Tüm insanlýk bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac |
|
||||||||||
|
Geçen hafta hayatýmýn belki de en güzel, en ilginç ve en heyecanlý teklifini aldým. TRT, Kýbrýs’ta bir dizi film çekecekmiþ: “Kýbrýs Ada Kýþý” Cast Ajansý sahibi Sayýn Ýlke Susuzlu, bana ulaþarak “Bu projede yer almak ister misiniz hocam?” diye sordu. Bana bir auidition gönderdi. Kýsa bir metini oynayýp telefonla videoya almamý ve kendisine atmamý istedi. Önce þaka gibi geldi bana. Ama þaka olmadýðýný, gayet ciddi bir teklif olduðunu biraz sonra anladým. Oðlum Alperen “Gel baba, bir çekelim þu filmi. Þansýný bir dene. Belki beðenirler” dedi. “Olur mu?” demeye kalmadý eþimin de onayý ile metni okumaya baþladýk. Bir iki okumadan sonra kurguyu kafamda oluþturdum ve oðlumun çekmesi ile oynamaya baþladým. Eþim de karþý sözleri okuyarak bana yardýmcý oldu. Bir iki denemeden sonra film bitti. Biraz sonra da Ýlke’ye gönderdik. Ýlke, çok geçmeden “Filmi aldýðýný ve çok baþarýlý bulduðunu” yazdý. Beklemeye baþladýk. Ben “Bu iþin sonu Hollywood’a kadar gider. Oscar’ý da alýr gelirim” diye þaka yapýyordum. Tabi bu arada da film hakkýnda bilgi edinmek için Google amcaya müracaat ettik. Çok bilge olan Google amca her zamanki gibi bize yardýmcý oldu ve film ile ilgili istediðimiz bilgileri verdi. Film, 26 bölümden oluþuyor. Yönetmen koltuðunda Hakan Ýnan oturuyor. Ve oyuncu olarak da çok ünlü isimler var. Bunlarýn baþýnda Ahmet Kural geliyor. Diðer oyuncular, Serkan Çayoðlu, Pelin Karahan, Gülper Özdemir, Tayanç Ayaydýn, Devrim Saltoðlu’dan oluþuyor. Gerçekten çok tanýnan isimler bunlar. Bu isimlerle filmin çok iddialý bir film olduðunu rahatlýkla söyleyebiliriz. 2 gün geçtikten sonra Ýlke beni arayarak “Hocam, sizi beðendiler. Dizide rol alacaksýnýz” dedi. “Acaba þaka mý yapýyor?” demekten kendimi alamadým. Ama Ýlke’nýn de bu tür konularda þaka yapmayacaðýný çok iyi biliyorum. Heyecanla hemen aradým. Gülerek: “Hayýrlý olsun hocam. Sizi çok beðendiler. Görevi aldýnýz” dedi. Ve gerekli bilgileri verdi. “Pazara, çekimler baþlýyor” dedi. O gece, telefonum çaldý. Hiç tanýmadýðým, bilmediðim bir bayan: “Ben, Emel” dedi. Kostüm sorumlusuymuþ. Benden, bedenim, kilom, ayak numaram gibi bilgileri istedi. “Kostümlerinizi hazýrlayacaðým. Pazar günü görüþürüz” dedi. Heyecaným gittikçe artmaya baþlýyordu. Þaka gibi baþladýðým bir olay gerçek mi oluyordu? Yoksa rüyada mý idim? Biraz sonra bir telefon daha: “Rejiden arýyorum. Size rollerinizi atýyorum Lütfen sizinle ilgili kýsýmlara bakýn. Pazara kadar ezberleyip gelirseniz çok iyi olur.” dedi. Ýþte o andan itibaren iþin çok ciddi olduðunu anladým. Hemen metni okumaya baþladým. Biraz sonra da ayna karþýsýnda kendi kendime rol yapmaya baþladým… Ve Pazar sabahý erkenden kalkýp sete gittim. Çekimler Maðusa Limaný’nda yapýlacaktý. Doðruca limana gittim. Kapýda bir görevli beni yönlendirdi. Arabayý setin bulunduðu yere sürdüm. Varýnca park edip insanlarýn yoðun olduðu yere gittim. Görevlilere kendimi tanýttým. Ýlke Susuzlu da oradaydý. Merhabalaþýp sohbete baþladýk. Biraz sonra kostümlerimiz verildi. Giyip filmin çekileceði yere alýndýk. Doðrusu ilk defa profesyonel bir ortamda bulunuyordum. Gerçi daha önce birkaç filmde görev almýþtým; ama onlar kýsa rollerdi. Figüranlýktý. O nedenle hemen bitivermiþti. Sete gelince yapýlan iþin ne kadar ciddi olduðunu gördüm. Her þey mükemmel denecek bir biçimde hazýrlanmýþtý. Her þey düþünülmüþtü. “Ýðneden ipliðe” derler ya iþte onun gibi. Uzun bir çalýþma sonucu ortaya mükemmel bir ürün çýkmýþtý… Araçlar, kamyonlar, tahtalar, jipler, tanklar, sedyeler, kasalar, çuvallar, silahlar, çay, kahve, yemek… aklýnýza ne geliyorsa hazýrdý. Eksik olan hiçbir þey yoktu…film setinde ne gerekiyorsa fazlasýyla vardý… Kalabalýktý. Oyuncular da oldukça çoktu. Figüranlar, yardýmcý oyuncular, teknik görevliler, baþrol oyuncularý hepsi oradaydý… Ahmet Kural ile tanýþtýk. Alçakgönüllü, çok mütevazý bir insan olarak gördüm. Herkese karþý nazik, efendi ve saygýlý davranýyordu. Kimseyi üzmüyor, incitmiyor, kýrmýyordu. Birçok kiþi ile resimler çektiriyordu. Hiç kimseyi reddetmiyordu. Sabýrla herkese “Hay hay” diyordu. Doðrusu ilk intiba olarak bende çok olumlu bir etki yarattý. Bir de “Sanatçýlar kaprisli olur” derler. Oysa ben, Sayýn Kural’da hiç kapris görmedim. Olduðu gibi davranan, saygýlý bir kiþi olarak tanýdým. Filmin Yönetmeni Sayýn Hakan Ýnan Bey ile tanýþtýk. O da iþini en iyi yapan bir kiþi olarak dikkatleri çekti. Yani bir yönetmenin bu kadar alçakgönüllü, bu kadar oyuncularla iç içe, samimi ve sevgi içinde olacaðýný tahmin edemezdim. Bizlere yapacaðýmýzý gayet yumuþak bir dille anlatýyor, sabýrla tekrar tekrar söylüyordu. Akþama doðru, Serkan Çayoðlu ile sahnemiz vardý. Onunla da yüz yüze oynadýk. Genç oyuncu, güler yüzlü biriydi. Bana önerilerde bulunuyor, neyi, nasýl yapmamý söylüyordu. Doðrusu bu da beni çok rahatlatýyordu. Onlarýn deneyimlerinden faydalanmak müthiþ bir þeydi. Küçük bir provadan sonra çekime baþladýk. Deyim yerindeyse görevimizin hakkýný fazlasýyla verdik. Çekimler çok güzel bir þekilde sürüyordu… Tek þikâyetimiz havanýn soðuk olmasýydý. Gerçekten donduracak þekilde bir soðuk vardý. Adeta iliklerimize kadar iþliyordu. Bu soðukluðu da, sýk sýk getirilen çay ve kahvelerle gideriyorduk. Gerçekten içtiðimiz çaylar ve kahveler yüreðimizi ýsýtýyordu… Çekimler sürüyordu. Ve ben Ahmet Kural ile ayný sahneyi paylaþýyordum. Onunla karþýlýklý oynuyor, karþýlýklý sözlerimizi birbirimize söylüyorduk. Bu gerçekten benim için büyük bir onur idi. Mutluluk verici büyük bir olay idi. Hayalimde bile kuramayacaðým bir þeydi. Ýleride torunlarýma anlatabileceðim en güzel anýlarým idi. Doðrusu sözlerle tarif edilemeyecek bir duygu idi… Bir sahneyi defalarca tekrar çekiyorduk. Bu da bizi hem filme hazýrlýyor, hem de iyice rahatlatýyordu. Biraz sonra sözleri iyice ezberlemiþ oluyorduk… Gecenin ilerleyen saatlerine kadar çekimler devam etti… Müthiþ bir deneyim oldu benim için. Milyonlar versem böyle bir aný gerçekleþtiremez, ona hayat veremezdim… Ama nasýl olduysa Allah bana “Yürü kulum” demiþ ve ben kendimi böyle bir ortamda bulmuþtum… Dediðim gibi anlatýlacak gibi bir þey deðil. Sadece o aný yaþamak lazým. Ve ben de o aný yaþayan þanslýlardan biri oldum. Bu þansý bana veren, yaþatan, emeði geçen herkese teþekkür ediyorum.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |