Bazen evrende yalnız olduğumuzu düşünürüm, bazen de olmadığmızı. Her iki durumda da bu düşünce beni afallatır. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
Tiyatro her yerde yapılan ve sevilen bir sanat dalıdır. İnsanı, insana insanla anlatır. Tiyatro yapmak için bahane üretmeye gerek yoktur. Çünkü tiyatro bir sevgi işidir. Bir aşk işidir. İşte o aşkı yüreğinde taşıyanlar bu işi gerçek anlamda yapabilir. Salonun olmayışı, sahnenin olmayışı, maddi gücün olmayışı, dekor ve kostümün olmayışı engel değildir tiyatro yapmaya. Seyircinin olması ve istekli yüreklerin, cesur yüreklerin olması yeterlidir. Her zaman ve her yerde tiyatro yapılabilir. Bu işi yapan neferler vardır. Ben, onlara tiyatro neferleri diyorum. Hani bizde 21 yıldır salonları olmayıp da tiyatro yapanlar gibi… Çünkü salonsuzluk engel olamıyor bu sevdayı yürekte taşımaya. Tiyatro yapmaya set çekemiyor. Yürek işidir tiyatro yapmak. Sevda işidir… İşte bu sevdayı yüreğinde taşıyan birileri daha var. Denizin öbür tarafında. Bizim burnumuzun ucunun gösterdiği İskenderun’da tiyatro sevdalıları var. İskenderun Belediyesi Tiyatro Topluluğu adıyla severek, isteyerek, zevkle tiyatro yapıyor bu topluluk. Bu toplulukta oyunculuk ve yönetmenlik yapan saygıdeğer dostumuz Özer Yüksel Bey, yeni bir çocuk oyunu oynamak için oyun aramışlar. Ve onca oyun arasından benim yazdığım “Ormanda” adlı çocuk oyunumu tercih etmişler. Bunun için benimle irtibata geçip oyunumun oynanması için izin istediler. Bu da çok önemliydi benim için. Çünkü emeğe karşı saygı duyuyorlardı. Yazılan bir oyuna karşı, onun yazarından izin alma nezaketini gösteriyorlardı. Oysa internet ortamında hiç izin almadan, o nezaketi göstermeden ve bu işin ticaretini yapıp oyunları oynayanlar var ki yazmakla bitmez… Onlara da ben “Emek Hırsızları” diyorum… İzin almakla kalmıyor Sayın Özer Yüksel. Sık sık oyun çalışmalarından haberler veriyor. Resimler yolluyor ve çalışmalardaki gelişmeleri bana bildiriyor. Gerçekten saygı ile karşılanacak davranışlar bunlar. Merak ettim bu İskenderun Belediye Tiyatrosu Topluluğu’nu. Rica edip bana tanıtmalarını istedim. Özer Bey, değerli vakitlerini ayırıp bu isteğimi de kırmadı ve bana gruplarını anlatan bir yazı gönderdi. Özer Yüksel Bey, “2010 yılında İskenderun Belediyesi Musiki Derneği’nde çalışmalara başladıklarını, 2012 yılından itibaren İskenderun Belediyesi Şehir Tiyatrosu çatısı altında amatörce ve gönüllülük esasıyla tiyatro yapmaya başladıklarını” söylüyor. “5-6 kişiyle başlayan çalışmaları, yıllar geçtikçe artmış ve yaklaşık 40 kişiye ulaşmış. İskenderun Belediyesi Tiyatro Topluluğu’nda her kesimden insanların bulunduğunu, hiçbir karşılık beklemeden, gönüllülük esasına göre çalıştıklarını, sevgi ile bu işi götürdüklerini” belirtiyor. Şöyle devam ediyor: “Ekipte yer alan yediden yetmişe tüm arkadaşlarımız; işlerinden, evlerinden arta kalan zamanlarını ailelerinden ve kendilerinden çalarak geç saatlere kadar provalara katıldılar. Oyuncularımız öğretmen, ev hanımı, lise ve üniversite öğrencisi, işçi, asker, mühendis, emekli, sağlık personeli, esnaf gibi çeşitli meslek gruplarından oluşuyor. Sanatın insanları birleştiren ve kucaklayan yanıyla dileyen, ama bunun için zaman ayırıp özveri gösterebilecek herkese kapılarımızı açtık. Tiyatroya gönül verdiğini bildiğimiz kimi arkadaşlara bizler teklif götürdük. Kimi büyük bir alçak gönüllükle destek verdi, kimileri ise şişkin egolarına yenik düşüp köstek olmaya çalıştı. Ama biz yılmadan çalıştık.” Gerçekten Sayın Özer Yüksel Bey’in mektubunu okudukça hayranlığım kat be kat arttı. Kıskanmadım desem yalan olur. O kadar içtenlikle ve sevgiyle anlatıyor ki tiyatroya olan sevgimiz bir o kadar daha artıyor. Özer Yüksel Bey amaçlarını bakın nasıl anlatıyor: “ Amacımız İskenderun’a bir tiyatro kazandırmak ve İskenderun’a bu sanatın güzelliğini göstermekti. Sadece iyi vakit geçirtmek değildi niyetimiz. Çünkü biliyoruz ki; tiyatro sadece eğlendirmez. Seyircimizi güldürüp eğlendirirken çağının gerçekleri ve insan doğasının acımasız olabilecek yönüyle de yüzleştirmekti, amacımız. Var olan gerçekleri kimi zaman komediyle, kimi zaman trajediyle sunduk seyircimize. İçtenlik, temel ilkemiz oldu. Tiyatroya gönül veren bireyler olarak oynadığımız oyunlardan herhangi bir kazanç elde etmedik ve bugüne kadar tüm oyunları halka açık, ücretsiz oynadık.” Sayın Yüksel, “Seyirci sayılarının her oyundan sonra arttığını, seyircilerin kendilerine karşı büyük bir ilgi gösterdiğini ve sevgi gösterdiklerini” belirtiyor. Bu da onları daha çok kamçılamış. Yaptıkları işin taktir gördüğünü anlayınca doğru yolda olduklarını anlamışlar ve tiyatroya daha çok sarılmışlar. Seyircilerden gelen geri dönüşler bu yola devam etmeleri gerektiği mesajını vermiş onlara. Oyunları başta İskenderun olmak üzere gelen tekliflere göre Hatay’ın çeşitli ilçelerinde de sahnelemişler. Yani turnelere de çıkıyorlar. Bugüne kadar şu oyunları oynamışlar: “Sevim Taşan Benim”, “İki Karışık Bir Kabare”, “Bir Garip Oyun”, “Kanaviçe”, “Sen de Gitme Triyandafilis”, “Dokuz Canlı”, “Ay Tedirginliği”, “Yakamoz” isimli büyük oyunları ile “Bir Orman Masalı”, “Çiftlikteki Haydut”, “Dişler Ülkesinde Seçim Var”, “Bir Gece Ansızın Geldiler” ve “İyiliğin Gücü” isimli çocuk oyunları. Şu anda İskenderun Belediyesi çatısı altında “Komşu Köyün Delisi” ve “Murtaza” isimli büyük oyunlar sahneleniyormuş. Diğer taraftan ise; “Ormanda” ve “Ali’nin Düşü” isimli çocuk oyunları prova aşamasındaymış. Çocuk oyunlarının 27 Mart’tan itibaren sahnelenmesinin hedeflendiğini belirtiyor. Son olarak şunları söylüyor: “Hakan Yozcu’nun yazdığı, Özer Yüksel’in yönettiği “Ormanda” isimli oyunda İskenderun Belediyesi Tiyatro Topluluğundan Birsen Özer, Cihat Demirkıran, Esra Saraçoğlu, Eliza Akpınar, Faruk Köylü, Gizem Tutuşmuş, Gizem Yüksel, İbrahim Kırat, Özer Yüksel ve Tülin Yangın oyuncu olarak görev almaktadır. Oyunun, ilk olarak Mart ayı sonunda gerçekleşecek olan İskenderun Tiyatro Festivali esnasında, İskenderun Belediyesi Kültür Sarayı Sahnesi’nde sahnelenmesi planlanmaktadır. Daha sonra 06-10 Nisan 2020 tarihleri arasındaki ara tatilde her gün oynanarak, yaklaşık 2500-3000 civarında öğrencinin izlemesi hedeflenmektedir. “Ormanda” isimli oyunla tüm çocuklara, “televizyon, cep telefonu ve internetin kontrol dışı kullanımı ve bunların zararları”, “topluluklarda arkadaşlık, dayanışma ve kardeşliğin önemi”nin yanı sıra “Çocukların anne babalarının sözlerinden çıkmamaları gerektiği, ailelerinden uzaklaşmalarının ne kadar tehlikeli olacağı ve tüm anne babaların tüm çocuklarını eşit derecede sevdiği yönünde mesajlar verilmektedir.” Biz de Hakikat Gazetesi Ailesi olarak bu cesur yüreklere kolay gelsin diyerek çalışmalarında başarılar diliyoruz. Böyle cesur yürekler olduğu sürece tiyatro sahnelerde hep var olacak ve alkışlar hiç susmayacaktır…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |