayrılıyordu. Böylece yaradılış; ad vermekle başlayıp, ad verme tamamlanınca bitiyordu. Yani yaradılış isim vermeydi. İttifak eden aitliği bu isimle tanıma bu isimle ayırt eden bir ayrıştırmaydı.

Karar kılıcılar, birbirleri ile yaptıkları temas ve takaslarını ön ittifak denilen ittifaklarla sonuçlandırdılar. O dönemler grupların içinde oldukları somut ilişki çağıydı ve gruplar ufuk değiştiren olaylar eşiğini atlama yapmanın ittifakı içindeydiler. Yamyamlığa rağmen temas etme çok büyük bir indis kırılmasıydı (ayırt edici im, imge, imajıydı).

İttifaklarla olup bitenler, sözcüklerin şimdiki anlamıyla söylenmeyenlerdi. Söylemler şimdiki anlamıyla hiç bilinmeyen ilk kes söylenen sözcüklerdi. Bu bağlam ile ilk ittifaklar yaratılış sözcüğü ile anlatılıyordu. Yaratılış sözcüğündeki şimdiki anlamalar o zamanlar içinde yoktular.

Unutmayın ki burada egemen olan bilinç avcı toplayıcı kolektif bilinç değil aksine üreten bilinçti. Yine doğa tarafında güdülen değil kendi kararlarını kendi alabilen yaptıran kolektif bilinçti. Yaptıran ortak kolektif akıldı. Ve yaptıran ortak kolektif eylemdi.

Yaratılış, ittifakları yapan grubun kendi aitleri içinde totemi etnik tepkilere karşı grup kişilerinin dimağlarında derin izler açan yepyeni bir travma tik süreçti. Yaratılışı anlatan söylemlerin kapsamı içinde, yaradılışın şimdiki gibi; kun fe yekûn, demekle veya ol deyip olmakla yoktan var edilen bir anlamı yoktu. Ön ittifaklıların yaratılışa sihirli, kutsal cümle ile yaklaşma anlatımları yoktu. Enuma Eliş te böyle bir anlatım, değildi. Enuma Eliş’in anlatıcıları, yoktan var olmayı belirtmenin gereğini bile duymuyorlardı.

İttifaklar insanlık için gelişmeci dev bir atılımdı. Ama totem soy kültürlü etnik anlayışalar için totem yapıdan kopmak tufandı. Felaketti. Lanetti. Gruplar tarihte olmadıkları denli bir yol ayrımı içindeydiler. Ya üreten ilişki nedenle dışa açılıp totemi adet ve yasalara göre dejenere olacaktılar.

Ya da grup totem yasalara bağlı kalıp içine kapanacaktılar. Bu durumda sizce ne olacak? Üreten ilişki hacim artırıcı çok boyutlu bir süreç olmakla alan ya da yüzey yırtılması yani grubun çevreye doğru açılmasını ortaya koyacaktı.

Yani ön ittifaklar, grup sosyal mantığa göre kaldırılamaz bir travmaydı. Ön ittifaklar üreten ilişki bağlamında yaratılışın diliydi. Ön ittifaklar sosyal anlatımlı dil bağlamında da felaketti. Bir tufandı. Totem grubun totem yasalı yaşam biçimine göre bir yıkım mantığının söylemiydi. Totem yasa yerine ittifakı ve ilahi yasalara tepkiydi. Yani ittifakı felaket grup için totem alışkanlığın dışına düşen bir lanetti. Yani ilk ittifaklar hem bir yaratılıştı. Hem bir tufandı Bunu da gözden ırak tutmamak gerekti.

Köleci sistem bu tür ilk zıt dururumla travma tik (vuruk olmuş, sarsılmış) bir hafızayı Nuh tufanıyla, Lot kavminin yok oluşu gibi türlü türlü yollarla köleci anlatıma göre bir dil içinde işleyecekti. Yeryüzü tufanla silinecekti.

Sadece tarih olarak, yaratıcı olgu ve olay olarak, travma olarak, geçmişi aktaran deneyim olarak; ilk ittifak sarsıntısı torunlara anlatılıyordu. İttifaka gelen grupların yeri, yönü, yaratılışı belirtmeye çalışan anlatıma denk kavramlar içinde gök, yer, fırtına, tufan gibi sözcüklerle ilk kes yaratılış kavramı belirtiliyordu. Neye karşı? Totem mantık içinde travma ortaya koyan tufanlara karşı. Grubu dışa açmaya çalışan üreten ilişkiye karşı grubu içe kapatmaya çalışan tufan söylemine karşıydı.

Yani gök kavramı ve yer kavramı ittifakı, yaratılışı anlatan sözcüklerdi. Açıkçası ilk ittifak seremonisi yaratılıştı. İlk ittifakın dili ve ittifakın kendisi yaratılıştı. Sosyal mantığa göre de ilk ittifak felaketti. İlk ittifaklar deyince hem yaratılışı hem tufanı bir arada akla getirip; süreci ikili kavramalıyız.

Ön ittifakı yaratan sürecin ikiliği nereden geliyordu? Grubu dışa açılmağa zorlayan üreten ilişkilerle; grubu içe kapatmak isteyen sosyal ve totem mantığın dilinden ileri geliyordu. Üreten yukarı yerle, üreten aşağı yön topraklarındaki grupların girişme seremonini anlatan yaratılış, bir ittifaktı. Bir ittifak ahdiydi. Yaratılış temel kavram olmakla; asıl, esas söylemdi.

Geçmiş gerçek yaşantıyı aktaran yaratılış zamanı Tevrat'ın köleci dilli ve kendi anlatım zamanı içine geldiğinde; yamyamlığın sürdüğü dönemler içindeki inşacı ön ittifaklardan, pek bir eser kalmamıştı. Köleci, monarşin, oligarşin, ganimetti, emperyalist ittifak akdi içinde mukataayla, mukavele ile başka üreten kaynakları sömürmenin ittifakları vardı. Bu ittifaklar içinde yaratılış söylemi yoktu. Sahip olan sahip hukuku hakkını alıyordu.

Yani ittifaklar ve yaratılış izole edilmiş totem inşaya göre; kabuğundan çıkıyordu. İlk ittifaklar ve yaratılış gruplar arasında üreten ilk temasları başlatıyordu. İttifak içinde inşa olmanın temasını ve temelini kuruyordu. İlk ittifaklar ve yaratılış ön görülemeyen sonuçları içinde uygarlığı kurdu. Tarihte ilk kes insanı var etti. Şok, travma ve yaratılış içinde geçen ittifak şölenleri esnasında belirtilen gök, yer söylemi, ittifaklarla, grup ihtiyarında olan yaratılışla hiçbir ilişkisi olmayan yıldızlı göğün, ittifaklar içinde hiçbir işi, yeri ve gereği bile yoktu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.