Mutlu insanlar tatlý þeylerden söz ederler. -Goethe |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() ![]() Sabahleyin gökyüzündeki beyaz bulutlar, yerlerini önce çaðla bademi rengindeki bulutlara býraktý. Aradan fazla bir zaman geçmeden bunlar gitti yerlerine kara, yüklü, boðucu bulutlar geldi. Ortalýk akþam karanlýðýna büründü. Ve gök gürültüsüyle birlikte bardaktan boþanýrcasýna yaðmur yaðmaya baþladý. Camlarý kamçýlayan yaðmur taneciklerinin çýkardýðý þiddetli, sinir bozucu ses onun dikkatini çekti. Perdeyi açýp dýþarýya baktý. Yol dereye dönmüþtü, elindeki þemsiyeyi tutmaya çalýþan genç bir bayan topuklarýna kadar yükselmiþ olan suyun içinde yürümeye çalýþýyordu. Þimþek çaktý, üç-beþ saniye sonra da þiddetli bir gök gürültüsü duyuldu. Korkarak pencere kenarýndan çekildi. Evin içindeyken yýldýrým çarpan insan var mýydý, bilmiyordu ama ne olur ne olmaz diye pencereden uzaklaþtý. Yaðýþ uzun süre devam etmedi. Yaðmur kesildi, kasvetli bulutlar yavaþ yavaþ daðýldý, karanlýk yerini aydýnlýða býraktý çünkü güneþ yüzünü gösterdi. Yarým saat sonra ise sanki hiç yaðmur yaðmamýþ gibi her taraf kupkuruydu. Çekyata oturdu, gazetesin açtý. Manþetlere baktý, günlerdir hep aynýydý: Korona korona...Bir makale okudu. Orada dikkatini çeken bir ifade vardý: Krizi fýrsata çevirmek! Böyle bir þey olabilir miydi? Olabilirse, kriz nasýl fýrsata dönüþtürülebilirdi? Aklýna yatmadý bu, ama gene de üzerinde düþünmekten kendini alýkoyamadý: Krizi fýrsata dönüþtürmek... Dýþarý çýkacaktý. Giyindi, maskesini taktý. Kapýnýn yanýnda ayakkabýlarýný giyerken karýsýnýn sesini duydu: -Nereye böyle beyefendi? -Bankamatikten para çekeceðim. Bugün maaþ günüm. Bir þeyler lazýmsa gelirken getireyim hanýmefendi. Son günlerde birbirlerine isimleriyle deðil de beyefendi ve hanýmefendi diye hitap etmeye baþlamýþlardý. Adam bunu koronoya baðlý cansýkýntýsýnýn bir buluþu olarak düþünüyordu. -Ekmek al. Ama sen yasaklýsýn, dýþarý çýkarsan ve yakalanýrsan ceza yersin. Çünkü altmýþ altý yaþýndasýn. -Kim demiþ altmýþ altý yaþýndaymýþým, diye. Benim kimlik cüzdanýmdaki yaþým altmýþ dört. Ýstersen bak, doðum tarihi 01.01.1956 yazýyor. Hem de yeni yýlýn birinci günü doðmuþum. Rahmetli babam, beni doðar doðmaz nüfusa kaydettirmemiþ, iyi ki öyle yapmýþ. Yoksa þimdi yasaklý olacaktým. -Ben onu bunu bilmem, sen altmýþ altý yaþýndasýn. Kendin söyledin bana yýllar önce, “senden sekiz yaþ büyüküm” diye. Ýstersen ben gidip çekeyim maaþýndan para, çünkü bana yasak masak yok. -Lafla söylenene bakýlmýyor, geçerli olan belgede yani kimlikte yazýlý olandýr. -Of off.. Sana da laf yetiþtirilemiyor. Bildiðin gibi yap beyefendi. Sahi neden maaþýný bizim buradaki bir bankaya nakletmedin? Þimdi en az yarým saatin otobüste geçecek? -Hanýmefendi, neden maaþýmý buradaki bir bankaya nakledeyim? Ben o bahane ile biraz gezmiþ oluyorum. Nasýl olsa indirimli ücret ödüyorum. Haydi hoþça kal. Otobüs duraðýnda orta yaþlarda bir kadýn bir de erkek vardý. Çaktýrmadan yeni gelen yolcuyu gözlüyorlardý. Duraðýn içine girince onlar dýþýna çýktý. Kadýn erkeðin kulaðýna bir þeyler fýsýldadý ama o fark etmedi. Çünkü aklýna gene o ifade takýlmýþtý: Krizi fýrsata çevirmek. Gelen ilk otobüse binmek için açýlan kapýya yaklaþýnca þoförün uarýsýyla karþýlaþtý: -Amca, sana yasak arabayla seyahat. -Bana yasak yok, iþte kimliðim istersen bak! Þoför uzatýlan kimliðe þöyle bir göz attý. -Tamam geç amca, dedi. Otobüsteki oturma yerleri doluydu. Bir kiþi de arka kapýnýn orada ayaktaydý. Oturanlara baktý, çoðu genç olmasýna raðmen hiçbirinin ona yer vermeye niyeti yoktu. Orta kapýya doðru yaklaþýnca boðazýna gýcýk geldi. Öksürmeye baþladý. Öksürdü öksürdü... Ona yakýn olup da öksürükten korkan orta kapýnýn yanýndaki koltuklarda oturanlar hemen kalkýp arkaya doðru kaçtýlar. Boþalan yerde cam kenarýna oturdu. Bir dakika bile geçmeden arkasýndaki oturanlar da yerlerini terk ettiler. Gideceði yere kadar hem yanýndaki koltuk hem de arkasýndakiler boþ kaldý. Ayakta gidenler olduðu halde kimse gelip bu koltuklara oturmadý. Otobüsten inip bankamatiklerin olduðu yere doðru yürümeye baþladý. Ortalýk kalabalýktý. Maskeli maskesiz, uzak yakýn insanlar dolaþýyordu. Hesabýnýn olduðu bankanýn ATM'si önüne geldiðinde bir kiþinin iþlem yaptýðýný üç kiþinin de sýrada beklediðini gördü. Kuyruða girdi. Caný sýkýldý. Kim bilir ne kadar bekleyecekti sýra gelmesi için? Aklýna önce krizi fýrsata çevirmek sonra da öksürünce otobüstekilerin kaçýþlarý geldi, güldü. Burada da aynýsý olur muydu acaba? Deneyecekti. Öksürmeye baþladý. Hayret! Kuyruktakilerin hepsi kaçtý, iþlem yapan da iþini yarýda býrakýp, kartýný aldý ve gitti. Bankamatik ona kalmýþtý. Parasýný çekti, duraða gitti. Eve dönecekti. Gelen üç otobüs onun gideceði yerden geçmiyordu. Dördüncü uygundu, bindi. Fazla yolcu yoktu, boþ bir koltuða oturdu, yaný da boþtu. Otobüste ve bankamatikte yaþadýklarýný düþündü ve kendi kendine dedi ki: -Demek ki, “krizi fýrsata dönüþtürmek” iþte böyle bir þeymiþ! BÝTTÝ...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
![]() | Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2023 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |