Okumak bir tutkudur bende. Yýllarca okurum. Býkmadan usanmadan okurum. Hem de her türden okurum. Þiir, hikâye, roman, gezi yazýlarý, makaleler… aklýnýza ne gelirse okurum.
     Romanlar vazgeçilmezlerim arasýndadýr. Her tür romaný okurum. Aþk romaný, cinayet romaný, macera romaný ve diðer bütün romanlarý…
     Tabii genelde aþk romanlarý daha çok sevilir ve tercih edilir. Ben de severim onlarý…
     Bu günlerde corona virüsü nedeniyle evlerimize hapsolduk. Günlerce dýþarý çýkamýyoruz. Vakit geçmek nedir bilmiyor. Buna çözüm olarak da kitap okuyoruz.
     Okuma oranýmýz bu vesileyle kat be kat arttý. Haftada 2-3 kitap okumaya baþladýk. Oysa bu kadarýný ayda bile okuyamýyorduk. Kýsaca “Bu günlerde kitap kurdu olup çýktýk.” desem hiç yalan olmaz.
     Son okuduðum roman, tür bakýmýndan oldukça farklý bir romandý. Ne aþk romaný ne tarihi roman ne de polisiye romanýydý…
     Ýþ dünyasý ile ilgili bir romandý. Tabiri caiz ise Ýþ dünyasý ve beyaz yakalýlara dair romandý. Ýþleri hep ters giden bir þirketin çalýþmalarýný anlatan bir romandý.
“Bitmeyen Proje” romaný üç kiþi tarafýndan yazýlmýþ. Bunlar “Kevin Behr”, “George Spafford” ve “Gene Kim”. Çevirmenliðini ise M.Sinan Alpsoy yapmýþ. Kitap, 2016 yýlýndaTimaþ Yayýnlarý arasýnda roman dizisi olarak yayýnlanmýþ. 512 sayfalýk bir kitap.
Kitabýn ana temasýnda “Çok çalýþmanýn, ne olursa olsun iþi býrakmamanýn ve inanmanýn önemi” anlatýlýyor. “Bir iþi mutlaka baþarmak istiyorsan, vazgeçmemeli ve sonuna kadar gitmelisin” mesajýný veriyor. “Sabýr etmek, inanmak ve býrakmamak insaný baþarýya götürür” deniliyor.
Romanýn kahramaný Bill Palmer adýnda Parts Unlimited Þirketinde çalýþan bir teknik elemandýr. Bill Palmer, göstermiþ olduðu baþarýdan dolayý Þirketin BT Birimi Baþkan Yardýmcýlýðýna terfi ettirilir.
Bill Palmer, Amerika ordusunda astsubaylýktan gelen biridir. Askerlikte aldýðý eðitimi de iþi ile bütünleþtiren Palmer, baþarýlý bir yönetici olur. Ýyi bir ekip kurar. Emrindeki çalýþanlarla ciddi bir uðraþ içine girer.
Baþý bir türlü dertten kurtulmayan, durmadan sorunlar yaþayan teknoloji þirketinin kaderi Bill Palmer ve ekibi sayesinde deðiþir. Aksaklýklar, bitmeyen sorunlar, gününde müþteriye verilemeyen sipariþler ve durmadan ortaya çýkan diðer sorunlarla boðuþurlar.
BT Ekibi gecelerini gündüzlerine katarak çalýþýrlar. Ne olursa olsun pes etmezler. Azimle ve inançla çalýþýrlar. Sorunlarý tek tek bulup onlarý gidermek için çözüm üretirler. Öyle ki iþlerin düzelmeyeceðinden emin olan üst yönetim kurulu, þirketi bölmeyi dahi düþünmektedir. Þirketin ikiye bölünmesi demek, birçok kiþinin iþsiz kalmasý demekti. Bunu da Bill Palmer kesinlikle onaylamýyordu. Bu nedenle son ana kadar umutlarýný kaybetmeyip çalýþmaya devam ettiler.
Her þeye raðmen, üst yöneticilerle sorun yaþayan Pill Palmer görevinden istifa etmek zorunda kalýr. Ama bu istifasý iþlerin daha da kötüye gitmesine sebep olacaktýr. Tek çare, Palmer’ýn göreve geri dönmesini saðlamaktýr.
Palmer’in istifa etmesi ailesini de zora sokacaktýr. Ödenmesi gereken taksitler maaþýna göre ayarlanmýþtýr. Görevden ayrýlmasý demek bu ödemelerin yapýlmamasý demekti. Ayrýca Palmer, iþi yüzünden çok sevdiði çocuðuna ve eþine de yeteri kadar vakit ayýramýyordu. Böylece istifasý ile ailesine de vakit ayýrabilecekti.
Bill Palmer, þirkete çaðýrýlýr. Göreve dönmesi istenir. Çünkü her þey arapsaçýna dönmüþtür. Bill Palmer, eþinin de isteði ile göreve geri döner ve sýký bir çalýþma temposuna girerler.
Yýllardýr üzerinde durulan ve fakat bir türlü istenilen seviyeye gelemeyen “Anka Projesi” üzerinde dururlar. Bu projeyi yeni baþtan ele alýp üzerinde ciddi çalýþmalar yaparlar. Tabi bu arada da zaman ile yarýþýrlar…
Kendi aralarýnda bir toplantý düzenlerler. Amaç birbirlerini daha yakýndan tanýmak ve bir ekip ruhu oluþturmaktýr. Çünkü ekip ruhu olmazsa yapýlan iþler baþarýya ulaþmazdý. Ýþte Bill Palmer bunu baþarýr. Herkesin birbirine olan inancýn saðlanmasý ve herkesin birbirine güveninin artmasýný saðlar. Böylece iþler birdenbire geliþir.
Yeni yeni projeler üretilir. Verim arttýkça artar. Adeta satýþlarda rekorlar kýrýlýr…
Romanda, ne kadar zor iþlerle karþýlaþýrsanýz karþýlaþýn, onlarýn karþýsýnda yýlmadan, azimle hareket etmek gerektiði vurgusu yapýlýyor. Sorunlarla nasýl baþa çýkýlmasý gerektiði yolu gösteriliyor.
Bu türde okuduðum ilk roman olmasýna raðmen zevkle okudum. Dilin sadeliði ve akýcýlýðý beni sürükleyip götürdü. Kendimi adeta o dev þirketin bir çalýþaný, bir yöneticisi gibi hissettim. Bazen kendimi Bill Palmer’ýn yerine, bazen Steve Masters’in yerine, bazen Wes Davis’in yerine, bazen Brent Geller’in yerine, bazen de diðer kahramanlarýn yerine koydum.
Romandaki tüm kahramanlar da önemli birer tip olarak veriliyor. Steve Masters, Þirketine çok baðlý olan ve þirketinin baþarýsý için her þeyi yapan bir yönetici olarak karþýmýza çýkýyor.
Dick Landry ve Sarah Moulton inatçý, bildiðinden þaþmayan birer yönetici, Brent Geller, teknik bilgisi ile adeta þirketin beybi olarak veriliyor. Öyle ki her iyi þeyin ve her yanlýþýn altýnda o görülüyor. Onun baþarýsý tüm þirketin baþarýsý, onun bir hatasý tüm þirketin hatasý olarak yer ediyor zihinlerde.
Eric Reid ise deneyimleriyle yol gösteren, rehberlik eden bir yönetim kurulu adayý olarak çýkýyor. Okuyucu onun fikirlerinden büyük keyif alýyor.
Roman sonunda Bill Palmer, beklemediði bir sonuçla karþýlaþýyor. Tüm ekibi ile geleceðe ilerliyor.
Romanda yer yer iþ terimleri, çeþitli isimler yer alýyorsa da okuyucu kendini kitabýn büyüsünden kurtaramýyor. Kitabý elinden bir türlü býrakamýyor.
Ýþ dünyasýnda olan tüm insanlarýn mutlaka okumasý gereken bir kitap diye düþünüyorum. Özellikle yönetici pozisyonunda bulunan kiþilerin ellerinden düþürmemesi gereken bir kitap diye düþünüyorum.
“Batmakta olan bir þirketi nasýl baþarýya ulaþtýrabilirim?” sorusunu kendinize soruyorsanýz ve bu sorunuza bir cevap bulamýyorsanýz yapacaðýnýz ilk iþ bu kitabý almanýz olacaktýr.
Unutmayýnýz, baþarýnýn sýrrý azimle çalýþmak ve zorluklar karþýsýnda ne olursa olsun býrakmamak ve pes etmemektir…