..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Mutlu insanlar tatlı şeylerden söz ederler. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > İronik > Ömer Faruk Hüsmüllü




10 Haziran 2020
Korona Hikayeleri - 8  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Yağış uzun süre devam etmedi. Yağmur kesildi, kasvetli bulutlar yavaş yavaş dağıldı, karanlık yerini aydınlığa bıraktı çünkü güneş yüzünü gösterdi.


:AGED:




Sabahleyin gökyüzündeki beyaz bulutlar, yerlerini önce çağla bademi rengindeki bulutlara bıraktı. Aradan fazla bir zaman geçmeden bunlar gitti yerlerine kara, yüklü, boğucu bulutlar geldi. Ortalık akşam karanlığına büründü. Ve gök gürültüsüyle birlikte bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı. Camları kamçılayan yağmur taneciklerinin çıkardığı şiddetli, sinir bozucu ses onun dikkatini çekti. Perdeyi açıp dışarıya baktı. Yol dereye dönmüştü, elindeki şemsiyeyi tutmaya çalışan genç bir bayan topuklarına kadar yükselmiş olan suyun içinde yürümeye çalışıyordu. Şimşek çaktı, üç-beş saniye sonra da şiddetli bir gök gürültüsü duyuldu. Korkarak pencere kenarından çekildi. Evin içindeyken yıldırım çarpan insan var mıydı, bilmiyordu ama ne olur ne olmaz diye pencereden uzaklaştı.
Yağış uzun süre devam etmedi. Yağmur kesildi, kasvetli bulutlar yavaş yavaş dağıldı, karanlık yerini aydınlığa bıraktı çünkü güneş yüzünü gösterdi. Yarım saat sonra ise sanki hiç yağmur yağmamış gibi her taraf kupkuruydu.
Çekyata oturdu, gazetesin açtı. Manşetlere baktı, günlerdir hep aynıydı: Korona korona...Bir makale okudu. Orada dikkatini çeken bir ifade vardı: Krizi fırsata çevirmek! Böyle bir şey olabilir miydi? Olabilirse, kriz nasıl fırsata dönüştürülebilirdi? Aklına yatmadı bu, ama gene de üzerinde düşünmekten kendini alıkoyamadı: Krizi fırsata dönüştürmek...
Dışarı çıkacaktı. Giyindi, maskesini taktı. Kapının yanında ayakkabılarını giyerken karısının sesini duydu:
-Nereye böyle beyefendi?
-Bankamatikten para çekeceğim. Bugün maaş günüm. Bir şeyler lazımsa gelirken getireyim hanımefendi.
Son günlerde birbirlerine isimleriyle değil de beyefendi ve hanımefendi diye hitap etmeye başlamışlardı. Adam bunu koronoya bağlı cansıkıntısının bir buluşu olarak düşünüyordu.
-Ekmek al. Ama sen yasaklısın, dışarı çıkarsan ve yakalanırsan ceza yersin. Çünkü altmış altı yaşındasın.
-Kim demiş altmış altı yaşındaymışım, diye. Benim kimlik cüzdanımdaki yaşım altmış dört. İstersen bak, doğum tarihi 01.01.1956 yazıyor. Hem de yeni yılın birinci günü doğmuşum. Rahmetli babam, beni doğar doğmaz nüfusa kaydettirmemiş, iyi ki öyle yapmış. Yoksa şimdi yasaklı olacaktım.
-Ben onu bunu bilmem, sen altmış altı yaşındasın. Kendin söyledin bana yıllar önce, “senden sekiz yaş büyüküm” diye. İstersen ben gidip çekeyim maaşından para, çünkü bana yasak masak yok.
-Lafla söylenene bakılmıyor, geçerli olan belgede yani kimlikte yazılı olandır.
-Of off.. Sana da laf yetiştirilemiyor. Bildiğin gibi yap beyefendi. Sahi neden maaşını bizim buradaki bir bankaya nakletmedin? Şimdi en az yarım saatin otobüste geçecek?
-Hanımefendi, neden maaşımı buradaki bir bankaya nakledeyim? Ben o bahane ile biraz gezmiş oluyorum. Nasıl olsa indirimli ücret ödüyorum. Haydi hoşça kal.
Otobüs durağında orta yaşlarda bir kadın bir de erkek vardı. Çaktırmadan yeni gelen yolcuyu gözlüyorlardı. Durağın içine girince onlar dışına çıktı. Kadın erkeğin kulağına bir şeyler fısıldadı ama o fark etmedi. Çünkü aklına gene o ifade takılmıştı: Krizi fırsata çevirmek.
Gelen ilk otobüse binmek için açılan kapıya yaklaşınca şoförün uarısıyla karşılaştı:
-Amca, sana yasak arabayla seyahat.
-Bana yasak yok, işte kimliğim istersen bak!
Şoför uzatılan kimliğe şöyle bir göz attı.
-Tamam geç amca, dedi.
Otobüsteki oturma yerleri doluydu. Bir kişi de arka kapının orada ayaktaydı. Oturanlara baktı, çoğu genç olmasına rağmen hiçbirinin ona yer vermeye niyeti yoktu. Orta kapıya doğru yaklaşınca boğazına gıcık geldi. Öksürmeye başladı. Öksürdü öksürdü... Ona yakın olup da öksürükten korkan orta kapının yanındaki koltuklarda oturanlar hemen kalkıp arkaya doğru kaçtılar. Boşalan yerde cam kenarına oturdu. Bir dakika bile geçmeden arkasındaki oturanlar da yerlerini terk ettiler.
Gideceği yere kadar hem yanındaki koltuk hem de arkasındakiler boş kaldı. Ayakta gidenler olduğu halde kimse gelip bu koltuklara oturmadı.
Otobüsten inip bankamatiklerin olduğu yere doğru yürümeye başladı. Ortalık kalabalıktı. Maskeli maskesiz, uzak yakın insanlar dolaşıyordu. Hesabının olduğu bankanın ATM'si önüne geldiğinde bir kişinin işlem yaptığını üç kişinin de sırada beklediğini gördü. Kuyruğa girdi. Canı sıkıldı. Kim bilir ne kadar bekleyecekti sıra gelmesi için?
Aklına önce krizi fırsata çevirmek sonra da öksürünce otobüstekilerin kaçışları geldi, güldü. Burada da aynısı olur muydu acaba? Deneyecekti. Öksürmeye başladı. Hayret! Kuyruktakilerin hepsi kaçtı, işlem yapan da işini yarıda bırakıp, kartını aldı ve gitti. Bankamatik ona kalmıştı.
Parasını çekti, durağa gitti. Eve dönecekti. Gelen üç otobüs onun gideceği yerden geçmiyordu. Dördüncü uygundu, bindi. Fazla yolcu yoktu, boş bir koltuğa oturdu, yanı da boştu. Otobüste ve bankamatikte yaşadıklarını düşündü ve kendi kendine dedi ki:
-Demek ki, “krizi fırsata dönüştürmek” işte böyle bir şeymiş!
BİTTİ...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İronik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Deliden Mektup Var
Bir Murat Dört Surat
Dilsiz Fahişe - 8 (Son)
Korona Hikayeleri - 7
Korona Hikayeleri - 4
Korona Hikayeleri - 5
Korona Hikayeleri - 6
Korona Hikayeleri - 3
Bu Bir Futbol Klasiğidir
Ayda 15 Bin Lira Gelir Getiren Bir İşinizin Olmasını İster Misiniz?

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Küçücük Hikâyeler - 2
Acayip Bir Hikaye
Küçük Hikâyeler - 1
Senin Hikayen
Bir Ölünün Günlüğü - 8 Son Bölüm
Prostat
Bir Ölünün Günlüğü - 7
Hırsız Kim?
Bir Ölünün Günlüğü - 3
Bir Ölünün Günlüğü - 4

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.